'Açıklanmayan 38 belge var...'
BUGÜN, 1 Mart Tezkeresi'nin iptalinin 10'uncu yılı.
Meclis İçtüzüğü'nün 71 'inci maddesine göre, 10 yıl gizli tutulan kapalı oturum tutanakları açılabilir.
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce de dün TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e çağrıda bulunarak tutanakların kamuoyuna açıklanmasını istedi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e tavrının ne olacağını sordum.
Önündeki dosyayı açtı, fosforlu kalemle altı çizilmiş metinleri çıkardı, Anayasa'nın 97'nci maddesinin ikinci bendindeki şu hükmü okudu:
"TBMM, içtüzük hükümlerine göre kapalı oturumlar yapabilir, bu oturumlardaki görüşmelerin yayımı TBMM kararına bağlıdır."
Meclis İçtüzüğü'nün buna uygun yorumlanması gerektiğini anımsatıp devam etti:
"Anayasa, bunu diyorsa benim gece yarısı tutanakları internet sitesine koyma hakkım var mı?"
Dosyanın içinden aldığı bir diğer dokümanda sıralı olan başlıkları işaret edip ekledi:
"Ayrıca 90 yıl içinde 10 yılını doldurup da kamuoyuna açılmayan 38 Cumhuriyet Senatosu ve Meclis gizli oturumu var."
Çiçek, biraz da sitem dolu ses tonuyla sözlerini sürdürdü:
"Bir şeylerin olmasını isterken, bunun mevzuatının nasıl olduğuna kimse bakmıyor. Hem tek adam uygulamalarından yakınıp, hem de mevzuatı bir kenara bırakıp tek adam gibi davranılmasını istemek ne derece doğru?"
YARBAY DAVASI
Bu aşamada açıklanmayan 38 gizli oturumdan örnekler verdi.
Bunlardan biri 1949'da bir yarbayın, albaylığa yükseltilmemesiyle ilgili.
Yarbay, Askeri İdari Mahkemesi'nde dava açmış.
Mahkeme de aynı yönde karar alınca, o dönem Meclis'e yargı kararlarını götürme hakkı bulunduğundan, Dilekçe Komisyonu'na başvurarak hakkını aramış.
Gizli oturum yapılmış ve o günden bu yana da belgeleri açılmamış.
Çiçek, "Ben bunun bugün de açıklanmasını doğru bulmam. Vârisçilerine haksızlık edilmiş olur" dedi.
Kıbrıs ile ilgili yapılan gizli oturumlardan da örnekler sundu.
AK Parti'den gizli oturum tutanaklarının açıklanmaması tavrı da göz önüne alındığında 1 Mart Tezkere tutanaklarının daha uzun süre görülemeyeceğini söyleyebilirim.
ÖCALAN'IN SÖZLERİ
Çiçek'e, Milliyette Namık Durukan arkadaşımızın imzasıyla dün yayınlanan Öcalan'ın milletvekilleriyle konuşmasının tutanaklarını anımsattım.
Öcalan'ın, çözüm süreci ile Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun çalışmasını aynı paralele koyup, silahlı PKK'lıların yurtdışına çıkmasının da TBMM onayıyla olacağına ilişkin sözlerini anımsattım.
Çiçek, ilgi bile göstermedi:
"Destek veren 4 parti üyelerini geri çekmedikçe yolumuza devam ederiz. İşimize bakarız, dış etkiler ilgilendirmez... "
Yanından ayrılıp kulise geldiğimde eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ile karşılaştım.
Benzer bir soruyu ona da söylediğimde verdiği yanıt dikkat çekiciydi:
"Liderler milliyetçilik söyleminde ayrışıyor. Ancak ırkçılığı reddetmekte anlaşıyor. Bu bir diyalog zemini oluşturabilir. Çözüm arıyorsak BDP ile diyalog kurarken, CHP ve MHP gibi ana kitle partileriyle de diyalog yolu aramalıyız. Yoksa sadece İmralı, Kandil, ABD ile çözemeyiz..."
Meclis'tedün ortaya çıkan ağırlıklı görüş de Günay'ın sözündeki gibiydi.