Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AMERİKAN Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) tarafından yapılan, 5 Ağustos'ta başarıyla Mars'a inen Curiosity (Merak) isimli robottan inanılmaz fotoğraflar gelmeye devam ediyor. Uzaya şimdiye kadar gönderilen robotların "en akıllısı" olarak kabul edilen 900 kiloluk Curiosity, elinizdeki akıllı cep telefonunuzla aynı güçte bir bilgisayarla hareket ediyor.

        Toplam 17 kamerayla çekilen fotoğrafların bir kısmı basınla paylaşılırken bir kısmı da arşivlenerek uzmanların incelemesine sunuluyor. Asıl heyecanla beklenen haber, robotun kollarıyla kazıp aldığı toprakta yapacağı analiz sonuçları.

        Gezegende moleküler düzeyde aranan organik izler bütün bilim dünyasının yıllarca tartıştığı "uzayda hayat" konusuna ışık tutacak. Her uzay misyonunda olduğu gibi bunda da NASA'nın tüm personeli, her merkezde kıpır kıpır. Yemek ve kahve molaları, gece aile toplantıları Mars misyonunun başarılı başlangıcının tartışıldığı ortamlara dönüştü.

        Sabah işe gelindiğinde kişisel e-mail'lerden önce Curiosity'yle ilgili son haberler okunuyor, toplantı odalarında birkaç dakikalığına da olsa bir araya gelinip fikir alışverişi yapılıyor. Bütün bu heyecan devam ederken bilim dünyasında ilk kez "Mars'ta hayat var" diyen bilim insanı, değerli hocam ve danışmanım David S. McKay geliyor aklıma.

        İki ay önce ağır bir açık kalp ameliyatı geçiren David yaklaşık bir ay önce kendisini ziyaret ettiğimde, "76 yaşındayım, kalbim hâlâ gümbür gümbür. Boru hatlarını (damarları) da yenilediklerine göre sen hazırlıklarını yap, yazacak bir ton makalemiz var" demişti.

        Emekli olmak aklının köşesinden bile geçmiyor. Curiosity'den gelen görüntüler ve sonuçlara danışmanlık yapmak üzere eylül ayında NASA'ya geri dönecek. Geçen hafta sonu telefona sarılıp hem son günlerdeki sağlık durumunu öğrenmek hem de aklıma gelen soruları yöneltmek için kendisini aradım. O hiç bitmeyen yaşam ve bir şeyler üretme enerjisiyle sohbete başladık.

        "1996'da Mars'tan gelen meteoritlerde bakteriyel fosilleri gösterdiğinizde Başkan Clinton size Bilim Şeref Ödülü verdi ama bir grup muhalif bilim adamı ve fundamentalist Hıristiyan dindarlar, tüm ekibinizi yerden yere vurmuşlardı. Sizce o kesim bu misyon için ne diyecek?" diye sordum.

        Gülmeye başladı. "Biliyorsun, meyveli ağaç taşlanır. Bu araştırma bizim çalışmaların bir sağlaması olacak. Önümüzdeki aylarda gelen analiz sonuçlarının çok çarpıcı olacağından, hayat izleri bulacaklarından eminim. Ama biliyorum ki sırf bir şeyler söylemiş, eleştirmiş olmak için konuşanlar mutlaka olacaktır" dedi.

        Klasik soru sormak yerine biraz hayal gücümü de zorlayarak sözüme devam ettim: "Diyelim ki bir sabah kalktık ve Curiosity'den gelen fotoğraflarda çağıl çağıl akan sular, uçan kuşlar, yemyeşil orman görüntüleri var. Toprak analiz sonuçlarına göre ise çok değerli enerji kaynakları her yerden fışkırıyor. Sizce dünya ülkelerinin tepkisi ne olurdu? Barışçıl bir kutlama mı yoksa Mars'a sahip olma kavgasıyla patlayan bir 3. Dünya Savaşı'nın başlangıcı mı?"

        Bir süre sessiz kaldıktan sonra yanıtladı: "Sahiplenme isteği mutlaka olacaktır. Ama bence ülkeler belki de tam tersine savaşmayı bırakıp uzaya bakmayı öğrenirlerdi. Oralara gidebilmek için teknolojik gelişmelerine hız verirlerdi."

        Ben yine de insanların yüksek egolu saldırgan kimliğini göz önüne alarak soru sormaya devam ettim: "Peki uzayla ilgili kanunlar var mı? Kim ilk gidip ayak basarsa toprak sahibi o mu olurdu?"

        Bu soru üzerine David bir kahkaha daha patlattı: "Kanun falan yok! Aslında haklısın, uluslararası bir yasa oluşturmakta yarar var. Baksana uzay çöplüğe dönüştü. Roket yapan hiçbir açıklamaya gerek görmeden uzaya fırlatıyor. Uzay misyonları için izin alınacak, koordine edici bir kurum ya da sistem yok. Bu yüzden Mars'ta hayatın varlığıyla ilgili her müspet haberi medyaya 'Yaşasın' değil de 'Eyvah' ibaresiyle mi vermek gerekir diye aklımdan geçiyor bazen!"

        Sohbetimiz David'in doktorundan gelen telefonla son buldu. Daha birçok sorum vardı ama olsun. Nasıl olsa ileriki haftalarda gelen sonuçlara göre daha çok sohbetimiz olacak.

        O Mars’ta yaşam kızlar ise onu arıyor!

        MARS’a gönderilen robot “Curiosity”nin ekibinde uçuş direktörü olarak görev yapan Bobak Ferdowsi ilginç saç stili ve yakışıklılığı ile kadınların sevgilisi haline geldi. Genç teknisyenin kırmızı balyajlı Mohikan saçları ve kafasının yan tarafındaki sarı yıldız figürleri, internette gündem oluşturmaya devam ediyor. Twitter ve Facebook’ta çok sayıda kadın takipçisi olan Ferdowsi’ye evlilik teklifleri geliyor. Ona hayran olanlar da bir sayfa açarken, hayranları ise şunları yazıyor: “Mohikan saçlı çocuk, benim kalbimdesin”, “Benimle evlenmek ister misin?”

        Mars'taki toz bulutunun sırrı

        GÖZLER Curiosity aracılığıyla Mars'tan gelen fotoğraflarda sıra dışı görüntüler arıyor. Ama öyle mikroskobik, minicik bir detay değil. Her ne kadar dile getirilmese de uçan bir cisim, hareket eden bir canlı nedense hayalleri süslüyor.

        Şimdiye kadar çekilen fotoğraflar içerisinde dikkatleri çeken ve tansiyonları yükselten ilginç fenomen hâlâ tartışılıyor. İlk gönderilen fotoğraflarda önceleri görülen bulutumsu toz kümesi, daha sonraki fotoğraflarda görülmüyor.

        Açıklama olarak akla ilk gelen şey, robotun inerken yüzeye çarptığı an yükselmiş olabilecek toz dumanı. Misyonun menajeri Mike Watkins'in yaptığı açıklamaya göre, bu bulutumsu görüntü ilk aşamada kamera merceğindeki toz parçacıkları olarak düşünülmüş. Fakat aynı görüntü farklı yönlerdeki farklı kameraların çektiği fotoğraflarda da gözlenince başka hipotezler konuşulmaya başlanmış.

        Araştırmacılar şu anda kesin bir yorum yapamıyorlar. Önümüzdeki günlerde Curiosity'den daha çok sayıda fotoğraf gelecek. Hatta saniyede 5 fotoğraf çekme yeteneğiyle bir de renkli film oluşturulması planlanıyor.

        Eğer gerçekten Curiosity tahmin edildiği gibi yalnız değilse mutlaka gönderdiği çok sayıdaki fotoğrafta başka benzer fenomenlere de rastlanacaktır. Ayrıca Curiosity'nin ilk gönderdiği 360 derecelik renkli panoramik fotoğrafta da görülen bazı anlaşılması güç jeolojik fenomenler (kırmızı toprakta gri bölgeler) detaylı incelendikten sonra basına açıklanacak.

        Diğer Yazılar