Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yerli yabancı birçok turistin Bodrum demesinde hiç şüphesiz eğlencesi kadar yeme içmesindeki başarının etkisi büyük. Bodrum’da dünyaca ünlü markalardan yerli markalara birçok restoran yer alıyor. Kimisinde İtalyan, kimisinde Asya mutfağı, bir diğerinde deniz ürünleri, kafanı kaldırıyorsun bizim lezzetler köşedeki mekânda yerini almış... Kısacası herkesin damak zevkine göre bir şeyler bulmak mümkün. Bu hafta ise dünyaya nam salmış marka lezzetlerden bizim yetenekli işletmecilerin ortaya çıkardığı lezzet duraklarına uzanan birkaç mekânı sizlerle paylaşıyorum. Yalıkavak’ın alametifarikası Palmarina’dan Nobu, Cipriani, Layka ile Türkbükü’nde yeşili ve maviyi bir arada sunan alışılmışın dışında lezzetleriyle çok konuşulan Edesia.

        Dünyayı şimdi Bodrum’da Nobu

        Biri sinemanın, diğeri Uzakdoğu mutfağının dünyaca ünlü isimleri. İkisi bir araya gelerek Nobu’yu oluşturdular. Robert de Niro ve Şef Nobu Matsuhisa’nın Uzakdoğu mutfağında dünya markası haline gelmiş restoranları Nobu geçtiğimiz yıl Yalıkavak marinaya geldi. Yalıkavak’taki Nobu, Volkan Şan’a emanet. Volkan geçmişi başarılarla dolu bir isim. Deneyimi, profesyonelliği ve yeteneği ile en doğru isim. Dünya üzerinde New York, Londra, Milano, Moskova, Tokyo, Hong Kong, Miami, Las Vegas, Cape Town ve Dubai gibi merkezlerden sonra Türkiye’de Palmarina’da olmaları marinanın nasıl bir kompleks olduğunu gayet iyi anlatıyor. Nobu’da mönü bizzat Şef Matsuhisa tarafından hazırlanıyor. Şef Matsuhisa yılın yarısından fazlasını havada geçiriyor, tüm şubeleri bizzat denetliyor. Dolayısıyla New York’ta yediğiniz Rock Shrimp ile Yalıkavak’ta yediğiniz arasında hiçbir fark yok. Mönüleri çok zengin. Konum olarak belki de marinanın en iyi noktasındalar. Bundan istifade ederek işin eğlence yanını da düşünmüşler. Önlerindeki yüzme havuzunun olduğu yer akşamüstü 5’e kadar Nobu Beach olarak hizmet veriyor. Bayram sonrasında akşamüstü partileri yapılmaya başlanacakmış.

        En ünlü İtalyan

        Ylıkavak marinanın burun kısmında yer alan bir diğer dünya markası da Cipriani. Giuseppe Cipriani ve arkadaşı Harry Pickering’in 1931 yılında Venedik’te açtıkları Harry’s Bar ile başlıyor hikâye. Bugün dördüncü kuşak aile fertlerinin yönetiminde, dünyanın marka şehirlerinde Cipraini restoranları mevcut. New York, Hong Kong, Los Angeles, Miami, İbiza, Monte Carlo, Porto Cervo, Abu Dabi ve Venedik’ten sonra bizde ilk olarak İstanbul’da açıldı. Palmarina ile birlikte Yalıkavak’ta yerini aldı. Cipriani’yi diğer İtalyan restoranlarından ayıran en önemli özellik, bugün diğer restoranların mönüsünde gördüğünüz bazı lezzetlerin mucidi olması. Dolayısıyla Cipriani restoranlarına gidince o çok bilinen İtalyan lezzetlerini yerinde tatmış oluyorsunuz. Palmarina’daki mekân marinanın tam burun kısmında hizmet veriyor. Açık kapalı alanlarıyla hem ferah, hem de leb-i derya denilen cinsten bir manzarası var. Mekânın şefi Domenico Tonin 15 yıldır Cipriani Ailesi’yle çalışıyor. Yalıkavak marinada ustalığını konuşturuyor. Zengin bir mönü oluşturmuşlar. Ayrıca buraya gelip Giuseppe Cipriani’nin gastronomiye katkılarından ‘Bellini’yi tatmadan gitmeyin.

        Türkbükü'nde yeni heyecan

        Türkbükü ile Yalıkavak’ın tatlı rekabetinde bu yaz Türkbükü’nün kozlarından biri diyebileceğimiz Edesia, Mavi

        Hotel’in içerisinde yer alıyor. Füzyon mutfak örneklerinin yer aldığı zengin bir mönü sunuyor. Restoranın

        arkasında Melda Tuna var. Belli ki babası Mehmet Tuna’nın başarısı şimdi kızıyla devam ediyor. Geçenlerde uğradığımda birkaç yemeği tatma fırsatım oldu. Közlenmiş tatlı biber ve cherry domates yatağında straciatella peyniri, sonrasında da wasabi ve edemame püresi yatağında Kore usulü bonfile. Farklı ürünleri birbirleriyle çok güzel tamamlamışlar. Hindistancevizi yatağında dana yanağı, miso soslu ızgara deniz levrek, somon fümeli tuzlu makaron, restoranın iddialı lezzetleri arasında. Sübye mürekkebinde brioche ekmeğiyle yaptıkları Black Burger ve ıstakoz-yengeç köfteli Pink Burger, Melda’nın yenilikçi ruhunu ortaya koymuş. Gece ilerleyen saatlerde ise mekân kulübe dönüşerek

        Canlı müziğin adresi

        Etiler'deki Azeri restoranı Quzu’nun yerine açılan Layka kısa sürede İstanbul’da adından söz ettirmeyi başardı. Layka bu yaz Palmarina’da yerini aldı. Konsepti de iyi oturtmuşlar. Lezzetli yemek, sohbet, eğlence... Dünya mutfağı ağırlıklı diyebileceğimiz bir mönü oluşturmuşlar. Etli pazı sarma da var, yoğurtlu kebap da, suşi de, ev yapımı makarna da. Ve bir de Layka’nın çok konuşulan nargile keyfi. Türlü ışık oyunları arasında gelen nargilede birden fazla marpuç var. Sürpriz isimlerin canlı müzik performanslarıyla geç saatlere kadar keyifli bir eğlence sunuyorlar. Mekânın başında Cihan Şensözlü var. Cihan, içten, efendi ve çalışkan bir çocuk, enerjisi yüksek. İş konusunda ise çok titiz. Sizinle sohbet ederken bir yandan da fark ettirmeden sürekli işi takip ediyor. Bu titizlik diğer personelde de mevcut. Palmarina’da hem lezzet hem eğlence diyorsanız uğramanızda fayda var.

        Diğer Yazılar