Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BBC’nin haber sitesinde, önceki gün ilginç bir tartışmaya yer verilmişti: İçerisinde bulunduğumuz evrenin aslında bizlerden son derece zeki varlıklar tarafından inşa edilmiş bir bilgisayar programı olup olmadığı...

        Aralarında Nobel ödüllü fizikçilerin de bulunduğu bazı bilim adamları geçen Nisan ayında New York’taki Amerikan Doğal Tarih Müzesi’nde biraraya gelerek konuyu tartışmış ve ortaya değişik görüşler atmışlardı. BBC, bu tartışmaları biraraya getirip konu hakkında daha sonra söylenenleri toparlıyordu.

        Bir grup fizikçi, “Evrenimizin başka bir evrende yaşayan ama bizlerden çok daha zeki olan bir bilgisayarcı, hattâ o evrendeki bir lise öğrencisi, bir biyolog yahut bir mikro organizma uzmanı tarafından hazırlanmış program olma ihtimali vardır” diyordu. Diğer bir grup fizikçi ise bütün canlıların ve dolayısı ile beyinlerin aslında birer simülasyondan ibaret olma ihtimalinin mevcut bulunduğunu söylüyordu.

        Her iki görüşün kaynağı, yeni geliştirilen programların artık sadece oyunlar için değil, çok daha geniş kapsamlı bilimsel araştırmalarda da kullanılabilmesi idi. Meselâ, davranışları incelemek maksadıyla hazırlanan bazı programlar sayesinde hayvanların tek başlarına yahut sürü halinde ne şekilde hareket edecekleri önceden tahmin edilebiliyor ve tahminlerin çoğu doğru çıkıyordu. Bu programlar ile insan davranışlarının, şehirlerin büyümesinin, meselâ yapılaşma ve trafik gibi meselelerin alacağı vaziyetin de önceden doğruya en yakın şekilde tahmini de mümkündü.

        CÜRCÂNİ VE ŞEHBENDERZÂDE

        Fizikçiler işte bu ve daha birçok örnekten yola çıkarak içerisinde bulunduğumuz evrenin de bir simülasyon projesi şeklinde düşünülebileceğini söylüyorlar, yani dünyanın, kâinatın ve her türlü hareketimizin bir çeşit “Matrix” filmi gibi olabileceğinin dikkate alınması gerektiğini anlatıyorlardı. Düşüncelerinin doğruluğuna kanıt olarak da canlıların yaşam biçimlerindeki bazı arızaları, bozuklukları ve fizik kanunlarındaki kimi tutarsızlıkları gösteriyor, bunların diğer evrenlerdeki bilgisayarcıların yaptıkları “programlama hataları” olabileceğini söylüyorlardı.

        Dünyanın önde gelen fizikçilerinin düşüncelerini okurken hatırıma eski Şark metinlerindeki “rüya” kavramı ile Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi’nin meşhur tasavvufî eseri “Âmâk-ı Hayal” geldi...

        14 ile 15. asır âlimi Seyyid Şerif Cürcânî’nin eserlerinden birinde son derece çarpıcı bir hayal, daha doğrusu rüya bahsi vardır ve bir anda, saniyeden de kısa bir zaman içerisinde üç ayrı hayatın nasıl yaşanabileceği ayrıntıları ile anlatılır. Her üçü de idam ile neticelenecek olan hayatları yaşayan kişi tam idam edileceği anda bir başka hayata başlar ve üçüncü hayatının sonunda yine ölüme gideceği sırada bu âleme, yani gerçek dünyaya döner ve kendini oturduğu minderde bulur...

        Şehbenderzâde’nin “Âmâk-ı Hayal”inde de eserin kahramanı Râci, mürşidi Aynalı Baba ile beraber varlıkla yokluk arasında seyahatler yapar ve Râci, bu seyahatlerde gördüklerini ve yaşadıklarını anlatır...

        ARADAKİ ÖNEMLİ FARK

        Şark Edebiyatı’nda böyle “varlık- yokluk”, “rüyâ” ve “hayal” âlemlerine yapılan seyahatlerden sözeden daha başka eserler de mevcuttur ve dünya ile kâinatın bir hayal yahut kişinin rüyası olabileceğini söylerler. Cürcânî, Şehbenderzâde ve diğer tasavvufçuların söyledikleri ile bugünün fizikçileri hayaller bakımından birbirlerini andırırlar ama düşünceleri arasındaki çok önemli bir fark vardır: Fizikçiler gelişmiş ve daha entellektüel olan evrenin nasıl vârolduğunu araştırmaya pek gerek görmezler ama Şark yazarları için bütün bunlar tek olan “yaratıcının” eseridir, hayali gördüren de, rüyaya daldıran da odur!

        Oldukça karmaşık olan bu işi merak etti iseniz ilkönce Âmâk-ı Hayal’i okuyun... Ama kitabın yorumlu, açıklamalı, şerhli, vesaireli yeni baskılarını değil, eski harflerden birebir yeni yazıya çevrilmiş olan metnine bakın, eseri kitapçılarda arayın yahut PDF’ini internetten temin edin ve onu okuyun...

        Diğer Yazılar