Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GEÇTİĞİMİZ hafta sonu kardeşim Murat Tokuz, Atina’da The Albion adlı mekânda çalacağını söyleyince bahane oldu, kalktım gittim. ‘Atina gece hayatında neler oluyor, yeni sezonda neler var neler yok bir bakar geliriz’ dedim. Atina’ya indik önce otele gittik. Geceliği tam 240 Euro, yani Türk parasıyla 960 TL olan bir otele yerleştik. Adamlarda sözde kriz var ama otel odası maşallah bizim Beşiktaş Four Seasons’tan pahalı. Bir de otel demeye bin şahit lazım. Neyse odaya çıktık, aman Allah’ım 80’lerden kalma camlar. Trafiğin bütün gürültüsü içerde... Ben tam “Böyle tatil olmaz” diye düşünmeye başlamışken Murat aradı ve otelimizi değiştirdik. Onun da fiyatı 600 Euro yani 2.400 TL. “Battı balık yan gider. Yapacak bir şey yok” diyip odalarımıza yerleştik. Kendi kendime “Hani ekonomik kriz vardı, hani her şey çok ucuzdu, hani bizim Türkler buradaki marinalarda ikinci el yat alıyordu” diye söylenmeye başladım. Sadece laf, inanın başka bir şey yok. Sokakları gezerken bazı arkadaşlara rastladım. Bir sürü tavsiye. Aynı yere ben de gittim, bana niye o kadar güzel gelmedi anlamış değilim. Ben abartıyı sevmiyorum o yüzden aynı keyfi almıyorum sanırım. Sıradan bir yerde oturup bir öğle yemeği yedik. İki kişi 220 Euro, yani 880 TL ödedik. Bu euro farkı bizim daha çok belimizi büker. 16 euro’ya burrata olur mu? Peynire 64 TL vermiş oluyorsunuz. Ana yemekler deseniz 35 Euro, 140 TL’ye bir porsiyon yemek yiyorsunuz. Bana hiç kimse Yunanistan ucuz diyemez. Kesinlikle hak vermiyorum. Her şeyi deneyimleyerek, görerek yazıyorum. Yunanistan’ın nasıl, neye göre uygun olduğunu söylüyorlar gerçekten anlamadım. Atina’da Anna Vissi çıkıyordu. Orada yaşayan ve işletmecilik yapan bir arkadaşımız vardı onu aradık. Mekânda boşta sadece bir masa kalmış. Biz de sevindik. Bir masa ne kadar olabilirdi ki zaten? Masanın fiyatı 7 bin Euro imiş. Kısacası Anna Vissi’nin canlı performansını dinlemek için 28 bin TL’yi gözden çıkarmamız gerekiyordu. İstanbul’da böyle bir fiyat politikası olsa o dükkânı topa tutarlar. Bunlar kendilerini ne zannediyorlar anlamadım. Elin adamı yapınca kimsenin sesi çıkmıyor. Bizde kişi başı 200 TL hesap ödendiği zaman ayaklı gazete gibi sağda solda mekânı kötülemeye başlıyorlar. “Biz gittik, bir şey de yemedik. Bizi kazıkladılar” diye anlatır da anlatırlar. Sonra adisyona bir bakarsın dünyaları yemişlerdir. Bir de 200 TL şu an 50 Euro yapıyor. Bu sene tatil için Yunan adalarını tercih edenlerden bol bol kazıklanma hikâyeleri dinleyeceğiz. Bu yaz bunları bile bile adaya gidip dönenlerin ilk söyleyeceği şey “Kazıklandık” olacaktır. Nasıl bir hesap geldiğine inanamayacaklar. Tam da bu yüzden Bodrum ve İstanbul’daki işletmecilerin kıymetini bilin derim. Yunanistan ucuz bir yer değil. Thasos ile Bodrum aynı kulvarda bile değil. Thasos’u Sarımsaklı veya Çınarcık ile kıyaslayın. Bilirsiniz bizim toplumumuzda kıyaslama çok fazla yapılır.

        Sigara her yerde serbest

        YUNANİSTAN, Avrupa Birliği üyesi ama kendi bildiklerini okuyorlar. Murat Tokuz’un DJ’lik yapacağı mekâna gittik. Sigaralı alanda oturmak istediğimizi söyledik. Şef bize garip garip baktı. “Burada her yerde içebilirsiniz” dedi. Sonra mekân sahibiyle konuşunca anladık durumu. Yunanistan ekonomik koşullardan dolayı bazı şeyleri yerine getirmeyeceğini söylemiş AB’ye. Bunun başında da sigara geliyor. Her yerde içebiliyorsunuz. Devlet sadece aldığı vergiye bakıyor. Vergini veriyorsan kimse sana dokunmuyormuş. Gerçekten çok iyi. Şu sigara yasağı en azından ekonomik koşullar düzelene kadar askıya alınsa ne iyi olur. Yoksa farkında olmadan bir bakmışsınız mekânlar kapanıyor. Zaten bugünlerde kapanan kapanana. Bu sigara meselesine bir formül bulunması gerekiyor. Mekân yüksek vergi mi verir ya da bedel mi öder bilemiyorum ama her ne şekilde çözülüyorsa çözülsün artık. Sektörü analiz eden biri olarak söylüyorum. Sektör zor durumda. Bir restoran bir fabrika demek. Daha güçlü bir Türkiye olmasını istiyorsak lütfen bu sese kulak verin.

        Diğer Yazılar