Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TİTİZLİKLERİ, dikkatleri ve yetenekleriyle kadınlarımız bir işe giriştiler mi eyvallah alınlarının akıyla çıkmasını biliyorlar. İşte bir başka başarı örneği daha: Huxo. İlk olarak Bahçeşehir tarafında Akbatı AVM’nin içinde açtılar. Evet AVM güzel, kitlesi de iyiydi fakat ne de olsa şehre biraz uzak. İnsan trafiğinin çok yoğun olduğunu düşünmüyorum. Fakat Fulya Ağaoğlu ne yaptıysa bir anda insanlar Huxo’yu konuşur oldu. Kimi dekorunu, kimi meşhur dana kaburgasını, bir bölümü de pastalarını anlata anlata bitiremedi. Hiç üşenmediler 35-40 kilometre yol gidip Huxo’da yediler içtiler, mor gergedan maketini arkalarına alıp selfie çektirmeyi ihmal etmediler. Uzun lafın kısası, Huxo aldı yürüdü. Peki tüm bunlar tesadüf mü, tabii ki değil. Şimdi Fulya Ağaoğlu vizyon sahibi, bunun yanında on parmağında on marifet olan bir hanımefendi. Kendisi hem mimar, hem de turizm otelcilik mezunu. O çok konuşulan dekorasyon için Ali Türker’le bir araya gelip mekânı yarattılar. Çalışkan bir ekiple yola çıktılar. Fulya Hanım bir dakika olsun işin başından ayrılmadı, gelen misafirlerle sohbet etti. Bazen mutfağa girdi, müşteriye gitmeden bizzat kendi tattı çıkan yemeği, tatlıyı, tuzluyu. Hal böyle olunca Huxo herkesin konuştuğu bir yer haline geldi. Şimdi şehrin göbeğine, Bağdat Caddesi’ne geldiler. Caddebostan’a gelmeden Cookshop’un yanına açtılar. Akbatı’daki yere göre daha ufak ama tasarımından lezzetlerine her şey aynı. Ali Türker’in sihirliği değneği bir kez daha dokunmuş Huxo’ya, Fulya Hanım her detayla ilgilenmiş. Hatta meşhur mor gergedan burada da var. İster caddeye bakan bahçe bölümünde otur, istersen içeride. Hem kafe hem restoran olarak düşünün Huxo’ları. Her iki konseptte de çok başarılılar. Bu bölge için yeni bir yer olmasına rağmen marka bilinirliğinden mütevellit günün her saati iş yapıyorlar. Geçen hafta L’Ange’deki uzun kahvaltıdan sonra turlamaya başladık. Öğlen saatlerini geçe Huxo’da aldım soluğu. Huxo hem dekorasyonu hem zengin mönüsü hem de lezzetiyle caddedeki mekânlardan bir tık yukarıda diyebilirim. Bunların yanına iyi servisi ve pahalı olmayan fiyatlarını da ekleyince her yaştan insanı buluyorsun. Ben gittiğimde saat 4’e geliyordu.

        HERKES İÇİN HUXO

        Arkamdaki masada atıştırmalıklarla içkilerini yudumlayan bir arkadaş grubu, sağ yanımda yemek faslından tatlıya geçmiş şık giyimli iki İstanbul hanımefendisi, arka tarafımda çikolatalı pastalarını yerken bir yandan da fotoğraf çekmeyi ihmal etmeyen bir kız grubu. Sözün özü insanların keyfi yerinde, herkes kendince eğleniyor. Önden erimiş parmesanla servis ettikleri ılık dana carpaccio ve buğday salatası istedim. Buğday salatası tam bir renk cümbüşü, içinde yok yok. Dolmalık fıstık, kaju, kruton, nar taneleri, mısır, kırmızı soğan, maydanoz, renkli biber ve nar ekşisiyle hem sağlık hem lezzet var bu salatada. Taş fırına en az dekorasyon kadar önem verdiklerinden pizzaları bir başka oluyor Huxo’nun. O yüzden pizza da söyledim. Ana yemek olarak yabani dağ mantarlarıyla hazırladıkları üç mantarlı bonfile istedim. Hepsinin lezzeti tam. Zaten et konusunda benim diyen etçiye taş çıkarırlar. Tatlıya geçmeden şöyle bir içeriyi kolaçan ettim. Kahve tonlarda ahşap dekor ve renkli sandalyeler, soft ışıkla ön plana çıkıyor. Yer yer ayna serpiştirilmiş, duvar döşemeleri çok şık olmuş. Tabii ki mor gergedan maketi burada da pek seviliyor. Dönüp yerime oturduğumda meşhur çilekli pastalarından istedim, iç baymayan, hafif ve bol meyveli. Bakın buradan söylüyorum, Huxo için bu daha başlangıç. Yakında İstanbul’un farklı yerlerinde yeni Huxo’lar görürseniz şaşırmayın. Zira mönüsü, dekoru, lezzetleri ve fiyat politikasıyla herkese ulaşıyorlar. Tabii aynı zamanda sektörde Fulya Hanım’ın da ismi daha çok duyulacak, örnek gösterilecek. Bulunduğu konuma değer katan mekânlarından ötürü ben de kendisini yürekten tebrik ediyorum.

        Diğer Yazılar