Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜRKİYE’de işler tatsız, susmak da konuşmak da yük; ikisi de sorumluluk, biraz durmalı dedim. Gideyim de biraz Berlinale havası alayım, içimi dinleyeyim dedim. Dönüp İstanbul’a ayak bastığım anda ne göreyim? Kanal D bir görüntü yayınlamış, görüntüler Gezi olayları sırasında Kabataş’ta saldırıya uğradığını söyleyen Z.D.’nin başına hiç de öyle şeyler gelmediğinin kanıtı imiş. Bunun üzerine de Twitter/internet medyası ayaklanmış, o dönem Z.D.’nin beyanına dayanarak kamuoyunu olaydan haberdar eden kişileri linç ediyor... “Kabataş kışkırtıcıları yargılansın” diye bir tag açılmış, ismim mentionlarda geçiyor. Yetmiyor Haber Artı Türk diye bir internet sitesinde “İşte Kabataş’ı izledim diyen gazeteciler” şeklinde bir sunum altında İsmet Berkan, Halime Kökçe, Elif Çakır, Abdülkadir Selvi ve Balçiçek İlter ile beraber fotoğrafım var.

        Şaka mı yapılıyor anlamak zor. Zira ben hiçbir zaman “Görüntüleri izledim” diye bir ifade kullanmadım. Halime Kökçe’nin, Balçiçek İlter’in ve Elif Çakır’ın kullandığını da hiç duymadım. Benim bildiğim “görüntüleri izlediğini söyleyen” tek kişi İsmet Berkan’dı. Benim araştırmalarım hemen her seferinde, “görüntü yokmuş”, “MOBESE’lerin hiçbiri o gün çalışmıyormuş”, ayrıca ilginçtir “Görüntüler silinmiş, yok edilmiş” gibi açıklamalara tosladı. İstanbul Emniyeti olayı karartmaya mı çalışıyordu bilemem, bildiğim önce var denilen görüntülerin birden sırra kadem bastığı idi. Görünen o ki yok olmamışlar, rehin alınmışlar.

        Gelelim “kışkırtıcılar” yaftasına... Şunu sormak istiyorum: İyi misiniz?

        Kadına karşı şiddet, taciz vb. gibi iddialarda kadının beyanı esastır ilkesinin benimsenmesi Türkiye’deki kadın hareketinin önemli bir başarısıdır. Bu prensip illa da “Taytlı kadın tacize uğradım dedi, yetkililer ciddiye almadı” olaylarında mı hatırlanır, geri kalan durumlarda geçersiz midir?

        Olaylar sırasında İstanbul genelinde birçok semtten sözlü taciz ve sataşma haberleri geliyordu, o şartlarda “Saldırıya uğradım” diyen bir kadının beyanını esas almaktan ve konunun peşine düşüp aileyle görüşmekten daha doğal ne olabilirdi? Z.D. tek değildi. Ayşe Arman’ın Gezi röportajları serisinde yer alan ve “Kafama tavayla vuruldu” diyen başörtülü kadını ne çabuk unuttunuz? Şiddete uğrayan öğretmen hanımı? Bunlar amiral geminizde yayınlandı diye diyorum, değilse örnek çok....

        Ortada polise verilmiş ifade var, ifade tutanakları kamuoyuna yansıyan verilerden çok daha sert iddialar içeriyor, savcılığa başvurulmuş, soruşturma başlamış, adli tabip raporu var ve o günler emniyet ve yargıyla ilgili şu an içinde bulunduğumuz şartlardan kaynaklanan bir güvensizlik de oluşmuş değil. Ne yapmalıydık? “Bu bizim kendi duyarlılığımız, iyisi mi bu hanımın acısını alalım kalbimize gömelim” mi diyecektik? Kimse kendisini kandırmasın, polise ve savcılığa da intikal etmiş bir durum söz konusu olduğunda “görüntü çıkana kadar susmak” erdemli gazetecilik filan değil düpedüz otosansürdür. Bugün Z.D. üzerinden bize “kışkırtıcı” diye haykıranlar otosansür savunuculuğu yapıyor. Grotesk bir tutarsızlık ve akıl tutulması eşliğinde bir de dönüp “İnternet Yasası” için karşı eylem düzenliyor, kendilerince “ifade özgürlüğünü” savunmuş oluyorlar.

        İşin ilginci, gelen hakaretlerin önemli bir kısmının Gezi eylemcilerine değil “camiaya mensup” kişilerin profillerine ait olması. Oysa Zaman Gazetesi’nin 13 ve 14 Haziran 2013 tarihli nüshaları da gelinin beyanlarını esas kabul etmiş, haberleştirmişti. Bakılsın. http://www.zaman.com.tr/gundem_kadinlarkufrediyor-erkekler-vuruyordu_2100238.html ) ve (http://www.zaman.com.tr/gundem_darpedilen-genc-annenin-6-aylik-bebegi-suttenkesildi_2100407.html).

        Z.D.’ye yapıldığına inandığım şeyler konusunda yanıltıldıysam başkalarının yanılmasına istemeden alet olduğum için özür dilemem gerekir, biliyorum, emin olun ikna olursam bunu yaparım.

        Ama o noktada değilim. Bu ülkede bir kadının genel eğilimi şiddet gördüğü halde “görmedim”, tacize uğradığı halde “uğramadım” demektir çünkü, tersi değil. Bir kadının ciddi bir şiddete maruz kalmadan polise gidip ifade vereceğini, savcılık başvurusu yapacağını düşünmüyorum.

        Ortada bir kandırmaca olduğunu düşünmem için gizlenmiş, zaman ayarlı bombaya dönüştürülmüş, bolca kör noktası bulunan misal Z.D.’nin görünmediği kareler barındıran, net olmayan, servis ediliş şekli son derece şüpheli kayıtlardan fazlasına ihtiyacım var.

        Diğer Yazılar