Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Russell Crowe ve Ryan Gosling’in 1970’lerin Los Angeles’ında kayıp bir genç kızı arayan iki özel dedektifi canlandırdığı “İyi Adamlar” (The Nice Guys), politik göndermeler de içeren eğlenceli bir polisiye

        Filmin ergenlik, cinsel arzu, otomobil kazası ve ölümü bir araya getiren ilk sahnesi muzip ve renkli bir kara komedi seyredeceğimizi düşündürüyor. Dakikalar ilerledikçe, “İyi Adamlar”ın kara komediden ziyade merkezinde zıt karakterli iki dedektifin yer aldığı hafif bir polisiye olduğu ortaya çıkıyor. Cesetlerin sayısı artıyor, kan, dövüş, çatışma eksik olmuyor ama mizah da hiç kaybolmuyor. Üstelik ilk sahnede olduğu gibi ergenler filmin gizli kahramanları olmayı sürdü- rüyorlar. Hatta öykünün dipten dibe ebeveynlerine isyan eden ergenlerle ilgili olduğu öne sürülebilir. Sonuçta her şey, film boyunca herkesin peşinde olduğu kayıp Amelia’nın (Margaret Qualley) iktidarın bir parçası olan savcı annesine (Kim Basinger) isyan etmesiyle ilgili değil mi? Bu arada, Amelia’nın söylediği gibi o yıllarda avangart sanat filmlerinin gerçekten pornografik öğeler içerdiğini belirtelim. Amelia ve kuşağı o yıllarda sinemanın dünyayı değiştireceğine inanırdı. Film biraz da bu inancın saflığı üzerine... Beceriksiz babasının her işine burnunu sokan, yer yer iki dedektife “ayar veren” 13 yaşındaki Holly March’ın (Angourie Rice) da üçüncü önemli karakter olduğunu unutmayalım. Holly ve Amelia hayatın karanlığından haberdar, her şeye meraklı gençler. Daha iyi bir dünya için ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Çocukluk ve yetişkinlikten uzakta, masumiyetin hâlâ sürdüğü bir ara dönemdeler.

        TAM BİR 70’LER FİLMİ

        Hayatta hiçbir baltaya sap olamamış, ucuz işlerle geçinen iki dedektifi harekete geçiren de zaten bu masumiyet. Üstelik yan yana gelmeleri de kolay değil. Holland March (Ryan Gosling) ayyaş, beceriksiz, narin ve nevrotik bir adam. Jackson Healy (Russell Crowe) ise üç beş kuruşa adam döven, sert bir İrlandalı. Yönetmen ve yazar Shane Black, filmin komedisini daha çok bu zıt ikili üzerine kuruyor. Black’in 1990’larda “Cehennem Silahı”yla “polis ikilisi filmleri”ni yeniden “icat eden” yazar olduğunu hatırlayalım... Ama “İyi Adamlar”ı sadece bir arkadaşlık ya da zıt ikili filmi olarak görmek haksızlık olur. Shane Black, ilk sahnedeki müstakil evden başlayarak tam bir 1970’ler filmi çekmiş. Sadece müzikler, giysiler, saç modelleri ve iç mekân düzenlemelerinden söz etmiyorum. 16 mm porno filmler, ABD otomobil endüstrisi, benzin kıtlığı, hava kirliliği, döneme özgü çevreci eylemler ve hatta devrik baş- kan Nixon bile var filmde... Filmin alttan alta siyasi dertleri olduğunu düşünmek mümkün. Black’in amacı aslında biraz da 1980’lerde olacakları hatırlatmak. 1977’de geçen öyküyü seyrederken kibirli Detroit otomotiv endüstrisinin Japonlar, 16 mm porno filmlerin de video nedeniyle çökeceğinden haberdarız. Daha önemlisi, 1980’lerde iktidara gelecek Reagan’ın 1968’de kıvılcımlanan muhalif ruhun defterini tümüyle düreceğini biliyoruz. Amelia ile Holly’nin hippilerle yuppiler arasına sıkışmış bir tür kayıp ara kuşak olduğunun farkındayız.

        HAFİF VE HOŞ BİR FİLM

        Film tüm bunları eğlenceli ve sürükleyici bir ambalajla sunuyor seyirciye. Shane Black, harekete ve söze dayalı komediyi dengeli biçimde bir araya getiriyor. Olayların akışı belki çok ger- çekçi değil ama karakterler inandırıcı. Ryan Gosling ve Russell Crowe da komedinin tadını çıkaran performanslarıyla öne çıkıyorlar... “İyi Adamlar”, seyirciyi oyalamasını bilen hafif ve hoş bir film.

        Diğer Yazılar