Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Karabekir Paşa’nın kim olduğunu yazmama herhalde gerek yok. Sadece, bugünkü Doğu sınırımızın ve İstiklâl Savaşı tarihimizdeki çok önemli bazı müsbet gelişmelerin onun eseri olduğunu söylemekle yetineceğim.

        Hem asker, hem de milletvekili olan Karabekir Paşa’nın, Ankara’daki evine 1926’nın 22 Haziran’ında gelenler “Başvekil İsmet Paşa sizi çaya davet ediyorlar” dediler ama Paşa’yı başbakanın çayına değil, Emniyet Müdürlüğü’ne götürdüler. Karabekir Paşa binanın alt katında pencereleri parmaklıklı bir odaya kapatıldı. Odada yatak yoktu ve Şark Fâtihi, üç gece boyunca yerde uyumak zorunda bırakıldı.

        Paşa’yı, mevcutlu olarak Ankara’dan İzmir’e götürüp İstiklâl Mahkemesi’ne çıkardılar. Yalnız değildi, herbiri İstiklâl Savaşı’nın çok önemli isimleri olan Ali Fuad, Refet ve Cafer Tayyar Paşalar gibi silâh arkadaşlarının yanısıra bazı politikacılar ve adı-sanı bilinmeyen başka kişiler de tutuklamış ve hep beraber mahkemeye götürülmüşlerdi.

        İsnad edilen suç, tarihlere “İzmir Suikasti” diye geçen suikast teşebbüsüne yani Mustafa Kemal Paşa’nın canına kasteden komploya karışmış olmalarıydı.

        Kâzım Karabekir başta olmak üzere diğer paşaların tutuklanması çok kişinin ve bu arada eski silâh arkadaşları Başvekil İsmet Paşa’nın ağırına gitti. İsmet Paşa, İstiklâl Mahkemesi heyetiyle görüştü ama hakimlerin “Bu işe karışırsan seni de tutuklarız” yolundaki tehditleri ve Mustafa Kemal Paşa’nın “Mahkemeler bağımsız hareket ediyorlar” demesi üzerine, mahkemeye “Haklı imişsiniz, bildiğiniz gibi yapın...” meâlinde bir telgraf çekecek ve işe bir daha karışmamaya çalışacaktı.

        Mahkeme 1926’nın 26 Haziran günü İzmir’deki Elhamra Sineması’nda başladı. Karabekir Paşa duruşmalardan birinde mahkeme başkanı Ali Bey ile münakaşaya girip “Bu dâvâ siyasîdir” dedi ve tartışma sırasında söyledikleri bir anda her yerde konuşulur oldu. O sırada Çeşme’de bulunan Mustafa Kemal Paşa’nın tartışmadan hemen sonra hâkimleri yanına çağırıp bir güzel haşladığı ve başta Ali Bey olmak üzere, paniğe kapılan mahkeme heyetinin İzmir’e pencereden atlayarak döndükleri anlatılıyordu.

        Karar celsesi 13 Temmuz’da yapıldı ama İzmir’deki bu son duruşmada alışılmadık bazı hadiseler yaşandı: Şehrin üzerinde dolaşan bir uçaktan üzerinde “Karabekir Paşa masumdur” sözlerinin yazılı olduğu kâğıtlar atıldı. Mahkeme salonunda ise o zamana kadar görülmemiş bir kalabalık vardı, kararı dinlemeye gelenlerin çoğu subaydı, üniformalı ve silâhlıydılar. Mahkeme 17 kişiye idam cezası verdi ama Kâzım Karabekir’in yanısıra Ali Fuad, Refet ve Cafer Tayyar Paşalar beraat ettiler.

        Merak edenler için, Karabekir Paşa’nın daha sonraki hayatından da kısaca bahsedeyim: 1927’nin 5 Aralık günü emekli edildi ve İstanbul’da, Erenköy’deki evinde senelerce göz hapsi altında yaşadı. Manevî dertlerinin yanısıra büyük maddî sıkıntılar da çekti, hattâ hasta olan hanımıyla kızlarına ilâç alabilmek için kayınpederinin yadigârı olan saati bile satmak zorunda kaldı. Ereköy’deki evin pencerelerinin birçoğun camsızdı, Paşa’nın cam alacak parası da zaten yoktu ve cam yerine battaniye ve çarşaf asmışlardı.

        Şark Fâtihi Karabekir Paşa, o günlerde yazdığı “İki Damla Gözyaşı” başlıklı şiirin girişinde “Yetmiş lira ile mütekaid (emekli) bir adam / İken, iki kızım da doğdu olduk tamam / Evet tamam! Çünki herkes kaçıyor benden / Ve ben de sabahları erken / Yavruların hazırlıyorum sütlerini” diyecekti.

        Ama, askerlerin kendilerinden olanlara eninde-sonunda mutlaka sahip çıkmaları eski bir gelenekti ve Karabekir Paşa ilerki senelerde yeniden milletvekili, 1946’da da Meclis Başkanı seçilecek, hayata 1948’de henüz 66 yaşındayken bir kalp krizi neticesinde veda edecekti.

        Bugün, Türkiye’nin birçok şehrindeki caddeler, meydanlar ve mahalleler, evinden “Başvekil İsmet Paşa sizi çaya davet ediyorlar” diye alınıp Emniyet’in bir odasında geceler boyu yerde uyumaya mecbur bırakılan Kâzım Karabekir Paşa’nın adını taşıyor.

        muratbardakci@haberturk.com

        Diğer Yazılar