Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ERKEN seçim “beklenen” bir olguydu, zemin her bakımdan erken seçim atmosferiyle senkronizeydi. Bundan aylar önce bile, yerel seçimlerin bagajıyla Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimine gitmenin iktidar partisine önce moral, sonra oy kaybettirebileceği konuşuluyordu. Referandum paketinde erken seçim olasılığına işaret eden 3 adet düzenleme vardı. AK Parti-MHP ittifakının ilanı ise seçimlerin daha öne çekileceği izlenimi veriyordu.

        Ancak başka bir şey vardı. AK Parti kurmayları, sözcüsü, bakanlar, hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’a varana dek hemen herkes her sorulduğunda ısrarla “Hayır” cevabı verdi: “Erken seçim yok.” Üstelik AK Parti’nin seçimleri zamanında yapmak gibi bir gelenekten yana tavır aldığı biliniyordu.

        Öte yandan sadece AK Parti kurmayları değil, cumhur ittifakının diğer unsuru MHP çok değil daha 2 hafta kadar önce seçimlerin zamanında yapılacağını deklare etmişti. Tamam, kulislerde MHP’nin erken seçimi istediği konuşuluyordu ancak bu konuşmaların istişare düzeyine varmadığı da söyleniyordu. Nitekim 3 Nisan’da Bahçeli aynen şu cümleyi kullandı: “Zamanında yapılan, yapılması gereken seçimlerle Türkiye nefes alacak, önünü görecektir.”

        Her ne olduysa, bundan çok değil 5-6 ay önce zikredildiğinde “AK Parti’ye kötülük yapmak” olarak algılanan “erken seçim” fikri, 2 gün önce Bahçeli’nin teklifiyle sahneye buyur edildi?

        Teklif mi dedim, pardon, daha çok dayatmaya benziyordu. Açık bir emrivakiydi.

        A’dan Z’ye bütün gazetelerde yer alan “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi henüz tam devreye girmedi. Türkiye’nin 3 Kasım 2019’a kadar dayanması kolay değildir. 3 Kasım 2019’u beklemek mümkün değildir. 3 Kasım 2019’a kadar ulaşmak her dakika zorlaşmaktadır” cümlelerini de, üzerine bir de “26 Ağustos” diyerek tarih “belirleme” işini de, “sadece teklif” olarak görmek çok mümkün değil.

        Nitekim, AK Parti’nin “erken seçim” isteyenleri bile teklifin ortaya konma biçiminden memnun değildi. Öyle ya, siyasi hatları, kutupları ya da ittifakları “içerik” belirler ama siyaset “biçim”le yapılır, biçim üzerinden yürür. Kaldı ki, tarafların ısrarla “Olmayacak” dediği bir konudaki radikal fikir değişikliğini liderlerin “beraber” yapacakları bir açıklamayla yapmaları daha makul olurdu, hiç değilse “danışıklı dövüş” gibi tezlerin alan bulması engellenmiş +olurdu. Gelgelelim olan olmuş, ok yaydan çıkmıştı. Bahçeli’nin teklifini reddetmek bu saatten sonra “kaçmak” gibi görünürdü, hatta cumhur ittifakını tehlikeye sokardı.

        AK PARTİLİ DE ŞAŞIRDI

        Beklenen oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan “erken seçim” için mutabık kaldıklarını açıkladı. Lakin, Erdoğan’ın, Bahçeli’nin erken seçim için önerdiği tarihten daha da erken bir tarihi ilan etmesi, “Erken seçim olmalı, olsun” diyen ama “En erken eylül olur, ekim olur” diyen AK Partilileri bile şaşırtan gelişme oldu. Zira, erken seçim 24 Haziran’a çekildiğinde bu erken seçim değil, süper erken seçim oluyor, “baskın seçim” oluyor.

        Muhalefete hazırlanmak için hiç zaman bırakılmamış oluyor. Bu yazı yazılırken İYİ Parti’nin seçime girip giremeyeceği bile tartışmalıydı. Son MGK toplantısında 3 ay daha uzatılmış OHAL’in 24 Haziran’da devam edecek olması, yani OHAL’de seçime gidiyor olmak ayrı bir sorun.

        Cumhur ittifakı söz konusu süper erken seçim fikrinde mutabık kalmayı, özetle “Eski sistemin hastalıkları devam ediyor, belirsizliğe son vermek lazım” ile gerekçelendirdi. Ama bu açıklama pek gerçekçi değil, zira hem Cumhurbaşkanlığı sistemi fiilen yürürlükte, hem OHAL muhalif partiler aleyhine, iktidar partisi lehine epey avantajlı bir yetki alanı sunuyor. Herhangi bir otorite boşluğu yaşandığı iddiası inandırıcı değil. Dahası, önce ısrarla “Hayır erken seçim yok” deyip sonra “süper erken seçim” tarihi belirlemek kaçınılmaz olarak şu sorunun sorulmasına neden oldu: Hangi sürpriz kriz, hangi beklenmedik aciliyet bir “baskın seçim” gerektirdi? Önümüzdeki günlerde cumhur ittifakından neden 2 hafta içinde görüş değiştirildiğine ve neden erken seçim olasılığının süper erken seçim tercihine tahvil edildiğine dair daha tatmin edici cevaplar gelir diye umuyorum.

        Diğer Yazılar