Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SEDAT Ergin, Hürriyet'teki köşesinde geçen gün Türkiye'de bugüne kadar pek ele alınmamış bir konuya, kişilerin etnik kimlikleri ve dinleri sebebiyle hor görülmesinin ve etnik kimliğin hakaret maksadıyla kullanılmasının suç sayılmasına, yani "nefret suçu"na ve "Nefret Suçları Yasası"na temas etti...

        Sedat'ın ayrıntılarını anlattığı ama "şarttır" diye açıkça söylemediği bu eksiğimizi ben dile getireyim: Türkiye'nin bir "Nefret Suçları Yasası"na âcilen ihtiyacı vardır! Hoşlanılmayan kişilerden sırf karalama maksadıyla "Ermeni", "Rum", "Yahudi" yahut "Sabetayist dönme" gibisinden sözlerle bahsedilmesinin artık sıradan bir hakaret hâlini almış olması, bu yasanın âcilen çıkartılmasını gerektirmektedir.

        BİR MEVLEVÎ AİLE

        Çamur atıp tutmasa bile iz bırakma çabasına örnek mi arıyorsunuz? Buyrun, bildiğim kadarıyla öyle sıradan bir Müslüman aileden değil, Çanakkale Mevlevîhânesi'nde şeyhlik edip Mevlevîlik tarihinde yer bulmuş isimlerin soyundan gelen, yani şeyhlerin torunu olan Ali Bayramoğlu'nu karalamak için bir müddet önce ortaya atılan "Ermenilik" iddiasını hatırlayın!

        Kişileri karalama maksadıyla gayrımüslim aileden geldikleri iddiasından medet ummak, "O herif mi, Ermeni'dir", "Siz bilmezsiniz, anası Rum'dur" yahut "O ne Yahudi'dir o! Ama, çıfıt olduğunu herkesten saklar" gibisinden herzeler yumurtlamak bizde geçmişi birkaç asır öncesine dayanan kalleşçe bir âdettir. Âdetin temelini imparatorluğun çöküş döneminden itibaren Avrupa karşısında ardarda yaşadığımız yenilgilerden sonra gayrımüslimleri "teb'anın aşağı tabakalarına mensup" addetmemiz şeklinde beliren tuhaf düşünce teşkil etmiştir. Ama, Allah'ın bir kulu çıkıp da "Adam Ermeni veya Rum olsa bile bunda ne var?" deme cesaretini gösteremediği için iddiaları ortaya atanlar gittikçe azıtmışlar ve bu iş bu şekilde zamanımıza kadar gelmiştir!

        Dikkat ederseniz, bu gibi ucuzlukların son senelerde daha da arttığını, özellikle de bir "dönme" ve "Yahudi" yaftalamasının moda hâlini aldığını farkedersiniz...

        Moda son on-on beş sene içerisinde yayınlanan ama bilimsel hiçbir dayanağı bulunmayan, bazı erkek adları ile aile isimlerini "şifre" olduğu iddia edilen abuk subuk yorumlar vasıtası ile İbranice kelimelere götürme çabası gösteren birkaç kitap ile başlamış; bunu Türkiye'nin önde gelen hemen her ismini bir Yahudi köke bağlama ve Türkiye'de gerçek gücü elinde tutan hayâlî bir dönme kadronun mevcudiyetini ispat maksadı ile yazılmış cildler dolusu karalamalar takip etmiştir. Birkaç kişinin hem para kazanmak, hem de kendilerine hayran cahil bir güruh yaratmak maksadı ile çaldıkları bu yalan mayası maalesef tutmuştur ve Türkiye'de şu anda azımsanamayacak kadar geniş bir kesim "Yahudi" ve "dönme" paranoyası içerisindedir.

        HADDİ AŞAN CEHALET

        Aynı tuhaf kafa bu zırvaları her gün daha da allayıp pullayarak hayâsızca ortaya sürüyor; üstelik sağcısı da, solcusu da, dindar geçineni de, lâiki de derin bir aczi ifadeden başka birşey olmayan bu silâha sarılıyor... Cehaletleri ise haddi öylesine aşmış ki, "Ermeni olduğunu" söyledikleri, daha doğrusu Ermeni olmakla "suçladıkları" gazetecinin Mevlevî şeyhlerinin torunu olduğunu bile farkedemiyorlar...

        Dolayısı ile kişileri başka dinlere mensupmuş gibi göstererek aşağılama çabasının, asırlardan buyana bizimle beraber hayat süren, hattâ bu topraklardaki geçmişleri bizden daha kıdemli olan gayrımüslim vatandaşlarımızın daha fazla hakarete uğramalarının ve en önemlisi, âdemoğlunun böyle ucuz şekilde harcanıvermesinin artık önüne geçmek lâzımdır...

        "Nefret Suçları Yasası", işte bu yüzden şarttır!

        Diğer Yazılar