Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜRKİYE'de adalet haricinde en az onun kadar darbeler almış, yaralanmış kavram, laiklik kavramıdır.

        Aslında her türlü inancın sağlam biçimde yaşanmasının garantörü olan bu sistem, Türkiye'de onun adına hareket ettiklerini söyleyen insanların yaptıkları yanlışlar, haksızlıklar nedeniyle gerçekte olduğundan çok farklı algılanmaya başlandı.

        Şimdi laiklik denince hemen herkesin aklına, bir dönemde yapılan haksızlıklar ve adaletsizlikler geliyor.

        Anlayacağınız, kavram Türkiye'de hâlâ kullanılsa da hayli yara almış durumda.

        Bu nedenle ben laiklik kavramının yeni hazırlanmakta olan Anayasa'da yer almaması

        gerektiğini düşünüyorum.

        TOPLUM LAİKLİK İSTEMİYOR

        Aslında toplumun da arzusu laiklikten yana değil.

        Toplum Türkiye'de algılandığı ve uygulandığı biçimde laiklik sistemini istemiyor.

        Anlayacağınız Türkiye, bir evrensel kavramı da hiç hak etmediği şekilde harcayıp tüketmiş durumda.

        El birliğiyle tüketip bitirdiğimiz bir kavramı yine ısrarla Anayasa'ya almaya çalışmanın anlamı yok.

        Bunun yerine bize çok daha uyan ve insanların laiklikten olumlu bahsettiklerinde kafalarında bulunan bir sistemi alıp adını öyle koymalıyız.

        SEKÜLER ÜLKE

        Türkiye seküler bir ülkedir. Başbakan Erdoğan da "laiklik" derken aslında "sekülarizm"i düşünmektedir.

        Sekülarizm, bir toplumda her insanın kendi inancını hiçbir kısıtlamayla karşılaşmadan özgürce dilediği gibi yaşamasını güvence alan sistemdir.

        Başbakan Erdoğan, Mısır'a tarihi sayılması gereken bir ziyaret yapmıştı.

        ERDOĞAN O KONUŞMASIYLA TARİHE GEÇTİ

        Oradayken yine tarihi önemde bir konuşma yaptı.

        Müslüman Kardeşler'in iktidarının bulunduğu Mısır'a "laikliği" anlattı Başbakan Erdoğan.

        Laikliğin tüm inançları koruması altına aldığı ve garantörü olduğunu, o sistemde isteyenin istediği gibi inancını yaşadığını ve bu sistemin Mısır'da da olması gerektiğini, orada kendisini biraz da şaşırmış şekilde dinleyenlere anlattı.

        Müslüman Kardeşler'e, "İnançsızın da hakkını koruyacaksınız" dedi açıkça ve vurgulayarak.

        Ben Başbakan'ın bu cesur yanını ve bir konuda karar verdikten sonra cesur yürümesini çok seviyorum ve "Orada anlattığı sistemi inşallah Türkiye'de de uygular" diyorum.

        Ama aslında orada Başbakan, seküler sistemi anlatıyordu. Sadece adını koymamıştı.

        FARK ÖNEMLİ

        Laiklikte sistem, her inancın özgür olduğunu söyler, ama o inancın toplum içinde nasıl yaşanacağının kuralını devlet kendisi belirlemek ister. Sekülarizmde ise her inanç serbesttir, ama her insan kendi inancını nasıl yaşayacağının kurallarını kendisi koyar, o kurallar başkalarına kısıtlamalar getirmediği takdirde ona kimse karışmaz.

        Sekülarizm tanım olarak bir toplumda inancı olmayanları da, Başbakan'ın deyimiyle "hatta ateistleri" de güvence altına alır. Hem inançların yaşanma biçimini, hem de inançsızın yaşam biçimini garanti altına alır.

        Bugün Türkiye'nin yapmak istediği bu. Mısır kendisi tam farkında olmasa da, Başbakan Erdoğan'ın yaptığı nasihati tam anlamamış gözükse de içgüdüsel olarak bu sistemin en güzel düzen olduğunu hissediyor.

        YENİ MARKAMIZ

        Türkiye bugüne kadar sahip olduğu "laik, demokratik, Müslüman cumhuriyet" markasını, bence artık "seküler, demokratik, Müslüman cumhuriyet" olarak değiştirmeli. Hayli yıpranmış ve darbeler almış laiklik kavramını kendi çok kıymetli ülke markasından atmalı.

        Türkiye eski markasıyla da dünyada ilk ve tekti, bu yüzden çok önemliydi. Şimdi de seküler, demokratik, Müslüman cumhuriyet markasıyla dünyanın en önemli ülkesi olacak ve üstelik 21 'inci yüzyıla uygun bir Müslüman ülke olarak model olacak.

        Başbakan'ın da gönlü burada; çünkü o bu konuda "on the record" artık, yaptığı konuşma Youtube'da bile bulunuyor.

        Başbakan'dan Mısır halkına "en güzeli, en doğrusu" diye anlattığı bir sistemi bizden esirgememesini rica ediyorum. Mısırlılar kendilerine anlatılanların önemini tam anlamış gözükmüyorlar, ama biz Türkler bunu hemen anlar, hem de büyük destek veririz seküler sisteme.

        Bizim ülkeyi önemli ve farklı yapan da bu özelliğimizdir.

        Diğer Yazılar