Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Rus savaş uçakları 9 Şubat’ta El Bab’da bulunan askeri birliğimizi vurarak 3 askerimizi şehit etti. Rusya olayın kaza olduğunu öne sürdü. Özür dileyip dilemediği ise hâlâ net değil. Zira Kremlin’den daha sonra yapılan açıklama “Kaza oldu, özür dileriz” diyen bir tarafın tutumu gibi değildi. Dediler ki: “Askerlerimiz teröristlere karşı düzenledikleri operasyon sırasında Türk partnerlerimizin bize verdikleri koordinatlara göre hareket ediyorlardı. Bu koordinatlar içerisinde Türk askerlerinin bulunmaması gerekiyordu. Bu yüzden böyle kazai bir olay meydana geldi.”

        Türk Silahlı Kuvvetleri’nden yapılan açıklama ise bu iddiayı teyit etmiyor.

        TSK’nın açıklamasından anladığımız durumun detayları şöyle:

        1- Ortada bilgi paylaşımı sorunu yok. İki ülke arasında 12 Ocak 2017 tarihinde imzalanan ve yaklaşık bir aydır yürürlükte olan mutabakat doğrultusunda TSK harekâtına ilişkin bilgiler Rus muhataplarla düzenli ve karşılıklı olarak paylaşılıyor.

        2- Askerimiz 10 gündür aynı, yani 9 Şubat’ta vuruldukları noktadalar.

        TSK açıklamasında kullanılan tam ifade şöyle: “9 Şubat 2017 tarihinde uçakla vurulan unsurlarımız takriben 10 günden beri aynı noktada bulunmaktadır. 8 Şubat 2017 tarihinde Rusya Federasyonu birliklerinin kontrolünde bulunan bölgeden, dost unsurların bulunduğu noktaya bir roket atılması üzerine, unsurlarımızın bulunduğu noktanın koordinatları son olarak aynı gün akşam saat 23.11’de Humeymim’de bulunan harekât merkezindeki sorumlu personele tekrar iletilmiştir. Aynı saatlerde Ankara’daki Rus Silahlı Kuvvetleri Ataşesi, Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı’na davet edilerek unsurların bulundu- ğu noktaların daha önce de verilen koordinatları, bir kez daha elden kendisine verilmiştir.”

        DAHA ÖNCE DE OLMUŞTU

        Bu açıklama Kremlin Sözcüsü Peskov’un, yaşananların Türk istihbaratının hatası olup olmadığı yönündeki soruya verdiği yanıtı boşa çıkarıyor. Peskov, “Bunun koordinatların verilmesindeki koordinasyon eksikliğinden kaynaklandığını söyleyebilirim” demişti.

        Yani, Rus tarafı özür dilemiş gibi görünmüyor. Rus tarafı o gün koordinasyon bilgisini güncellemek için kullanılan mekanizmayı kullanmak istememiş olabilir. Kasıtlı bir eylem yapılacaksa kullanmazlar. Hatırlanabileceği gibi daha önce de bir olay olmuştu.

        Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından başlatılan Fırat Kalkanı Harekâtı’nın 93’üncü gününde Suriye’nin El Bab bölgesinde, Türk askerlerine yönelik saldırı meydana gelmiş, 3 asker şehit olmuş, 10 asker yaralanmıştı.

        Saldırının müsebbibi Suriye rejimi olarak görünüyordu. Ancak o bölgede Rusya’nın izni olmadan kuş uçmadığı da biliniyordu. Olayın meydana geldiği tarihin 24 Kasım’ı işaret etmesi de mide bulandırıcıydı. Zira 2015’in 24 Kasım’ı Türkiye’nin Türkmendağı’nı bombalarken durmaksızın sınır ihlali yapan Rus Su-24 uçağını düşürdüğü gündü. Ancak bu tarihten tam bir yıl sonra tam da Türkiye-Rusya ilişkilerinin yoluna girdiği bir dönemde Rusya’nın misilleme yapacağına ihtimal vermek istemiyordu Türkiye. Fakat ortada daha anlamlı başka bir olasılığın olmadığı da ortadaydı.

        Vuran rejim uçağı ya da İran İHA’sı olabilirdi ama izni, onayı veren, saldırının gerçekleşmesine göz yuman; bunun da 24 Kasım’da gerçekleşmesini sağlayarak Türkiye’ye “Eksenin kayıyor, yanıma yaklaşıyorsun, ama önce geçmiş defterleri kapatacak, borcunu ödeyeceksin” mesajı verenin Rusya olduğuna pek şüphe yoktu.

        ‘KARAR VER’ İKAZI MI?

        Son saldırının zamanlaması da, tıpkı geçen sefer yaşanan 24 Kasım saldırısı kadar anlamlı. Zira bu kez de Rusya ile Türkiye savaşı sonlandırma ihtimali olan bir sürecin garantörleri. Astana toplantıları Suriye’deki tarafları aynı masaya oturtmak açısından bile çok anlamlı, ama yine bir saldırı oluyor. “Kaza” diyelim.

        Çünkü 9 Şubat aynı zamanda CIA Başkanı Mike Pompeo’nun Ankara’ya geldiği gündü. Masada Türkiye’nin Rakka operasyonuna katılıp katılmaması konusu vardı. Aynı gün Erdoğan’la telefonla görüşen Trump’ın’ çevresine, “Erdoğan, Ortadoğu’da merkezde olmalı, onun ve ülkesinin taleplerine cevap vermeliyiz” dediğini aktaran haberler düşüyordu bazı gazetelere. Kısa bir süre önce Almanya Başbakanı Merkel gelmişti.

        Herhalde bu kez verilen mesaj da şu: Gelme kararı senindi, ama gitme kararı sana ait değil. Ya buradasın ya orada, artık karar ver.

        Diğer Yazılar