Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜRKBÜKÜ dedin mi akla gelen ilk yerlerdendi Maki. Bodrum son birkaç yıldaki patlamayı yapmadan önce bile vardı. Fakat Bodrum’da rekabet arttı, devir değişti. Belli ki bazı şeyler yolunda gitmedi ve en sonunda mülk sahipleri Eda ve Pamir Karakaya kardeşler yaptıkları hatırı sayılır yatırımla oteli baştan sona yenilediler. İsim olarak ise otelin şu anda içinde bulunduğu araziyi alan dedeleri rahmetli Cevdet Öztan’nın Karaköy’deki dükkânının kapı numarası 81’i aldılar. No:81 Otel’de değişen şey sadece isim olmadı. İskelesinden otel odalarına, restoranından peyzajına kadar her köşe için ince eleyip sık dokundu. Ortaya 49 odasıyla, bin metrekarelik iskelesiyle, şık restoranıyla yepyeni lüks bir kompleks çıktı. Fakat bu konuda Karakaya Ailesi’nin ne kadar vizyon sahibi insanlar olduğunu da unutmamak lazım. Otelin her köşesinde bunu anlayabiliyorsunuz. Kafanızı bir kaldırıyorsunuz George Rae’nin yaptığı heykeller karşınıza çıkıyor. Odalardaki Merve İşeri tablolarında 81 rakamı gizlenmiş. Tüm bunlara Ege’nin mavisi, Bodrum’un güneşi ve botanik bahçelerini kıskandıracak otel peyzajı eklenince 81 bu yaz Türkbükü’nde parmakla gösterilen yerlerden olmuş. Söz konusu butik bir otelse yeme içmeye ayrı bir önem verilmesi lazım. Maki zamanından beri kimler girdi çıktı buranın mutfağına. Fakat Karakaya Kardeşler, oteli alınca yemek işine de el atmışlar. 81 şehrin şık restoranlarına taş çıkaracak nitelikte bir marka yaratılmış. Otelin önündeki bin metrekarelik iskeleyi çok iyi kullanıyorlar. Bir bölümü beach olarak hizmet verirken, diğer bir bölümde Daze Restoran yer alıyor.

        LEZZET VE EĞLENCE

        Mutfağın başına eğitimini yurtdışında gerçekleştiren, uzun yıllar Michelin yıldızlı restoranlarda aşçılık yapan Arif Solukanoğlu’nu getirmişler. Beach bölümü de hesaba katılarak hem bizden lezzetlerin, hem de dünya mutfaklarının örneklerinin yer aldığı iki farklı mönü oluşturulmuş. Gündüz için lahmacun, pide, pizza, etli-tavuklu wrap’ler ve quesadilla gibi seçeneklerin bulunduğu zengin bir beach mönüsü var. Akşamları ise ‘finedining’ kıvamındalar diyebilirim. Fransız, İtalyan, İspanyol ve Uzakdoğu mutfağını yoğun kullanmışlar. Daha ilk sezonunu tamamlamadan eşinle, dostunla, misafirinle gidebileceğin, Bodrum’un şık restoranlarından olmuş Daze. Saatler ilerleyince iskelenin sol tarafı denize sıfır bir gece kulübüne dönüşüyor. Türkbükü’ndeki Türkçe müzik alışkanlığına inat yabancı müzik yapıyorlar. Yerlisi de var yabancısı da. Ayrıca ortam çok kaliteli. Eda ve Pamir Kardeşler’i tebrik etmek lazım, Bodrum’a bu denli önemli bir tesis kazandırdıkları için.

        Bodrum’u güldüren ikili

        DOKUSU, yemekleri ve atmosferi ile karakteri olan bir yer Gümüşlük’teki Mimoza. Akşam yemeği diye oturuyorsun, yemek bahane sohbet şahane kıvamında akşam geceye karışıyor. Geçenlerde gene böyle bir akşamda yemek için oturduk arkadaş grubuyla. Sağ olsun Fikret masamıza kadar geldi, tablo gibi donattı masayı. Tabii mekân her zamanki gibi çakılı, saat 8’den sonra iğne atsan yere düşmüyor. Güneşin batışı, mezesi, balığı ve sohbeti derken gece yarısına kadar sürüyor Mimoza’nın keyfi. Klasik Mimoza akşamlarından birinde Oğuzhan Koç ve Eser Yenenler ile karşılaştık. Enerjileri çok yüksek, vallahi o akşam gülmekten ağzım yoruldu. Birbirlerini tamamlıyorlar. Biri lafa başlıyor, diğeri sonunu getiriyor. Zeki çocuklar vesselam. Fakat her şeyden öte beyefendiler. Biz olduk ettik havasında değiller. Zannedersin üniversiteli iki arkadaş tatile gelmişler. Sohbetleri komiklik olsun havasında değil, muhabbetleri ile keyif veriyorlar. Zaten anlattığımdan farklı olsalar bu kadar başarılı olabileceklerini sanmıyorum. Halk onların bu doğallığını, efendiliğini görüyor, biliyor. Uzun yıllardır sektördeler. Eser daha ufacıkken dönemin iş yapan dizisi ‘Aliye’de başarıyla oynamıştı. Oğuzhan desen on parmağında on marifet. Besteleri, şarkıları dillere pelesenk oluyor. O gece çocuklarla sohbet ederken ne yalan söyleyeyim biraz utandım. Okuyan bilir önceki bir yazımda ikiliyi eleştirmiştim. Ama yakından tanıma fırsatı bulunca vallahi hayran oldum kendilerine. İkisi de çok düzgün adamlar. Dönemlik bir başarı değil onlarınki. Hem Eser, hem Oğuzhan eminim yaptığı işlerle çok daha iyi yerlere gelip uzun yıllar kendilerinden bahsettirecekler.

        Diğer Yazılar