Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        DAHA önceleri "Müslüman olmayan, Türk de olamaz" diyen şair, şimdi de "Namaz kılmayan Türk olmaz" buyurmuş...

        İsmet Özel'in tartışma yaratan son kerametinden bahsettiğimi anlamışsınızdır...

        Bundan dört-beş sene kadar önce idi... İsmet Bey ile TV'de bir haber programına katılmıştık. "Müslüman olmayanın Türk de olamayacağı" sözünü o programda söylemiş; Türkler'in Müslüman olmaya zorlanmadıkları, İslamiyet'i sekizinci asırdan itibaren koşa koşa, gönül rahatlığı ile ve sadece kendi arzuları ile kabul ettikleri vecizesini de tarihlere yine o programda nakşedivermişti...

        Şairin bu iddiaları şayet ahırete kadar yansımış ise, Kuteybe bin Müslim'in o gün kahkahalarla güldüğüne emindim!

        İsmet Bey, aradan geçen bu kadar sene içerisinde anlaşıldığı kadarı ile milliyetin ve imanın sınırlarını daha da daraltmış, eskiden Türklük ile Müslümanlığı aynı âyarda tutarken şimdi dinin bütününün değil, ibadetin gereklerinin daha ağır basmasına karar vermiş ve milliyeti, yani Türk olmayı artık namaz kılmakla eşleştirmiş.

        Böyle giderse birkaç sene sonra daha da bir ayrıntıya inecek ve Türklük şartı olarak namazı yahut orucu da bir yana bırakıp "Ettehiyyatü'yü biliyor musun? Süphaneke'yi okuyor musun? Bilmiyorsan ve okumuyorsan Türk falan değilsin, halis muhlis Apaçisin yahut Afrika'nın Zulularındansın!" buyuracak!

        BU KADARINA DA ŞÜKÜR!

        Şair, dua edelim de bu kadarla kalsın... Ya bir de "Türk olmak için günde 40 bin estağfirullah ile 99 bin ism-i celâl çekmek lâzımdır!" buyuracak olsa ne yapacağız?

        Din ve milliyet meselesine İsmet Bey'in mantığı ile baktığımızda ortaya çıkan ve şimdiye kadar kimselerin farketmediği hakikatlerden bazılarını, şöyle ardarda bir sıralayıverelim:

        "Hurufumuz (harflerimiz) Yunanîce, Türkçe merâm eyleriz" deyip Türkçe'yi asırlar boyunca Yunan harfleri ile yazan ama Yunanca bilmeyip sadece Türkçe konuşan Karamanlılar, yani Hristiyan Ordodoks Türkler zannettiğimiz gibi Türk falan değil, çekik gözlü Japonlardan imişler..

        Karadeniz'in batısında ve Polonya'da yaşayan ve bizler gibi aynı Türkçe'yi konuşan Musevi Türkler yani Karaylar mı? Hindistan'ın Rajistan taraflarındaki bir kabilenin mensuplarıymış, Karadeniz'in oralara meğerse çok sonraları gitmişlermiş!

        Sibirya'da eski Göktanrı dinini hâlâ muhafaza eden Türk boylarından mı bahis buyuruyorsunuz? Türk olmalarını bir tarafa bırakın, dünyalı bile değillermiş, Venüs'ten ışınlanmışlarmış!

        HARÂBÎ NE OLACAK?

        Artık milyonlarca Alevî vatandaşımızın, asırlar boyunca dünya kadar şathiyat yazmış olan Alevî ve Bektaşî şairlerimizin, hele "Duvara karşı secde etmek bizde ne hâcet / Bizim namazımızda, Allah imâmımızdır" diyen Bahriyeli Ahmed Edib'in yani "Harâbî Baba"nın milliyetlerini ise hiç sormayın!

        Milliyet meselesinin içerisine din kavramını katmak ile hayâli hakikat zannetmek arasında hiç fark yoktur! "Müslüman olmayan Türk olmaz" yahut "Namaz kılmayan Türk değildir" gibisinden tuhaflıklar, aklı ve mantığı "milliyeti" hânesinde "İslâm" yazan belgelerin kullanıldığı bundan asırlar öncesine götürmekten ibaret bir işgüzarlıktır; üstelik sadece işgüzarlık değil, zarar verebilecek derecede bir garabettir...

        Bu sözleri şair İsmet Özel değil de bir başkası söylemiş olsa idi heyecana ve telâşa kapılmamız, hattâ bu "Müslüman-metre" ve "Türkolitre" cinsinden ölçüp biçmelere şiddetle karşı çıkıp tedbir bile almamız gerekirdi ama meraklanmayın, hiç lüzumu yok! Zira, İsmet Bey'in söylediklerini ciddiye almanın bir gereğinin bulunmadığını meslekdaşları, yani başka şairler de söylüyorlar...

        Meselâ, Râzî "Sermâye-i şâirân tükenmez / Dünyâ tükenir yalan tükenmez" diyor, Fuzulî de "Aldanma ki şair sözü elbette yalandır!" buyuruyor!

        Diğer Yazılar