Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        HİÇ mütevazı olmayacağım. Çarşamba akşamı Habertürk’te bir rekor kırdık. Muharrem İnce’yi konuk aldığımız, Didem Arslan Yılmaz moderatörlüğünde gazetemizin Ankara Temsilcisi Bülent (Aydemir), gazeteci Gürkan (Hacır) ve benim soru sorduğum yayın birçok diziyi geçerek çok büyük bir reytinge ulaştı, inanılmaz bir izlenme oranı yakaladı.

        Bu başarıda İnce’nin payı elbette büyük, öte yandan arka planda da günler süren titiz bir çalışma vardı. Habertürk Haber Programları Koordinatörü Eren Eğilmez ve Didem ciddi bir hazırlık yaptılar, emek verdiler. Bülent Ankara kulislerini çok iyi tutar, beyannameyi detaylı okudu, kulislerden sorular hazırladı, Gürkan CHP’nin içini en iyi bilen gazetecilerdendir. Ben de Muharrem Bey’i ve seçim mitinglerini dikkatle takip ediyorum, bu süreçle ilgili kafama takılan her şeyi sordum. Sayın İnce de birkaçı hariç sorulara net yanıtlar verdi.

        Kısacası tansiyonu yerinde, temposu iyi, verimli bir iş, gerçek bir televizyonculuk oldu.

        İNCE VE MEYDANLAR

        MUHARREM İnce’yi adaylığını açıkladığından beri ilk kez gördüm. Hitabı kuvvetli, polemiği seven, başarılı bir siyasetçi. Meydanlar iyi gelmiş. Bence siyasete hareket kattı.

        Gördüğüm kadarıyla epey ders çalışıyor, danışmanları hemen her konuda bilgi notları hazırlıyor, ancak tabii her başlıkta detaylı konuşmak imkânsız, yine de pek hazırlıklı olmadığı bir konu gündeme gelirse ustaca onu çevirmeyi biliyor.

        Muharrem İnce uzun vadede militan CHP’lilerin cereyanına kapılmayıp güler yüzlü ve kucaklayıcı bir çizgi benimserse Türk siyaseti önemli bir figür kazanacaktır.

        ***********

        SİVAS SORUSU

        MUHARREM İnce 2013 yılında Meclis’te Aleviler ile ilgili tam 3 dakika 28 saniye süren çok güzel bir konuşma yapmıştı. “Biz Sünniler olarak Alevilerden özür dilemeliyiz. Cemevlerini savunmak için Alevi olmak gerekmez, insan olmak, demokrat olmak yeterlidir” diyordu İnce.

        Yayında bu sözlerini hatırlattım, kendisini tebrik ettim. Alevi konusunda Türk sağ geleneği ve AK Parti’nin bugüne kadarki yaklaşımını yanlış bulduğumu belirttim.

        Öte yandan bu konuda böylesine demokrat olabilen bir siyasetçinin mensup olduğu partinin, “Sivas katliam değildir, otelde perdeler yanmış, içerideki insanlar pencereleri açmadıklarından dolayı ölmüşlerdir” diyen SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile ittifak yapması hakkında ne düşündüğünü sordum.

        Ancak bu soruya cevap vermek yerine “Bunu Cumhurbaşkanı’na sorabilir misin” diyerek topu taca attı Muharrem İnce.

        Ben buradan bir kere daha hatırlatmak isterim. Elbette sorarım ancak:

        1- Zaten Aleviler konusunda AK Parti’nin tutumunu yanlış bulduğumu söyleyen benim.

        2- 3 gün önce telaffuz edilen sözlerin sahibiyle birlikte sandığa gidecek olan sizsiniz.

        ***********

        CHP’LİLER DİPLOMA MUHABBETİNİ NİYE SEVİYOR?

        MUHARREM İnce ya da Kemal Kılıçdaroğlu ne kadar heyecan dalgası yaratmaya çalışırlarsa çalışsınlar CHP tabanındaki yenilgi psikolojisi aşılamıyor. Bunun en önemli göstergelerinden biri son derece anlamsız olan diploma muhabbeti.

        Bu saçmalığı 2015 yılında ilk kez FETÖ uydurdu. O sırada Tayyip Bey çoktan Cumhurbaşkanı olmuştu, yani en üst düzey hukuk makamlarınca Erdoğan’ın Marmara Üniversitesi İktisat Bölümü mezunu olduğu tescil edilmişti. FETÖ’nün yenilgi psikolojisiyle uydurduğu bu argümana daha sonra maalesef CHP’liler sığındı.

        Peki somut olarak hiçbir işlevi olmayacak bu yalan argümanı CHP’nin içindeki malum jakoben taban niye bu kadar seviyor? Çünkü bu diploma muhabbeti Erdoğan karşısında yenilgi travmasını aşamayan bu kesime psikolojik tatmin imkânı sağlıyor. Erdoğan’ı ve Erdoğan nezdinde dindarları ve muhafazakârları “cahil” diyerek aşağılamak, Erdoğan’ı sevenleri küçümsemek ve onlara tepeden bakmak istiyorlar. Tıpkı eski günlerdeki gibi... Bu diploma muhabbeti onlara böyle bir kendini tatmin imkânı yaratıyor.

        Maalesef Muharrem İnce de tabandan gelen bu elitist jakoben söyleme yenik düşerek aslında toplumun büyük çoğunluğunu karşısına aldığını fark etmiyor.

        Kendisinin Balıkesir’den mezuniyetini, Erdoğan’ı aşağılamaktan mutlu olan bu kesimin aslında İnce’ye de farklı bakmayacağını ifade etmek için yayında hatırlattım. İnce, mezun olduğu öğretmen okuluyla gurur duyabilir ama o malum jakoben kesimin Balıkesir fakültesini de küçümsediği -hatta böyle bir okulun varlığından bile haberi olmadığı- açık. Yoksa ben, köyden ya da şehrin varoşlarından çıkmış, zorluklara göğüs gere gere önemli yerlere gelmiş insanların benim gibi konfor içinde büyüyenlere göre daha başarılı olduğunu düşünürüm. Hem Erdoğan hem İnce bu profilde iki isim.

        ***********

        KÜÇÜK BİR HATIRLATMA

        YA o programa katılan ben değildim ya da post truth’u da aşıp anti truth evresine geçtik. Zira yer yer gerilimli ama saygı çerçevesi dışına çıkan hiçbir sözün zikredilmediği iyi bir program yaptık çarşamba akşamı. Ancak daha stüdyodan çıkar çıkmaz telefonlarım çalmaya başladı. Sanki Muharrem Bey ile bir düellodan çıkmışım gibi mesajlar yağıyordu. Bir tarafta tebrik edenler, öbür tarafta küfredenler. Hakkımda 130 bin kadar tweet atılmış.

        Arkadaşlar, size bir hatırlatma yapayım: Ben cumhurbaşkanı adayı değilim ve yaptığımız yayın da bir politik tartışma ya da açık oturum yayını değildi. Evet benim de bir politik kimliğim var, bilindiği gibi liberal-demokrat bir yazarım. Ama o yayında ben Muharrem İnce’ye sadece sualler soran bir gazeteciden ibarettim...

        Diğer Yazılar