Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ankara’da siyasi partilerden sivil toplum örgütleri ve araştırma şirketlerine kadar yoğun bir hazırlık var.

        Hepsinin uğraşı referandum sürecinde nasıl bir politika izleyeceklerini tespit etmek amacıyla zemin yoklamasına dayalı...

        Hafta sonu da bu sütunda aktardığım gibi, CHP, bir parti kimliğiyle propaganda sürecini yürütmekten kaçınıyor.

        Özellikle, “Hayır” tarafında HDP ile yan yana fotoğraf vermek istemiyor.

        O nedenle parti kimliğinden uzak, “milli ve demokratik sivil toplum hareketi”ni oluşturmayı amaçlıyor.

        Referandumun “Evet” tarafında yer alan AK Parti ve MHP için ise durum biraz farklı.

        MHP kendi dinamikleri içinde kampanyadan yana, AK Parti ile hareket ediyor görüntüsünden kaçınıyor.

        İleride gelebilecek, “Yan yana yürüttünüz eleştirmeye, olumsuz söz söylemeye hakkınız yok” eleştirilerini bugünden savuşturmak istiyor.

        AK Parti ise zemin yoklama aşamasında...

        Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanlar ile parti yöneticilerinin demeçlerinin kitleler üzerindeki etkisini okuyor.

        AK Parti’nin kamuoyu oluşturma sürecine katkı veren etkin isminin dünkü sohbetimizde aktardığına göre henüz propagandanın nasıl yürütüleceğine karar vermemişler.

        Aktardıklarına göre kamuoyu yoklamalarından elde ettikleri veriler, diğer kamuoyu yoklama şirketlerine yakın.

        “Hayır” ve “Evet” oyları, % 34-35 gibi eşit oranla tahkim edilmiş.

        OY HESABI

        Hesaplarını AK Parti ile MHP’nin son seçimlerde aldığı oylar üzerinden yapıyor.

        Haziran 2015 seçiminde AK Parti % 40.9, MHP % 16.3 almış, toplamı % 57.2 olmuştu.

        Kasımda ise AK Parti % 49.5, MHP 11.9 almış, toplam oyları 61.4’e çıkmıştı.

        Son ankete göre, iki partinin toplamından gelecek “Evet” oyları % 52-53 seviyesinde görülüyor.

        Kampanya sonunda referandum sandığına gidilirken bunun hangi oranda artacağı şu aşamada hesaplanamıyor. Bununla birlikte, “Kim tereddütleri kendi safında pekiştirirse onun yönüne sonuçlanır” cümlesiyle ifade ediliyor.

        MİLLİYETÇİ CEPHE

        Bu nedenle AK Parti’de üç alternatif üzerinde duruluyor...

        İlki 2007 referandumunda olduğu gibi hiç yoğun kampanya yapmadan halka bırakmak.

        İkincisi haziran dönemindeki gibi Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın birlikte güç gösterisinde bulunması...

        Ancak bu propaganda “Diyarbakır ve İzmir’i istiyorum” söylemleriyle birleştiğinde ters tepmişti.

        Sonuncusu ise MHP’nin referandum sonrası hükümetin bir unsuru haline geleceğinin ilan edilip milliyetçi cephede oy konsolidasyonunu pekiştirmek.

        Bunun Kürt ve liberal demokrat kesimi karşı cepheye itme gibi bir riski bulunuyor.

        Ancak bölgede HDP’nin açık ara % 54-55 gibi oranda bulunması, AK Parti’nin ikinci parti konumu, Kürt oylarının kaybının göze alınabileceğine işaret ediyor.

        “Cihangirliler” diye tanımlanan, Gezi sürecinin ilk başında rastlandığı gibi zeki ve esprili siyasal söylem üreten kesimin sosyal medya veya sokakta etkili olabileceğinden kaygı duyuluyor.

        Özetle, referandum başlamadan korkunun kamplaşması yaşanıyor.

        Diğer Yazılar