İsyan etmemek mümkün mü?
“Aile boyu ihanet!” başlığını atmış dünkü manşetine Sabah Gazetesi. Ve söz konusu haberde FETÖ’nün 5 erkek kardeşle ilgili projesi olduğu gibi ifşa edilmiş.
FETÖ denilen hain örgüt, bir aileden tam 5 erkek kardeşi yetiştirip orduya sızdırmış. Ve bu kardeşler sinsi sinsi TSK içerisinde yükselerek çok kritik noktalara yerleşmiş. Düşünün... 15 Temmuz darbe girişimi gecesi, bu 5 kardeşten biri Cumhurbaşkanı’na suikast timinde, biri Hava Kuvvetleri Komutanı’nın rehin alınmasında, diğeri ise Ömer Halisdemir’i şehit eden ekipte yer almış.
Diğer iki kardeş henüz okullu oldukları için darbe gecesinde faaliyet göstermemişler ama onların da FETÖ’nün emir kulu olduğu şüphe dahi edilmeyecek bir gerçekliktir.
Bu hain kardeşlerle ilgili deşifreyi kamuoyunun gündemine taşıyan muhabir Halit Turan’ı kutluyorum. İyi bir işe imza attı gerçekten. İyi bir iş ama FETÖ’nün TSK içerisine nasıl sızdığıyla ilgili ilk haber de bu değil.
DEŞİFRE ETMİŞTİK
Benzer haberleri biz 2014 yılında, 17/25 Aralık darbe girişiminden hemen sonra defalarca gündeme taşımıştık. Hem de belgesiyle, kanıtıyla. O dönem Paralel Devlet soruşturması gereği meslekten el çektirilen ve birçoğu cezaevinde olan polis şeflerinin, çocukları aracılığıyla TSK’yı nasıl ele geçirme gayretinde olduklarını A Haber’de % 100 Siyaset Programı’nda isim isim deşifre etmiştik.
Ertesi günü isimlerini ifşa ettiğimiz o polis şeflerinin eşleri Ankara’da bir eylem gerçekleştirmiş ve yaptığımız yayıncılıkla evlatlarını hedef göstererek yıpratma gayesinde olduğumuzu iddia etmişlerdi. Ve programın moderatörü olan bendeniz ile partnerlerim hakkında suç duyurusunda bulunmuşlardı.
Biz bu suç duyurusuna pek aldırış etmemiştik, zira asıl aldırış etmemiz gereken, daha doğrusu içimizi acıtan duyuru başkaydı çünkü. Genelkurmay Başkanlığı maalesef söz konusu o yayın sonrası aktardıklarımız ışığında, “Doğruluk payı var mı yok mu, gerçekten böyle bir sızıntı olabilir mi?” deyip kurum içerisinde bir soruşturma başlatacağına, programımızla ilgili suç duyurusunda bulunup bizlerle ilgili soruşturma açılmasını istemişti.
CİDDİYE ALINSAYDI...
Neyse yani... Sabah Gazetesi’ndeki FETÖ’nün TSK’ya sızıntısıyla ilgili haberi görünce ister istemez depreşti anılarım. Ve haklı olarak o gün çok ama çok zoruma giden o suç duyurusu ve Genelkurmay’ın bizlere hesap sormalarına isyanım dile geldi.
Ve bir kez daha kendi kendime sormak durumunda kaldım: “Eğer o günlerde bu alçak örgütün TSK’ya sızmasına yönelik haberlerimiz, uyarılarımız ciddiye alınmış olsaydı... Acaba 15 Temmuz darbe girişimi yine olur muydu? Onca insan şehit verilir miydi?”
