Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Fransızca kelime anlamı “bataklık” olan Le Marais, Parisliler ve Paris’i bilenler için şehrin özel bir köşesi. Küçük butikler, önemli markalar ikinci el satan dükkânlar kitapçılar, takıcılar, lokantalar, kafeler hepsi semtin ruhuna uygun bir tarzla sergiliyorlar kendilerini.

        Geçmişte bataklık olan Le Marais, 10. yüzyılda temizlenmiş ve öncelikle dini grupların yerleşim yeri olmuş. 12. yüzyılda tarıma izin verilmesiyle Paris'in yemek ihtiyacının önemli bir bölümünü buradan karşılamış. Ardından 14. yüzyılda aristokrasinin dikkatini çeken Le Marais, İngiliz işgali sırasında II. Henry ve Catherine de Médicis'ye ev sahipliği yapmış. Le Marais'in dönüşüm evrelerinden biri IV. Henry'nin dönemine rastlar. Tarlalar satılıp sokaklara dönüşür. Aynı zamanda Paris'in ilk şehir planlamacısı olan IV. Henry özellikle Le Marais'in en önemli mekânlarından La Place des Vosges'i daha sonra Le Marais'in tarzına öncülük edecek olan bir anı olarak bırakır. 17. yüzyılda Place des Vosges (buranın ilk adı Place Royale imiş) yapıldıktan sonra asiller, aristokratlar bölgeye yerleşmeye başlar ve bütün bu "hotel malikane" dedikleri binalar o dönemde yapılır. 18. yüzyıl ortasında aristoklar Le Marais'den Faubourg, Saint Honore ve Saint Germaine'e taşınır. Aradan geçen yıllarda Le Marais belli aralıklarla göçen Yahudi cematinin bölgesi olmayı sürdürür. 20. yüzyılda semtin çileli günleri tekrar başlar. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerin Paris'te oluşturdukları bir çeşit getto'ya dönüşür, Yahudi nüfusun yarıdan fazlası toplama kamplarına götürülür. 1969'da Le Marais'nin kaderi yeniden değişir. Paris Belediyesi Le Marais'nin yıkılması yönünde karar alır. Ancak Michel Raude önderliğinde karşıt grup bir dernek kurar. Le Marais'nin bir mimari miras olduğunu, korunması ve değerlendirilmesi gerektigini savunurlar. Bu gruba destek dönemin kültür bakanı, aktivist, yazar, sanat tarihçisi Andre Malraux'dan gelir. Malraux, bölgeyi tekrar kalkındırma planı başlatır ve La Marais'nin şık kendine özgü yenilenmiş yapısı ortaya çıkmaya başlar.

        Günümüzde ise; 1990'lardan beri yenilenmekte olan Rue des Rosiers (Gül Ağaçları Sokağı) hâlâ Paris'teki Yahudi toplumunun en önemli merkezi. Sokağa girenler Yahudi etkinliklerinin, kitapevlerinin, pek çok restoranın ve kosher satan outlet'lerin davetleriyle karşılaşır. Rue Pavee'de yer alan ve Rue des Rosiers'tan pek uzakta olmayan sinagog, oldukça etkili bir dini merkez.

        Le Marais'nin özellikle République yakınlarında kuzeye doğru olan kesimi Çin toplumunun güçlü varlığıyla ünlü. Ayrıca semt Birinci Dünya Savaşı sonrası gay toplumunun göçüyle tanışmış. Bu göç özellikle1980'lerden sonra artmış. Bugün semtte pek çok gay cafe, gece kulübü, kabare ve dükkân yer alıyor. Başka bir deyişle Le Marais günümüzde aynı zamanda gay toplumunun buluşma noktası. Picasso Müzesi, Nicolas Famel'in evi, Cognacq-Jay Müzesi, Carnavalet Müzesi de Le Marais'nin önemli adreslerinden. 1985'te Picasso Müzesi'nin açılışıyla birlikte semt, Paris'in en ünlü sanat galerilerinin mekânı olmuş.

        Le Marais turuna başlamak için en ideal nokta kanımca Rue des Nonnains D'hyeres. Solunuza Rue de Hotel de Ville'yi alıp Rue du Figuier köşesinden içeri girerseniz bölgenin en eski ve itibarlı yapılarından olan Hotel de Sens'i görürsünüz. Hotel de Sens 1475'te inşa edilmiş. Şu anda kitaplık olarak kullanılan Hotel de Sens'e giriş ücretsiz. Rue St. Paul'den devam ettiğinizde solunuzda 1641'de reformist karşıtlarının döneminde tamalanmış olan St. Paul kilisesini görürsünüz. Rue de Rivoli üzerinden caddeyi adımlayıp Rue de Temple'ye girip Le Marais'nin dar sokaklarına kendinizi bırakın. Rue de Ste. Croix de la Bretonnerie kesiştiğinde Le Marais'nin en eğlenceli sokaklarından birine gelmiş olacaksınız. Alman orjinli tasarım mağazası Dom, ülkemizde de şubesi bulunan Pylones ve 11 numaradaki gay stil mağazası IEM biraz devam ettiğinize ünlü ikinci el vintage mağazası Free'S'pop böyle sıralanıp gider. Pek çok restoran ve kafeyi birarada barındıran Place du Marche Sainte Catherine'de asırlık çınar ağacının altında keyifli vakit geçirirsiniz. Daha kuzeye yürüdüğünüzde Rue Malher'de hemen girişteki İspanyol restoranın tapaslarını deneyin, bayılacaksınız. Rue Pavee üzerinde sağda 1585-1612 arasında II. Henry'nin kızı düşes Diana de France için yaptırılan Hotel Lamoignon karşılar sizi. Güneye doğru yürüyüp Rue des Francs Bourgeois takip ederseniz, ünlü Place des Vosges'e ulaşırsınız. 6 numara Hotel de Rohan Guemenee, 19. yüzyılın ilk yarısında Viktor Hugo'nun yaşadığı binadır ve günümüzde Maison de Viktor Hugo olarak anılır.

        Le Marais'nin konsept mağazacılıkdaki ünü tüm dünyada bilinir. Le Marais ile Republic arasında, Boulevard Beaumarchais'de bulunan Merci bunların en iyi örneklerinden biri. Rue Ferdinand Duval'da dizayn çantaları ve takılarıyla öne çıkan Xuan-Thu Nguyen Boutique ve Rue de Sevigne 40 numarada konuşlanan Leclaireur'ün ilginç, sıradışı mağaza tasarımı hayli etkileyicidir. Leclaireur, Japon tasarımcı Rei Kawakubo Comme des Graçons'un parfümünü bulabileceğiniz ender adreslerden biri. Rue de Sevigne 4 numarada bulunan restoran Casa San Pablo'da Bask, Küba ve Fransız mutfağının örnekleri sunuluyor. Restoran demişken Rue de Bretagne bulunan Kuzey Afrika restoranı Chez Omar'ı mutlaka deneyin.

        Alışverişe gelince Rue des Francs-Bourgeois'de Zadig'i mutlaka gezmelisiniz. Karşısında yer alan şarap marketi Paris'te pek çok şubesi bulunan Nikolas'ı da atlamayın. Rue de Blancs Manteaux da bulunan konsept mağazalardan Boutique Set in Black siyah ürünler üzerine kurgulanmış bir mağaza. Görmekte fayda var. Rue des Rosiers'deki Le Loir dans la Theiere, ev yapımı tartlarına bayılacağınız hatta Le Marais'ye gitmek için mazeret yaratacağınız bir kafe.

        Rue Ste Croix de la Bretonnerie bulunan Yahudi restoranı Falafel'de Le Marais'nin vazgeçilmezlerinden. Rue Vieille du Temple'deki Les Philosophes'de kahve içmek, Rue Francs Bourgeois'de bir şeyler atıştırmak, Rue Sevigne'de Casa San Pablo'da tapas yemek ve Saint Gervais'te 1854'ten bugüne ününü sürdüren Mariage Freres'te enfes çaylardan yumdumlamak şart. Le Marais yeme içme, alışveriş yapmak konusunda küçük bir cennet. Aklımda kalanları yazdım ancak yetersiz, gidip gezmek, keşfetmek gerek.

        Alışveriş:

        IEM: 16 Rue Ste Croix de la Bretonnerie

        Zadig-et- Voltaire: 44 Rue des Francs-Bourgeois www.zadig-et-voltaire.com

        COS: 4 Rue des Rosiers

        Free "P" Star: de Ste. Croix de la Bretonnerie

        Dom: 21 Rue de Ste. Croix de la Bretonnerie. www.dom-ck.com

        Boutique Set in Black: 2 Rue de Blancs Manteaux www.setinblack.com

        Leclaireur: 40 Rue de Sevigne

        Adidas Orginals: 3 Rue Des Rosiers

        Nerede yenir?

        Mariage Freres: 30 rue du Bourg-Tibourg www.mariagefreres.com/

        Chez Omar Restaurant: 47 Rue de Bretagne

        Le Loir dans la Theiere: 3 Rue des Rosiers

        Les Philosophes: 28, Rue Vieille du Temple

        Casa San Pablo: 5 Rue Sevigne

        Dome du Marais: 53 Rue Francs Bourgeois

        Nerede kalınır?

        Murano Hotel, Paris en güzel otellerinden biri. "Biraz eskidi" denilebilir ama yine de uyumaktan fazlasını vaat ediyor. 13 Boulevard du Temple www.muranoresort.com

        Diğer Yazılar