Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        EDEBİYAT dergisi Notos'un yaptığı "Türk Edebiyatı'nın 40 Klasiği" anketinden geçen gün bahsetmiştim...

        Dergi, 249 yazardan "klasik" olarak gördükleri eserlerin isimlerini istemiş, ortaya 392 adet eserlik bir liste çıkmış, en çok önerilen ilk 40 kitabı sıralamışlar ve klasiklerimizin neler olduğu böylece belirlenmiş...

        Bu öyle bir liste ki... "Klasikler sıralaması" desem değil, nesiller boyunca okunmuş, hâlâ okunan ve hakikaten klasik olmuş birçok eseri göremiyorsunuz... "Liste başı olan kitaplar" desem hiç değil; vakti zamanında da çok satmamış ve sadece akademik çalışmalara kaynaklık etmiş olan bazı eserlere de yer veriyor...

        Dolayısı ile, "Türk Edebiyatı'nın Klasikleri" olduğu söylenen bu liste, ankete katılan "yazar"ların edebiyata kendi kültür seviyeleri, düşünceleri ve ideolojileri açısından bakışlarını gösteren bir sıralamadan ibarettir, o kadar!

        EN ÇOK SATAN KİTAP

        Osmanlı dönemi Türkiyesi'nde Kur'an'dan sonra en çok satılan ve en fazla okunan kitap, Yazıcıoğlu Mehmed'in Muhammediye'sidir. Binlerce elyazması nüshasının yanısıra matbaanın yaygınlaşmasından sonra yirmi küsur baskısı yapılmıştır ve hâlâ okunmaktadır. Süleyman Çelebi'nin "Mevlid"i de böyledir, çok okunmuş, defalarca basılmış ama okunmaktan ziyade ezberlenmiştir; Muhammediye ise metin olarak çok uzun olduğu için ezberlenmemiş, bol bol okunmuştur.

        Ankete katılan 249 edebiyatçıdan kaçı "Muhammediye"nin değil isminden, mevcudiyetinden haberdardır, orasını bilemeyeceğim!

        "Edebiyatımızın klasikleri" diye bir liste düşünün, içerisinde Türkiye'de asırlardan buyana en fazla okunmuş kitap olan Muhammediye'nin ismi bulunmasın ama iş mevsimlik romanlara gelince ibadullah!

        Haydi, Muhammediye'yi bilmediklerini veya listede yeralan Dede Korkut Kitabı kadar eski olmasa bile "eskimiş" diye düşündüklerini farzedelim ama seneler boyunca çok satmalarının yanısıra toplumu derinden etkileyen daha birçok yazarın eserinin klasik sayılmamasını nasıl izah edeceğiz?

        Birkaç isim vereyim: Mehmed Akif'in "Safahat"ının bulunmadığı bir "Türk Edebiyatı'nın Klasikleri" listesi düşünebiliyor musunuz? Necip Fazıl'ın "Çile"sine yer vermeyen bir klasikler resmigeçidini?

        249 seçicinin ekseriyeti "Âkif de Necip Fazıl da İslamcıdır, listeye girmesinler" demiş olabilirler ama o takdirde Tevfik Fikret'i ne yapacağız? Daha da sola gidersek Ahmet Arif'in ismi artık deyim ile vecize arasında bir yerde duran "Hasretinden Prangalar Eskittim"i ne listesinde yer bulacak?

        REFİK HALİD OLMAYINCA...

        Bir dergi "edebiyatımızın klasikleri" listesi hazırlasın, dünya kadar yazardan favorilerini sorsun ama Türkçe'nin zirvesi olan Refik Halid o listede yer bulmasın! "Sürgün"ü yahut "Gurbet Hikâyeleri"ni bir tarafa bırakın, "Memleket Hikâyeleri"nin ismi geçmesin ve seçicilerin hatırına Hüseyin Rahmi bile gelmesin!

        Böyle bir klasikler listesinin daha birçok sebepten dolayı eleştirilmesi gerekir ama Notos Dergisi'ni bu anketi yayınlayarak iki hususu çok açık şekilde ortaya koyduğu için samimiyetle tebrik etmem lâzım...

        Birincisi, zamane edebiyatçılarımızın geçmişten ne kadar kopmuş olduklarını ve "eski edebiyat" dendiğinde birkaç klişe isim dışında pek birşeyi hatırlamadıklarını göstermesi; diğeri de edebiyatın Türkiye'de artık ideolojilerle çevrelenmiş yüksek duvarların gerisinde bir tutsak olarak kaldığını ispatlamasıdır.

        Diğer Yazılar