Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bugün başkanlık koltuğuna oturacak Donald Trump, ileride ABD’nin ilk ve son “gonzo” başkanı olarak anılacak.

        Aslında “gonzo” kavramı, yazar Hunter Thompson tarafından geliştirilen bir gazetecilik stiliydi. Gazeteci, takip ettiği haberde mutlaka taraf olur, hatta olayları bile yönlendirirdi. Duygularıyla, tarafsız olma kaygısına düşmeden yazar ve alaycı, kavgacı, abartılı yorumlarıyla dikkat çeker, yazılarında cinselliği ve küfrü bile açık biçimde kullanmayı tercih ederdi.

        Thompson’un bir yazarlık stili olarak geliştirdiği bu gonzo kavramı, daha sonra hayatın başka alanlarında da böyle davranış sergileyen insanlar için de kullanılmaya başlandı. Bugün ABD ilk defa bir gonzo başkanla yaşamak nasıl oluyormuş, onu öğrenmeye başlayacak. Öğreneceklerinden de çok hoşlanacağına emin değilim.

        Trump’ın da kendisine sunulan gerçeklerle pek alakası yok, o kendi gerçeğini kendi yaratmaya bayılıyor. Hareketlerinde hep abartılı, suratında en ciddi konularda bile muzip bir ifade var. Başkanlığı bile ciddiye aldığı şüpheli. Olayları kendi yaratma tutkunu olan gonzoların ancak hayallerinde görebilecekleri olayları çıkarma gücü onda var. Ağzını her açtığında, her adım attığında bir hadise çıkması bekleniyor ve nitekim çıkıyor da.

        Dediğim gibi ilk gonzo başkan olacak, ama son gonzo başkan olması ihtimali de büyük. Tamam demokrasidir, halkın tercihidir falan ama ABD’nin bu gonzo tavrı fazla taşıyabilmesi mümkün görünmüyor. Geçenlerde Washington’dan siyaseti çok iyi izleyen bir haber kaynağı aradı ve “Washington’da şu anda panik var” dedi.

        BÜROKRASİDE PANİK

        Her başkan değişiminde gelenek, yeni başkan koltuğuna oturmadan önce görevlendirdiği “landing team” denilen hazırlama takımlarının işin başına geçmeleriydi. Örneğin, Dışişleri Bakanlığı’na giden takım, eski bakanın takımından hayati dosyaları alıp yeni bakan ve takımı için hazırlamaya başlardı. Her bakanlıkta bunun yapılması gerekirdi ki yeni baş- kan koltuğuna oturur oturmaz bürokrasi kesintisiz çalışmaya başlasın.

        Kaynağımın söylediğine göre, Trump’ın adamları bugüne kadar hiç bir bakanlığa bir “landing team” yollamamışlar.

        Bugün Washington’da hiçbir bakanlık, yeni politikaların ne olacağını bilmiyor. Başkan ne isteyecek o da bilinmiyor. Amerika ne yöne gidecek, bugün bunu Washington’da bildiğini sanan tek kişi Donald Trump. Hatta istihbarat dünyasına yakın bir başka kaynağım ne dedi biliyor musunuz?

        Trump başkan seçildikten sonra kendisine brifing için gelenlerin hiçbirini kabul etmemiş, onlarla görüşüp devletin gizli konuları üzerine bilgi almamış, her gün pot üstüne pot kırmayı sürdürüyor. Seçimden çok önce Trump’ın kazanacağını yazdığım zaman “Seçilemez” diyerek benimle iddiaya giren arkadaşlarım iddiayı kaybettiler.

        Şimdi de bunu söylüyorum, bir kenara not edin de olmaya başlayınca “Bunu da doğru bilmiş” dersiniz. İsterseniz hiç sevmeyin, karşı çıkın ama şunu da kabul etmelisiniz ki Amerika büyük bir devlettir, gelenekleri vardır. Bunlar sürdürüldüğü müddetçe büyük devlet tıkır tıkır işler. Ama şu anda bu büyük mekanizma durmak üzere. ABD devleti bu strese dayanamaz. Ya Trump doğru davranmaya ikna edilecek ya da bir daha gonzo başkana devleti teslim etmemek için gereken tedbirler alınacak. Bu yüzden evet Trump, ABD’nin ilk gonzo başkanı olabilir ama aynı zamanda son başkanı da olacak.

        Amerika’nın derininde yükselmeye başlayan homurdanmaları duyar gibiyim.

        HALEP'iN İNŞASI

        Bölgemizdeki en önemli sorunlardan biri, savaş “soft power”ını da göstermesi zorunlu. Savaşta yıkılan şehirlerin inşasını Türkiye’nin yardımını almadan başarmalarına imkân yok. İnşaat sektöründe Türkiye’nin deneyimi gücü hiçbir ülkede bulunmuyor. İşe Halep’ten başlamak ve ülkede oluşacak yeni düzenin temelini atmak için girişimde bulunmalıyız.

        TÜRKİYE'YLE İLİŞKİSİ

        Türkiye’yi yönetenlerde, Trump başkanlığındaki Amerika ile Türkiye arasında ilişkilerin düzelmeye başlayacağı umudu var. Trump’ın ne yöne gideceği bilinmemekle birlikte bu umudun doğru olma ihtimalinin bulunduğunu söylemeliyim.

        Bugün Foggy Bottom’da (ABD Dışişleri’nin bulunduğu semtin Washington’da bilinen adı) net olan tek şey, Trump’ın öncelikli hedefinin ticari konular olduğu için Çin’e yönelik siyasete konsantre olacağıymış.

        Eğer bu doğru çıkarsa Trump yönetimi, bölgemizi üstünde yük olarak görmeye başlayacak ve Çin’e konsantre olmak için bölgemizdeki sorunların çözümünü Rusya ve Türkiye’ye ihale edecek. Bu da Türkiye ile ABD’nin arasının düzelmeye başlaması sürecini başlatabilir.

        SESSİZ MÜZAYEDE

        Deneyimli usta Raffi Portakal’ın kızı Maya Portakal Bitargil, çok ilginç bir girişimde bulundu ve ilk kez “sessiz müzayede”yi (silent auction) gerçekleştirdi. Geleneksel müzayedelerde alım yapmak isteyenlerin fiilen katılmaları beklenir. Sessiz müzayedede ise öne çıkmak istemeyen sanatseverler, ilgi duydukları sanat eserini inceleyip kendilerine uyan fiyatın altına imzalarını atıyorlar.

        Geleneksel müzayedelerde eserler tek tek katılanların önüne getirilirken sessiz müzayedede tüm eserler uzun süre sergileniyor. Böylece sanatseverlerin eserleri inceleyip düşünme imkânı olabiliyor. Maya Hanım’ı bu iç sıkıcı ortamda böylesine güzel ve ilginç fikri düşünüp hayata geçirdiği için kutluyorum. Eserlerin nihai satışı sessiz müzayede kapandığında gerçekleşecek, en yüksek fiyat teklifini yapana eser satılacak. Sessiz müzayede yarın sona eriyor, yani ilgilenenlerin bugün gidip görmesi şansı var. (Portakal Sanat Galerisi Nişantaşı’nda.)

        Diğer Yazılar