Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        UZUN zamandır öyle görülüyor ki bölgemizde bağımsız Kürt devleti kurulmadıkça Kürtler huzur bulamayacaklar. Kürtler huzur bulmadıkça Türklerin de huzur bulması mümkün değil, bu da net olarak görülüyor. Bunun görülmesi de gerekmiyordu aslında, insanın biraz tarih ve halklar bilincine sahip olması ve biraz okur yazar olması bunu anlaması için yetebilirdi.

        Kürtler tarih bilinçleriyle, kültürleriyle, hayat tarzlarıyla, gündelik yaşama yaklaşımlarıyla, siyasi tavırlarıyla ayrı bir devlet içinde örgütlenip yaşamaya yakışan bir millet.

        Türkiye’de bu gerçek birçok insan tarafından derinden hissedilse de, böyle düşünülse de üzerimizdeki çeşitli yasaklar, otosansürler, korkular ve kimseyi kızdırmadan yaşama dürtüsü nedeniyle hiçbir zaman açıkça ve yaygın tartışılabilen bir fikir olmadı. Özellikle şu kritik aşamada fikrin rasyonel biçimde tartışılabileceğini sanmak da kolay değil. Ama bu konuda bir rasyonel tartışma içine girmek ve ulusal bir diyalog açmak için, kritik aşamaların bir gün bitmesini beklersek bunun hiç gelmeyeceği, “kritik günler” denilen şeyin bu coğrafyada hayatın normal bir parçası olduğunu görüp fikri tartışmaya çalışmalıyız.

        Evet ben bölgemizde bağımsız bir Kürt devleti kurulması ve dahası bunun kurulmasına Türkiye’nin de yardımcı olması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye elinden gelen her imkânı kullanarak ve abilik de yaparak bölgede bir Kürt devletinin oluşup yerleşmesine yardımcı olmalı. Fazla ütopik, fazla hayalci, gereksiz riskler alıcı bir öneri olarak görülecektir bu.

        Evet böyledir ve masa başında, bölgedeki realitelerden uzak bir yazı bu. Ama bazen detaylarda boğulmamak, ütopik düşünmekten korkmadan hayal kurmanın gerçekçi olmakla eşit olabileceğini de düşünerek laf etmek gerekiyor.

        Arada bir katılma arzularımızın ortaya çıktığı Avrupa Birliği’nde ayrılık rüzgârları esiyor bir süredir. Bazı ülkeler, kafalarını yıllardır ağrıtmış bazı bölgelerinin kendilerinden ayrılık zamanının gelip gelmediğini tartışıyor ve zamanının geldiği konusunda bir toplumsal uzlaşma sağlanırsa bu ayrılıklar sorunsuz gerçekleşecek de. Ve eğer bunlar olursa, hem ayrılanlar hem de ayrılınan güç bundan çok daha güçlü ayrı birimler olarak ortaya çıkacak, bölgelerinde demokrasi daha da gelişecek, huzuru bulacaklar. Yılların çatışmalarına neden olan objektif koşullar da bir anda ortadan kalkacak.

        Kürtlerin ayrılarak bölgede farklı bir devlet olarak örgütlenmesi en çok Türkiye’yi ilgilendirdiği halde bunu dünyada en az tartışan, bu fikir üzerine en az düşünen ülke de biziz. Bu konuda sadece içgüdüsel tepkiler koymayı biliyoruz. Düşünmenin yerine hemen milliyetçi kaba söylemler geliyor konu ortaya atılır atılmaz. Ben Türkiye’yi daima global, medeni ülkeler liginde olarak düşünmek istiyorum. Gerçi bu düşüncemi sürdürmekte gittikçe zorlansam da yine de kendimi zorlayarak bu tavrımı koruyorum. Diğer memleketlerde olabilen tartışmaların, fikir cimnastiklerinin bizde de olması ve Kürtlerin ayrılığı konusunda farklı düşüncelerin açıkça tartışılması ve konuşulması gerektiğini düşünüyorum.

        Bu bölgemizdeki birçok sorunu çözme yolunda bir adım olacaktır. Ve adımın atılmasında Türkiye öncü olursa gerçekten bölgemizde hak ettiği en güçlü ülke olma konumuna hızla yaklaşacaktır.

        Kürtler demokrat ve seküler yaklaşımlarıyla, farklı kültürleriyle, dilleriyle, gündelik yaşama ve kadınlarına demokratik bilinçli yaklaşımlarıyla 21’inci yüzyıla yakışan bir devlet olmaya adaydırlar.

        Bölgede bağımsız bir Kürt devletinin kurulması için birçok güç devrede, ama bir tek Türkiye bu konuda bir adım atmamakta. Bu konumuyla aslında Türkiye, tarihin normal kanallarında oluşmasını engelleyen bir konumdadır.

        Türkiye bölgede bağımsız bir Kürt devleti oluşmasına açık fikirle bakmaya başlamalı, dahası bu devletin kurulmasını bizzat yapmalı ve ileride kendisine dost olacak, bu yardımı unutmayacak bir devletin oluşmasına yardımcı olmalıdır.

        Diğer Yazılar