Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İsrail seçimleri genelde dünyada ilgi uyandırır ama yakın zamanlarda dünkü seçim kadar yakından izleneni pek olmamıştı. İlk sonuçlara göre yüzde 65-70 arası bir katılımla iki büyük parti başa baş çıkmışlardı. Halbuki tüm kamuoyu yoklamalarında Başbakan Bibi Netanyahu’nun Likud Partisi, Isaac Herzog ve Tzipi Livni’nin bir araya gelerek kurdukları Siyonist Birlik‘ten daha düşük oy alacak gibi gözüküyordu.

        Belli ki Bibi’nin sağcı ve ırkçı seçmene son iki günde verdiği mesajlar işe yaradı. Bibi seçimlerden önce, son dakikada kendi başbakanlığı sırasında bir Filistin Devleti kurulmayacağını söyledi. Sağ cenaha kaybettiği zeminin bir kısmını korumak amacıyla bunu yaparken daha önceki, aslında kimsenin de inanmadığı, Filistin Devleti yanlısı konumunu da çöpe attı.

        Kurulacak hükümetin niteliğini seçim sonuçlarından çok koalisyon pazarlıklarında partilerin alacağı tutum belirleyecek. Hükümet kurulması belki aylar alacak. Likud’dan ayrılan Moşe Kahlon’un 10 sandalye çıkaran partisinin tercihi Bibi’den yana olursa, Netanyahu hükümeti kurar. Gene de iki büyük parti kendilerini küçük partilerin rehini haline getirmek istemezlerse bir büyük koalisyon hükümeti kurulabileceğinden de söz ediliyor.

        Bu seçimin ikinci sürprizi ve yıldızı İsrail’in Filistin kökenli vatandaşlarından Ayman Odeh oldu. Bugüne dek birlikte hareket edememiş ve aralarında ciddi ideolojik farklılıklar da bulunan Arap partileri barajın yüzde 2’den 3.5’e çıkmasından sonra hep birlikte İsrail Meclisi Knesset dışında kalmaktansa bir araya gelmeyi tercih etti. İslamcılar, Nasırcılar, komünistler, Filistin milliyetçilerini bir araya getiren Birleşik Arap listesinin lideri olarak Odeh başarılı bir kampanyayla, parlak bir profil çizdi.

        İsrail vatandaşı olan ve nüfusun yüzde 20’sini teşkil eden Filistinlilere yönelik ayrımcılığın sona erdirilmesini, vatandaşlık haklarının eşitçe kullanılmasını kampanyasının merkezine koydu. Yarattığı heyecanla genelde seçimlere soğuk duran İsrailli Arapların katılımı ciddi şekilde artınca tarihi bir sonuç aldı.

        Birleşik Liste, İsrail sisteminde ciddi bir güce tekabül edecek 13 sandalye ile Knesset’te üçüncü büyük grubu oluşturacak. Odeh hiçbir hükümete girmeyecekleri mesajını vermişti gerçi ama 1990’lardaki Rabin’e yaptıkları gibi bir Herzog hükümetine dışarıdan destek vermeleri mümkün. Böyle bir tablonun pek çok bakımdan İsrail siyasi sisteminde derin bir etkisi olması beklenir. Yeter ki genelde beklendiği gibi Knesset’e girdikten sonra Arap partileri ayrışmasınlar.

        Bir Herzog-Livni hükümetinin Filistin ile barış konusunda çok cesur adımlar atmasını kimse beklemiyor. Bazı Filistinli gözlemciler Bibi ve aşırı sağcıların tavırları, söylemleri, işgali devam ettirme iradeleri şeffaf olduğundan onların iktidarını tercih ediyor. Solcu veya merkez siyasetçilerin dünya ile kapışmadan işleri götürecekleri için ipe un sermelerinin daha kolay olacağından kaygı duyuyorlar.

        İsrail’in Filistin meselesinde sürekli top çevirmesi giderek zorlaşıyor. Yeni yerleşimlerin inşaatı bu hızla sürdükçe iki devletli bir çözümün gerçekleşmesi giderek fiziki olarak imkân dışı hale gelecek. Filistinliler de zaten İsrail işgalini farklı şekillerde zorlama yönünde adımlar atıyorlar. Yakında iki devletli çözümden vazgeçtiklerini ilan etmeleri bile gündemde. Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne pek çok dosyayla baş vuracaklarını söyledi. Filistin devletini tanıyan devletlerin sayısı artıyor. Uluslararası çapta bir “boykot, yatırımları geri çekme ve yaptırım” hareketi gelişiyor.

        Tüm bu gelişmeler İsrail’i çok hayati kararlar verme eşiğine getirdi. Bu seçimler o kararları verecekleri belirlemekten çok, bir sonraki seçimlerdeki siyasi seçeneklerin kristalleşmesi işlevini görebilir.

        Diğer Yazılar