Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        EĞMEYE bükmeye, evirip çevirmeye gerek yok! Doğruya doğru, AK Parti seçim beyannamesinde kullandığı, “Cemevlerine hukuki statü vereceğiz” vaadiyle sadece beni değil tüm Alevileri şaşırttı.

        Neden? Çünkü iktidarda olduğu 16 yıl boyunca bir tek bu konuda, yani cemevlerine statü verilmesi hususunda çok proje üretip konuştu, çok tartıştı ama buna mukabil hiçbir şey yapmadı.

        Bilen bilir, hatırlayan hatırlar... Bir dönem “Alevi açılımı” adı altında başlatılan bir proje vardı. Ve o proje kapsamında aylar süren toplantılar yapıldı. Gerek Alevi kanaat önderleri gerekse Alevi STK’larının başkanları ve ileri gelenleriyle düzenlenen toplantıların birçoğuna bendeniz de gözlemci Alevi gazeteci olarak iştirak etmişimdir. “Yiğidi öldür ama hakkını teslim et” atasözünden hareketle ifade etmeliyim ki, o proje Türkiye Cumhuriyeti’nde Alevilik, Aleviler adına tertip edilmiş en büyük projeydi. Cemevlerinin yasal statüye kavuşturulması için başta o dönem Diyanet’ten sorumlu olan Bakan Faruk Çelik ve Alevi Açılımı Genel Koordinatörü Necdet Subaşı’nın çabalarına ben ve benim gibi tüm katılımcılar bizzat şahit olmuştur.

        Ancak olmadı! Olamadı. En başında büyük samimiyetle başlatılan ve samimiyetle ilerletilen proje bir türlü sonuca vardırılamadı. Sanki gizli bir el, gizli bir güç projeyi dikkatle uzaktan izledi ve bir yerinde de “Tamam artık, bu kadar yeter!” deyip o güne değin yapılan bütün çalışmaları bir torbaya koyup çöp bidonuna tıktı.

        O vakitten sonra da zaten arası limoni olan Aleviler, oyalandırıldıkları, kandırıldıkları hissine kapılıp AK Parti ve iktidarına eskisinden daha keskin bir mesafe koydu.

        Hülasa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki gün açıkladığı seçim beyannamesinde yer alan cemevlerine yasal statü vaadi, vaktinde küstürdükleri, kırdıkları Alevilerin yönünün yeniden AK Parti’ye dönmesine önayak olur mu bilemem? Benim bildiğim, daha doğrusu gördüğüm tek şey, o dönem etrafını saran “istemezükçü” kafalar yüzünden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Alevi açılımı projesini rafa koymasından duyduğu pişmanlık ve bu pişmanlıktan hareketle Alevilerle yeniden arayı bulmak için gövdesinden yeni koparılmış bir zeytin dalı uzattığıdır.

        **********

        MARANKİ’NİN KASTETTİĞİ O SİLAHLAR ARAŞTIRILMALI!

        KİMDİR bu adam bilmiyorum. Adının önünde profesör yazıyor ama gerçekten o unvana sahip mi emin değilim, ama bu adamla ilgili tek emin olduğum şey tam bir provokatör olduğudur. Alenen provokasyon yaptığıdır. Öyle olmasa bir TV programında, canlı yayında, “Kan ağlıyor içimiz. Şayet aksi olursa gidecek hiçbir yerimiz yok. Ben onun için, umudum Kaf Dağı’nın arkası 25 Haziran’dır. Olmadı zaten, o zaman artık Belgrad Ormanı’nda ağacın dibinde, talim şeyimizi oraya gömdük. Çıkacağız sokağa artık” diyerek alenen tehdit savurmaz bir kimse.

        Neyse... Maranki hakkında, “basın yoluyla halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek”ten soruşturma başlatılmış. Normal bir hukuk düzeninde bu saçma sapan tehdidi yaptığı için Maranki’nin tutuklanması gerekir ama biz biliyoruz ki bir biçimde kıvıracak savcının karşısında ve “Ben o ifadelerle dış güçleri, terör örgütlerini kastettim” deyip tutuklanmaktan yırtacak.

        Hadi diyelim ki o ifadeleriyle kastettiği gerçekten de dış güçler, terörist hainler filan ama o “Belgrad Ormanı’nda ağacın dibine gömdüğümüz talim şeyleri” dedikleri ne olacak? Belli ki kastettiği silahlar. O silahlar araştırılacak mı? Gömdüğü yer neredeyse gidip bulunup çıkarılacak mı? Dış güçler, teröristler filan... Sonuçta bu adam birilerine karşı kullanmak için ormana silah gömdüklerini açıkça söylüyor.

        Merak ediyorum... Soruşturmayı yapan savcılık, Belgrad Ormanı’nda olduğunu söylediği o silahların bulunması için gereken işlemi başlatacak mı?

        **********

        HER HALÜKARDA KAZANAN MUHARREM İNCE OLACAK!

        YSK’ya verilen milletvekili aday listeleri tartışması bitti gibi ama CHP’de bir tartışma hâlâ devam ediyor. Ekranlarda da, köşelerde de 24 Haziran seçiminin galibinin kim olacağı kadar merak edilen bir diğer konu CHP’de ne olacağı.

        Bu konuda izninizle CHP’nin dinamiklerini iyi bilen biri olarak bir şeyler yazmak istiyorum. Kimine göre CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce’yi önümüzdeki kurultaylarda bir kez daha karşısına çıkamaması için aday gösterdi. Bir manada ondan kurtulmak için böyle bir jest yaptı Kemal Bey.

        Kesin olarak reddediyorum bu görüşü. Neden? Birincisi, Kemal Kılıçdaroğlu zaten çok isteyerek İnce’yi aday göstermedi. Zira herkes biliyor ki onun gönlünde yatan bir çatı adaydı. Olursa Abdullah Gül’dü bu isim. İkinci sırada Meral Akşener vardı. Bunlar olmasa Abdüllatif Şener’di üçüncü seçeneği. Ama hiçbirini tutturamadı. Çünkü çatı adayı, sağdan birini desteklemeyi taban kabul etmedi.

        Kıssadan hisse: Kılıçdaroğlu, taban “İlla partili biri olacak, köklü bir CHP’li olacak” dediği için Muharrem İnce’ye mecbur kaldı.

        Hal böyleyken bunun bir rakipten kurtulma projesi olduğunu söylemek abesle iştigal olur. Aksine ben Kılıçdaroğlu’nun İnce’nin adaylığından dolayı çok mutlu olduğunu düşünmüyorum. Çünkü o da biliyor ki cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetse dahi kazanan her halükârda Muharrem İnce olacak.

        Neden? Çünkü İnce, 24 Haziran günü partisinden çok daha fazla oy alacak. Hatta fark yapacağını bile söyleyebilirim! Tabii bunun böyle olmasının pek çok nedeni var. Onu da önümüzdeki yazıda anlatayım...

        Sevgiyle kalın...

        Diğer Yazılar