Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz Habertürk TV’de Didem Arslan Yılmaz’ın sunduğu programa konuk olarak katıldı. Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) hakkında söylediği sözler CHP içindeki bir kesim de dahil olmak üzere toplumun her kesiminden tepki topladı.

        Gördüğüm kadarıyla söylediklerinin içeriği değil asıl bunun söylenme zamanı tartışılıyor. Tabii ki Suriye politikasını ve geçmişte yapılmış olan hataları tartışacağız, buna kimsenin itirazı yok. Tartışacağız ama şimdi değil. Öztürk Yılmaz’ın ÖSO’nun tümünü radikal terör kökenleriyle bağlantılı tanımlaması, savaşın içinde olan bir ülkede bir siyasetçinin hele de anamuhalefet partisi yöneticisi bir siyasetçinin katiyen yapmaması gereken hataların başında gelebilecek bir davranıştı. Sadece iç siyasi gerçekleri düşünerek ülkenin duygusal tonunu göz önüne alarak söylemiyorum bunu. Bu konular çok önemli, ama benim görev alanım ve düşünme alanım çerçevesinde değiller. Ben konuya, yapılan siyasi hatanın Washington boyutundan yaklaşacağım.

        KONU BEYAZ SARAY’A GELİR

        Önceden sıkça uyarmaya çalıştım, Wasghinton’da yönetimin bazı birimlerinde Türkiye’yi bölgede radikal terör örgütlerine bağ- lantılı gösterme yolunda çalışma yapılıyor. ABD yönetimi bu konuda yapılan çalışmaları Türkiye’nin haklı olduğu konularda bile özellikle Suriye bağlamında Türkiye aleyhine kullanmak için bekliyor. Aslında bunu en iyi bilen insanlardan bir tanesinin Öztürk Yılmaz olması gerekiyor. Çünkü yine CHP’lilerden öğrendiğime ve daha sonra ABD kaynaklarından da teyit ettiğime göre CHP iki aylık sürede Beyaz Saray’a bir heyet gönderip Türkiye’deki siyasi durum hakkında anamuhalefetin görüşlerini aktarıyor ve onların da çalışmalarını söylendiği kadarıyla öğreniyor. Yanlış anlamayın bu gayet normal ve demokratik bir ülkede bir muhalefet partisinin yapması gereken bir şey. Öğrendiğime göre bu ziyaretlerin çoğunda heyet başkanı olarak Öztürk Yılmaz da bulunuyor. Bulunmasa bile raporlar ona veriliyor. Örneğin Hakan Atilla davası sürerken yapılan son heyet temasında Beyaz Saray’da Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı H.R. McMaster’ın yardımcısı ve Avrupa işlerinden sorumlu Fiona Hill ve Türkiye işlerine bakan Alton Boulad ile görüştü.

        BUNU KONUŞMANIN ZAMANI DEĞİL

        Diyeceğim o ki kendi bünyesinde dış politika konusunda hayli deneyimli isimleri barındıran CHP’nin Amerika’daki Türkiye’ye yönelik özellikle ÖSO bağlamındaki kötü niyetli yaklaşımları bilmemesine imkân yok. Kendileri bunu tespit edemediyse de bana sorsaydılar gayet tabii ki anlatırdım. Bu tabii ki bir konu sadece Amerika tarafından söyleniyor diye kendi içimizde bunu tartışmayalım demek değil.

        Kimsenin neyi neden dediğine bakmadan kendi içimizde tabii ki tartışacağız ama özellikle Suriye söz konusu olduğunda bu konuyu konuşmanın şimdi zamanı değil. İktidara aday olduğunu söyleyen bir anamuhalefet partisi böylesine vahim bir zamanlama hatası yapmamalıydı.

        Şimdi ya tahmin ettiğim gibi Beyaz Saray bu konuyu Türkiye aleyhine kullanmaya karar verdiği zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan buna itiraz ettiğinde “Bakın anamuhalefet partisi bile bunu söylüyor” dediklerinde Washington’da, CHP ne yapacak, bunu nasıl anlatacak? Bunu görmek mümkün değil. Yine halkın nabzını tutamamış, yine kendilerini anlatamamış olacaklar. CHP’ye asıl gereken lider değil bir zihniyet değişimi.

        HABERTÜRK TV

        Aramızdaki 8 saat fark yüzünden burada bazen bir toplantı sürerken tartışma programlarını izlemek zorunda kalabiliyorum. Sıkça birlikte olduğum ulusal güvenlik uzmanı yazar arkadaşlarıma programlarda öğrendiklerimi aktardığımda gerçekten şaşırıp takdir ediyorlar. Bu kalitedeki tartışmaların Amerikan televzyonlarında görülemediğini belirtip Habertürk’ü övüyorlar. Benim zaten bildiğim bu gerçeği onlardan da duymak beni çok mutlu etti. Bu süreçte Habertürk gerçekten de öne çıktı ve farkını, kalitesini gösterdi.

        Diğer Yazılar