Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İşte bu soruyu geçtiğimiz günlerde Brüksel'de katıldığım bir toplantıda Merkez Finans ve İhale Birimi Başkanı Muhsin Altun karşısında oturanve Avrupa'nın 10 değişik ülkesinde lisansüstü eğitim gören gençlere soruyordu. Onlara karşılıksız 35 bin Euro'ya kadar burs hibe edilmiş ve yurtdışında eğitim görmeleri sağlanmıştı.

        Altun'un yönelttiği sorunun yanıtı "Küçük bir kesim eğitime harcar. Mutlaka eğitimden daha acil karşılanması gerekecek ihtiyaçlar bulunur" şeklindeydi. Gerçekten de AB Bakanlığı'nın yürüttüğü Jean Monnet gibi burslar kendilerine yatırım yapmak isteyen gençlere büyük fırsat sunuyor. Önemli olan bu tür burslar hakkında bilgi sahibi olmak ve onlardan yararlanabilmek.

        Türkiye'nin AB ile ilişkileri neredeyse 50. yılına giriyor. Bu inişli çıkışlı süreçte Türkiye bir türlü "adaylıktan" kurtulamadı. Ancak AB Nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Selim Yenel'in de vurguladığı gibi "bilek güreşi" şeklinde geçen bu süreçten Türkiye insan hakları başta olmak üzere standartlarının daha da yükseltilmesi açısından hep yararlandı.

        Bunlardan biri de eğitim oldu. Her yıl Türkiye'den 10 binin üzerinde üniversiteli AB'nin en büyük öğrenci değişim projesi Erasmus ile başka bir Avrupa ülkesinde üzerine para da alarak eğitim görüyor. Comenius, Leonardo da Vinci, Hayat Boyu Eğitim programları da gençlere, öğretmenlere, akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına AB ülkeleriyle ortak eğitim programları geliştirme şansı veriyor.

        Jean Monnet bursu da AB'nin Türkiye için oluşturduğu hibe programlarından biri. Burstan üniversiteli gençler ve akademisyenlerin yanı sıra kamu, özel sektör ve sivil toplum örgütleri de yararlanıyor. Üstelik bu burs sayesinde aralarında Oxford, Cambridge, LSE gibi dünyanın sayılı üniversitelerinde eğitim görme şansı var.

        Ne yazık ki bu burstan ancak Ankara, İzmir ve İstanbul dışındaki üniversitelerinde okuyan gençler yararlanamıyor. Önlerindeki en büyük engel dil yeterliliğini kanıtlamak. Ancak bu gençler arasında da dil yeterlilik sınavından geçenler olacaktır. Önemli olan böyle bir burs olduğunu onlara duyurabilmek ve önemini anlamalarını sağlamak.

        AB Bakan Yardımcısı Alaattin Büyükkaya'nın dile getirdiği gibi bu tür burslar hem Türkiye'de hem Avrupa'da karşılıklı oluşmuş önyargıların kalkmasını sağlıyor hem de ülkenin gelişmesi için gereken nitelikli insan kaynağını oluşturuyor.

        Diğer Yazılar