Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        G.Saray, Kocaman’ın deyimiyle “suni” puan farkını eritmeye başlatmış, Fenerbahçeliler açısından “geliyoruz” ümitli çığlıkları duyuluyorken evinde zor geçmesi muhtemel Kayseri maçına nasıl başlanmalıdır?

        Bu maçın sorusu buydu. Beklenen “saldırgan olmasa da kararlı” bir duruştu. Ama gel gör ki takım “Ölü Ruhlar Ormanı” gibiydi. Aykut Kocaman’ı tanıyorum. Hoca sezonun bazı maçlarına “Sadece kazanılması gereken, 3 puandan fazla birşey beklenmeyen; bir şekilde kazanılsın da nasıl kazanılırsa kazanılsın” şeklinde bakar. Belli ki bu maça da öyle bakmış.

        Valbuena yine son haftalardaki gibi yumakla oynayan kedi gibi kendi kendine düştüğü maçlardan birini yaşıyordu. Kimsenin maçla alakası yoktu gibi. Uyutan müsabaka devam ederken Roman, hareket getirdi. Umut’a asist yaptı o da tavana çaktı. O dakikaya kadar uyuyanlar birden uyandı. Son dönemlerde çok iyi 8 numara performansı gösteren Ozan beraberliği sağladı. 2. yarıya F.Bahçe bu kez ciddiye alıp başladı çok geçmeden de duran toptan skoru aldılar. Roman’ın kendini affettirdiği gol de ilk devredeki Ozan’ın golü gibi Josef’in 3. golü getiren vuruşu da akan oyunda en kötü isim olan Valbuena’nın yeteneğiyle geldi. Sonra Neto yine maça heyecan getirdi. İki kişisel hataya Kameni de eklenme yapacakken Kamerunlu kendini aynı pozisyonda affettirdi. İnanılmaz kötü ve zevksiz geçen, temposu düşük bu maç tam da Kocaman’ın istediği gibi “bir şekilde kazanılsın” şeklinde bitecekken yine defans ve kaleci hatasından 3-3 bitti. F.Bahçe 3-1’den maç vermeyi kendisine açıklamakta hiç zorlanmamalı. Ne top tutabildiler ne pas yapabildiler. Şampiyonluk bekleyen takım maç içinde bu kadar gelgit yaşamamalı. Aslına bakılırsa maçta golleri bireysel hatalardan bulmuş olsalar da daha iyi oynayan ekip de az farkla da olsa Kayserispor’du. F.Bahçe hala vasat. Bu vasati haliyle ‘suni fark’lar azalsa da kendisi bir türlü organik gelişim sağlayamıyor. Deplasmanda bu takımın kazanması hala çok zor.

        HAKEM: Halil Umut Meler’e hiç güvenmedim. Bence çok ama çok tehlikeli bir hakem. Çünkü olmaması gereken bir özgüveni var. Tam anlamıyla bir eyyamcı. Bursa’da Kjaer’in göbeğine yapışık koluna çarpan topa penaltı çalması Bursa seyircisinden etkilenmesi nedeniyleydi. Dün Ozan’ın Türüç’e faulünü oynattı o pozisyon gitti gol oldu. Aynı pozisyonu Kayseri’de faul ile değerlendirdi. Durum 0-0 iken Türüç’ün kaleci ile karşı karşıya kalacağı pozisyonda Roman için uyduruk bir faul uydurdu. (Janssen’in G.Saray maçındaki gol ise ki bence goldü. O pozisyon da devam olmalıydı). Maç 3-2’yken Janssen’e yapılan penaltıyı ve kırmızıyı es geçti. Son saniye golünden evvel Türüç’e faulü de tamamen eyyamdan çaldı. Kötü bir hakem, ötesi tehlikeli bir şekilde kafasında 40 tilki var. Bunun sonu Deniz Ateş Bitnel gibi olursa şaşırmam.

        SUMUDİCA:

        Rumen hoca elinden geleni yaptı. Maçı yaşadı, doğru değişiklikler yaptı. Sevinci de hakkıydı.

        GİULİANO

        2 maçtır 10 numara pozisyonunda oynuyor. Korkarım Güiza ve Krasic’ten sonra yenilmiş en büyük kazık olma yolunda ilerliyor.

        Diğer Yazılar