Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        DÜNYANIN en önemli seyahat sitelerinden biri olan Tripadvisor’da milyonlarca kişinin bir yıl içinde verdiği oylarla İstanbul birinci sıraya yerleşti. Sitenin haberine göre İstanbul; Roma, Londra, Paris gibi şehirleri geride bırakarak gezilecek şehirler listesinde bir numaraya oturdu. Son günlerde aldığım en güzel haberlerden biri bu oldu. İşim dolayısıyla dünyanın hemen her yerini gezdim. Ancak İstanbul’da olmak İstanbul’da yaşamak başka bir şey. Tabii ki olumsuz tarafları da var. İlk akla gelen trafik, sonra taksicilerin kazıkları ve beşinci sınıf gece kulüplerinin turistlere yaptıkları. Bunun için özel çalışmalar gerekiyor. Kültür ve Turizm Bakanımız Ömer Çelik çok çalışkan biri. Şimdi İstanbul’da çekilen yabancı filmler için KDV geri ödemesi yapıldı. Bu büyük bir hamle. Yurtdışında bulunan haber ajanslarının Türkiye şubeleri var, temsilcileri var. Sanki hepsi bize düşman. Türkiye’de içki yasaklandı haberlerini günlerce yabancı kanallarda ve gazetelerde okuduk. Hal böyle olunca yabancı turist Türkiye’de içki yasak diye gelmiyor.

        ‘KAPALIÇARŞI’DAKİ HER ŞEYİ ALIRIM’

        Tripadvisor sitesinde İstanbul için bırakılan birkaç yorumu aktarmak istiyorum: “Türkler sizi orada soymaya kalkışır, sakın inanmayın”, “Polisler her an sizi gözaltına alabilir, aman dikkatli olun”, “Taksiciler sizi soymaya çalışır, sanki biliyormuşsunuz gibi davranın”, “Kredi kartı verirken dikkat edin, sonra kopyalıyorlar”... Bunun gibi yüzlerce yorum var. İlk olarak taksicilerin hepsi eğitimden geçmeli. Tıpkı Almanya gibi, ABD gibi taksicilik meslek olmalı. Elli suçtan içeriye girip çıkmış bir adamın son işi olmamalı. Tabii ki bunun yanında İstanbul için çok iyi yorumda bulunanlar da var: “Orası dünyanın en güzel şehirlerinden biri. New York ve Paris bu şehrin yanında sıkıcı gelir”, “Bir gün milyoner olsam Kapalıçarşı içindeki her şeyi satın alırım” vs. Bunun gibi yüzlerce olumlu yorum var. İnsanların gönül rahatlığı ile İstanbul’a gelmeleri için İstanbul tanıtma grubu kurulmalı.

        ÇOK EĞLENCE ÇOK TURİST

        Gelen misafirlerin şehirde güvende olduğu hissini vermemiz gerekiyor. Gönüllü turizm elçileri bulmamız gerekiyor. Gece kulüplerine her türlü izni vermemiz gerekiyor. Yeme içme sektöründe daha neler yapabiliriz diye bakıp sektörü daha da büyütmemiz gerekiyor. Eğlence söz konusu olduğu zaman ilgili kurumlarda ayrı bir birimin yardımcı olması gerekiyor... Bugün Reina, Sunset gibi mekânlar bizi dünyaya en iyi tanıtan yerler. Bunun gibi yeni yerler teşvikle açılmalı. Bunu yapacak tek kişi de Turizm ve Kültür Bakanımız Ömer Çelik. İşte o zaman İstanbul uçar gider. Para harcayan turist daha çok gelir. Sadece hafta sonu eğlenmek için bile İstanbul’a gelen çok sayıda zengin turist var. Bunların çoğalması gerekiyor. Turisti çekecek yeni yerler, yeni sahalar lazım. O zaman Paris’ten daha iyi olmazsak bu işi bırakırım. Paris’te ne var Allah aşkına, bir Champs Élysées, başka bir şey yok. Paris’e giden Türkler 35 kere aynı yerden geçer. Ne o Paris’e geldim. Peki, İstanbul öyle mi?

        GECE HAYATINDA LÜKS RÜZGÂRI

        İstanbul gece hayatında son dönemlerde inanılmaz bir rekabet var. Şimdi ürün bazında konsept mekânlar ortaya çıkmaya başladı. Bu gelişmelerle birlikte yabancı içecek markaları Türkiye’yi mesken tuttu. Daha doğrusu bir ihtiyaç doğdu. Mesela Papermoon, Cipriani, Gina gibi mekânlar bütün ürünlerini Sapori adlı İtalyan bir marka ithalatçısı firmadan tedarik ediyor. Bunlar mutfakta görünmeyen önemli markalar. De Cecco İtalyan restoranlarında en sık kullanılan makarna markalarından. Fiyat olarak diğer makarna markalarıyla arasında 5 katı kadar bir fark olmasına rağmen tercih ediliyor. Sadece bununla sınırlı değil, bir de içecek pazarındaki yarış var. Son dönemlerde su markası olarak Sırma büyük atak yaptı. Soda gamında ise Dice Kayek tasarımlı şişesi ile Uludağ markası gece hayatına damga vuran markalar arasında yer alıyor. Hemen hemen her mekânda San Pellegrino ile birlikte kullanılıyor. Müşteri her iki markadan birini tercih ediyor. Şimdi bu saydığım markalar diğer markalara göre çok daha pahalı. Sonuçta bu arz talep meselesi. Eğer gece hayatında bir talep varsa bu yerine getiriliyor.

        Birçok mekânda yüz binler, milyonlar değerinde şarap mahzeni var. Son olarak Fiji Adaları’nda çıkan Fiji su gece hayatında yerini aldı. Birçok otel şimdiden bu marka ile anlaşma yapmış durumda. Peki, küçük bir su ne kadar dersiniz: Tam tamına 6 TL. Yani bir şişe su 6 tane ekmeğe bedel. Demek ki talep var ve markalar ilgi görüyor. Yoksa böyle markaların çok fazla dayanma şansı olmuyor. Ya tutuyor ya da batıyor.

        Diğer Yazılar