Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İSİMLER hiç önemli değil. Cansu olur, Ayşe, Fatma olur... Kadına biçilen rol hep aynı.

        Bir kadınla bir erkek... Uzun bir ilişkiden sonra ayrılıyorlar. Bir süre sonra erkek başka bir kadınla evlenmeye karar veriyor.

        Gayet normal bir durum.

        Fakat gözler eski sevgiliye çevriliyor. Tamam çevrilsin de "ağızlar gözlerin gördüğünü söylesin" bari!

        Ama hayır!

        Tercih "senaryo yazmak".

        Erkek onu "almamış", ötekini almıştır! Haliyle kadın yerlerde sürünmektedir! Hatta memleketi terk etmiştir! Allah onun yerine kimseyi koymasındır! Beklenen budur.

        Tamam, eski sevgilinin evlenmesi yalnız kadın için değil erkek için de "bir miktar" üzüntüye neden olur, biliriz, çoğumuzun tatmışlığı vardır... Biliriz de "beyin" denen organın gücünü de biliriz. Beyin "beklenen felaketlere" hazırlar insanı. Eski sevgilinin hayatına bir gün başka birinin gireceğini beyin bilir. Dolayısıyla o gün geldiğinde, evet biraz üzülünür ama "dünyanın sonu" da değildir.

        Gelelim "erkeğin onu değil ötekini almış olması" şeklinde özetlenebilecek bakışa.

        Tam bir "dedikoducu mahalleli" yaklaşımı!

        Nereden biliyorsunuz, belki de kadın almadı erkeği!

        Olamaz mı?

        Tamam ilişkide genellikle evliliği daha çok isteyen taraf kadındır fakat bunu götürüp her ilişkiye yapıştıramazsınız. İçyüzünü bilmeden etmeden...

        Hem kimden bahsediyoruz arkadaşlar?

        Hadi adını koyalım, Cansu Dere'den.

        Şehirli, modern, çalışan, başarılı, genç ve güzel bir kadından yani. Ve en önemlisi zeki... Tanımıyorum ama zeki olduğundan eminim Cansu Dere'nin. Belki "Arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim" inancından hareketle, bilmiyorum.

        Her neyse, bu özelliklere sahip bir kadın için hayatın tek anlamı "bir erkek" değildir.

        Cansu Dere ne kadar "Cem Yılmaz'ın sevgilisi"ydi?

        Hep bir işi vardı onun. Hem de iyi yaptığı bir işi.

        Kızcağız "Umurumda değil, keyfim yerinde" demiş zaten. Ama hayır!

        Biz ona "tercih edilmemiş ve bitmiş kadın" rolü biçtik, onu oynamalı!

        Magazin haberi çıkarmak için yapılan ve "masumane" zannedilen bu tür yakıştırmalar, yapıştırmalar "kadına şiddetin giriş bölümü" oluyor bana sorarsanız.

        ★★★

        MIŞ-MUŞ

        ■ İddiaya göre Prenses Diana'nın İspanya Kralı Carlos'la da ilişkisi varmış.

        Kadıncağızın günahını almayın, belki de Pamuk Prenses ve 7 Cüceler'i yanlış anladı!

        ■ İngiltere'de 28 yaşındaki kadın, üstündeki dekolte kıyafet için yaşlı olduğu gerekçesiyle bar kapısından geri çevrilmiş.

        E, hani yaşlılık 54 yaşında başlıyordu! Bilim adamları bar kapılarına "tamim " göndermeli!

        Diğer Yazılar