Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ESKİŞEHİR'DEYDİM geçen hafta sonu. Adı Eskişehir belki ama gençler tarafından kuşatılmış gencecik bir şehir. Gezi boyunca aldığım yaş ortalaması 23'ü geçmedi desem yeridir. Anadolu Üniversitesi İletişim Kulübü öğrencileri tarafından hazırlanan CMYK Gazete Günler'inde konuşmacı olarak bulundum Eskişehir'de. Çoğunluğu iletişim öğrencisi yüzlerce gençle tanıştım bir çırpıda. Onlara ilk söylediğim şey, okul itibarıyla ne kadar şanslı oldukları. Ağaçların içinde, hepsi birbirinden güzel yapıların içinde okuyorlar. Okul binaları yapılırken belli ki uzun uzun düşünülmüş, beton yığınına dönüşmemesi için çaba harcanmış. Hemen her 10 adımda bir karşınıza çıkan heykellerse çok başarılıydı. İstanbul'da heykel görmek için anca müzeye giderken, oradaki öğrenciler her gün sanat eserlerinin önünden geçmenin şansını kullanıyor. Yani öğrenciyken bunun önemini fark ederler mi bilemem tabii de sonradan ne kadar büyük bir zenginlik olduğunu anlarlar en azından. Eskişehir öğrencilerini çok şanslı buldum doğrusu ve korkunç binalarda üniversiteye giden bir birey olarak da onları kıskandım açıkçası...

        Gezginlerin kafesi

        ÖNCEKİ gidişimde de beğendiğim Varuna Gezgin Del Mundo Cafe’ye bu sefer de sabah kahvaltısına uğradım. Eskişehir’in en rahat mekânlarından biri burası. Yekta-Murat Fıçıcı adında bir evli çift işletiyor. Yekta Anadolu Üniversite’sini bitirip şehirde kalmış ve bu kafeyi açmış. Kafenin dekorasyonunu dünyanın dört bir yanından topladıkları araba plakaları, sokak adlarının yazdığı teneke levhalarla yapmışlar. Tam bir seyahat düşkünü olan çift, gittikleri tatillerden aldıkları bu parçalarla müthiş sıcak bir yer yaratmış. Dünya mutfağından seçtikleri yemekleri de mönülerine eklemişler tabii ki. Fıçıcı çiftinin bu gezi planları Eskişehir’de o kadar ünlü ki, artık internet siteleri aracılığıyla gidecekleri yerlerin duyurusunu yapıp, isteyeni yanlarına alarak onlara rehberlik/arkadaşlık yapmaya başlamışlar. Eskişehir’deyseniz onları tanıyor olabilirsiniz tabii ama şehre yeni gidenler muhakkak Del Mundo’ya bir uğrasın, çok keyif alacağınıza eminim...

        Kazıklanma durumları

        ESKİŞEHİR'DE şehrin dokusuna hayran oldum olmasına da, bir de mekânlarda uygulanan fiyatlara bakınca aklımı kaçırmam işten değildi. En iyi restoranlarında yemek yiyip, İstanbul'daki en şık restoranda 1 kişi için ödediğimiz fiyatı 4 kişi için ödeyerek kendi çapımızda bir rekor kırdık. Bana şehir içinde rehberlik yapıp tüm güzel yerleri gösteren Anadolu Üniversitesi öğrencisi Volkan Er'le yaptığımız gece gezmesinde de gayet iyi fiyatlarla karşılaşıp şaşkınlığımı sürdürdüm. Acaba diyorum, cumadan Eskişehir'e gidip eğlence turu mu yapsak? Otel de dahil olmak üzere İstanbul'daki gecelerin dörtte biri fiyatına çıkabiliriz pekala.

        OLAN-BİTEN

        'BİR GÜN MUTLAKA HAVANA' kitabını piyasaya süren Levent Özçelik'in Auf'ta yaptığı kokteyle gittim. Tanıyanlar bilir; dünyanın en keyifli, en pozitif adamlarından biridir Levent. Fotoğrafları da bu yönde olunca yaptığı işlerin tadına doyum olmaz. Onun Habertürk'ün Cumartesi ekinde yazdığı gezi yazılarına doyum olmazken, şimdi de Havana'yı anlatan bu fotoğraf albümüne ilgi göstermemek olmazdı. Gecenin sponsorluğunu da Havana Club yapınca; eğlenceli saatler yaşandı.

        'ACAYİP HİKÂYELER' adlı, pazar günü Stajda tekrarını izlediğim Galip Tekin'in korku, gerilim, bilimkurgu öğeleri içeren öykülerini ekrana taşıyan dizi; beni ilk bölümüyle tavladı. Tabii ki bunda ilk bölümde oynayan Haluk Bilginer'in de rolü büyük. O kadar iyi oynuyordu ki zap yapamadım. İkinci bölümde de Altan Erkekli varmış, bakalım nasıl olacak? Türk televizyonlarında farklı bir şeyler izlediğime inanamıyorum, umarım böyle gider.

        Diğer Yazılar