Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SURİYE’de 200’ü aşkın kez ateşkes ilan edildi.

        Bunlardan en somut sonuç, Türkiye’nin Rusya ile birlikte kotardığı Halep ateşkesinde alındı.

        Ateşkesin ardından bir de mutabakat geldi; bu da dün açıklanan yeni bir aşamayı, ülke bütününde ateşkesi yarattı.

        Ancak bugün sabah saatlerinden itibaren yürürlüğe giren ateşkesin nasıl sonuç getireceğini öngörmek için erken.

        Birçok evresi ve beraberinde taşıdığı risk hâlâ yüksek...

        Çünkü Ankara’da 23 Aralık’tan beri süren Ruslarla ilk kez Suriye’deki bazı muhalif grupları buluşturan görüşmeler sonrası kotarılan yeni ateşkes sürecinin başat oyuncuları, dünün sahadaki karşıtları.

        Buna göre Türkiye, ÖSO’yu ateşkes sürecinde kontrolü altında tutup rejime dönük saldırılarını durdurmasını sağlayacak.

        İdlib bölgesindeki bazı grupların da ÖSO saflarına katılmasını sağlayarak El Nusra’dan ayıracak; hatta El Bab’a yönlendirecek.

        Halep’in batısında Şam, Rusya ve İran’ın mücadelesini kolaylaştıracak.

        İran ise Şam’la birlikte Suriye’deki Hizbullah ve Afganistan kökenli grupların, El Kaide bileşeni olmayan rejim muhaliflerine saldırısını engellemekten sorumlu olacak.

        Rusya ise rejimi etkisinde tutacak.

        Tarafların ateşkesi ihlali halinde de yaptırım uygulanacak.

        Ankara’nın yoğun diplomatik girişimleri sonrası Moskova ve Tahran’a kabul ettirdiği yeni ateşkes sürecinin kimleri kapsayacağı da liste halinde sıralanmış.

        Aktarıldığına göre DEAŞ ile El Kaide bileşeni El Nusra ve yakın gruplar yer almıyor.

        Diğer muhalif Kürt gruplarının isimleri sıralanırken, ABD desteğindeki PYD ateşkes kapsamında bulunmuyor.

        YENİ İTTİFAK

        Şurası anlaşılır ki Ankara, PYD konusunda baştan beri ortaya koyduğu Cenevre görüşmelerindeki tavrını koruyor.

        Ancak dikkat çeken, Şam’dan gelen PYD karşıtı açıklamalar.

        Suriye ordusunda görevli Tuğgeneral Heysem Hasun ile Devlet Başkanlığı Köşkü’nün askeri konulardaki uzmanı Ali Maksud, Rudaw’a “PYD ile sürdürülen ittifakın bittiğini” söyledi.

        General Hasun “O bölgeler emaneten PYD/YPG’nin elinde, şimdi devlet emanetini geri almak istiyor” derken, Maksud muhaliflerden arındırılan Halep’te YPG’den kontrolündeki Şeyh Maksud Mahallesi’ni boşaltmasını istediklerini bildirdi.

        Bu tutumunu Şam’ın yakın gelecekte Afrin ve Fırat’ın doğusuna da yaygınlaştırması halinde nasıl sonuç verir bilinmiyor.

        Çünkü bu alanlar ABD’nin desteğindeki güçlerin elinde duruyor; ABD de 2012’den beri Esad’ı hedefinden çıkarmış bulunuyor.

        ASTANA SONRASI

        Yeni durum bölgede yeni ittifakların kapısını aralarken, Astana’yla başlayacak sürecin Cenevre’yi ve bölgedeki koalisyonları nasıl etkileyeceği öngörülemiyor.

        Şöyle ki; Türkiye Suriye’de koalisyon içinde yer almakla birlikte başat müttefiki ABD ile hareket etmiyor, hatta tepki gösteriyor.

        Müttefiklerinin kendisine destek vermediği gibi bir de teröristlere yardım ettiğini söylüyor.

        Karşı cephenin iki önemli ülkesi Rusya ve İran’la bölgesel çözüm üretiyor.

        Dünün karşıtlarının müttefik, bugünün müttefiklerinin de karşıt haline geldiği Suriye sahası, gittikçe karmaşık hal alıyor.

        Diğer Yazılar