Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YAPILAN uluslararası anketlerde İstanbul’un ilk sıralarda yer alması tesadüf değil. Binlerce yıldır farklı kültürlerden insanı barındıran İstanbul’da hâlâ o çeşitliliği görmek mümkün. Karaköy buna en güzel örnek. İstanbul’un fethinden sonra ticaretin merkezi haline gelen Galata ve Karaköy çehresini değiştirip yerli ve yabancı yatırımlarla o eski şaşaalı günlerine dönmeye başladı bile. Yüzlerce yıllık, yıkık dökük haldeki binalar detaylı restorasyon çalışmalarından sonra yeniden ayağa kalkıyor ve buralara restoran, kafe, gece kulübü ve otel olarak birçok yatırım yapılıyor. Bölgenin en yeni yatırımı yine bir dünya markasından geldi. Butik otelcilikte dünyaca ünlü Amerikalı zincir Morgans, Karaköy’deki yeni otelini İsmail Ekşioğlu’nun Ne Sa Turizm şirketiyle işbirliğine giderek faaliyete geçirdi.

        BALIKLI HAN YENİDEN DOĞDU

        İsmi 10 Karaköy olan otelin turizm danışmanlığını ise Kerem Tümay yapıyor. Otel bizlerin Balıklı Han olarak bildiği eski yapının restorasyonu ile hayata geçmiş. Balıklı Han 1875 yılında dönemin Rum patriği tarafından inşa ettirilmiş. Uzun yıllar ticaretin merkezlerinden biri olan han, daha sonra kaderine terk edilmiş olsa da bugün gerçekleşen yatırımla o eski heybetini kazandı. Geçen hafta açılan oteli merak edip uzun zamandır gitmek istediğim Karaköy’e doğru yola çıktım. Bir kere şunu söyleyeyim otel tarihi doku bozulmadan restore edilmiş. Projenin mimarı ödüllü mimar Sinan Kafadar. Sanat danışmanı olarak da projede Tuğba Doğan ve Evren Basık yer almış. Sonuç olarak tarih resmen yeniden canlanmış. Öyle çok büyük bir otel değil, toplam 71 odası var. Bunlardan bir tanesi penthouse olarak en üstte yer alıyor. Bir de iş toplantıları için altyapısını son teknolojiyle kurdukları toplantı salonları var. Evet, buraya kadar her şey çok güzel. İnce detaylara kadar düşünülmüş, odalar, mimari her şey yerli yerinde. Ama böyle bir otel yapıyorsan yeme içmesinin de güçlü olması lazım.

        DENEYİMLİ AŞÇI İŞBAŞINDA

        Beni esas ilgilendiren budur diyerek otelin restoranına yöneldim. Otelin restoranı İstanbul’a yabancı olmayan bir şef; Rudolf Van Nunen’e emanet. Rudolf 22 yıldır İstanbul’da birçok otelin baş aşçılığını yapmış, dünyaca ünlü bir isim. Özellikle İstanbul’a gelen turist yapısını ve İstanbulluyu tanıyan bir şefin mutfağın başında olması çok önemli. Rudolf açtığı restoranda slow food akımına bağlı kalarak Akdeniz ve dünya mutfağının örneklerinin sunulduğu bir mönü hazırlamış. Burada slow food’a dikkat çekmek isterim. Şef yemeklerini ekolojik ürünleri mevsiminde kullanarak yapıyor. Böylece taze ürünlerle hazırlanan yemeklerin lezzetini siz düşünün. Evet buraya kadar her şey iyi hoş da lezzet nasıl olacak diye sabırsızlanırken şarapla poşe edilen ahtapot carpaccio, yeşillikler, balık yumurtalı ekmek, mango ve elma ile sundukları karides kokteyl geldi. Özellikle ahtapot carpaccio; hani pamuk gibi diye bir tabir vardır ya tam öyle. Hem aroması, hem de kıvamı çok güzeldi. Daha sonra sote edilmiş kaz ciğeri geldi. Yanında da Japon gülü diye bildiğimiz hibiscus esansı ile hazırladıkları ayva kompostosu getirdiler. Son olarak da ördek confit geldi. Yemeklerin tadını çıkara çıkara yedim. Lezzet ve kıvam çok başarılı. Daha yeni açılmasına rağmen her şey oturmuş. Tabii bunda Şef Rudolf’un etkisinin büyük olduğu tartışılmaz. Yemek sonunda tatlı olarak limon tartalet, sütlü çikolatalı tart ve Rudolf’un özel cheesecake’i geldi. Cheesecake buranın özel tatlısı, şefin spesyali diyebiliriz. Yüzde 75 çikolata varmış içeriğinde. 24 ayar altın yapraklar ve Madagascar vanilyalı dondurma ile servis ediyorlar. Hem sunum hem lezzet çok başarılıydı. Şefi buradan bir kez daha tebrik ediyorum. Otelin restoranı Rudolf, giriş katında yer alıyor.

        KALİTELİ YATIRIM ARTMALI

        Bu bölümde bir de bar var. Özellikle şarap kavları çok zengin. Teras bölümünde ise Sky Terrace adında bir mekân yapmışlar. Manzarasıyla, atmosferiyle ve eğlencesiyle Karaköy’deki diğer mekânlardan farklı bir havası var. Akşam üzeri 4’ten gece 1’e kadar açıkmış. DJ performanslarının da sergileneceği mekân için Karaköy’ün yeni buluşma noktası olacağını söyleyebiliriz. İstanbul’da tarihi dokuyu bozmadan hayata döndüren bu tip yatırımların artması gerekiyor. Turizm canlansın, dünya başkenti olalım, zengin turist gelsin diye çabalarken profesyonel yönetilen kaliteli yatırımlarla yatak sayımızı artıralım hem de şehre bir şeyler katalım.

        Diğer Yazılar