Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Devletler, yani devletlerde birileri “örtülü işler” yaparlar…

        Demokraside muhalefet, parlamento, basın, yargı ve sivil toplum örgütleri mücadelesi bunları ortaya çıkarır veya çıkarmaya uğraşır; çıkarmaya uğraşmalıdır!

        Devletler, yani devletlerde birileri “kirli işler” yaparlar…

        Demokraside muhalefet, parlamento, basın, yargı ve sivil toplum örgütleri bunları ortaya çıkarır veya çıkarmaya uğraşır; çıkarmaya uğraşmalıdır!

        Devletler, yani devletlerde birileri “yalan” söyler…

        Demokraside muhalefet, parlamento, basın, yargı ve sivil toplum örgütleri bunları ortaya çıkarır veya çıkarmaya uğraşır; çıkarmaya uğraşmalıdır!

        ***

        TIR olayı da öyle.

        Belli ki örtülü, belki kirli, belli ki epeyce yalan dolan!

        Bunu ortaya çıkaran savcılar ve askerler, “darbecilik, casusluk” suçlamasıyla tutuklandı!

        Buna ortaya çıkaran gazete ve gazeteciler de “terör” suçlamasıyla yüz yüze.

        Cumhuriyet Gazetesi, Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar imzasıyla TIR mazrufu görüntüleri yayınladı.

        Belki hakikaten “insani yardım”dır. O kadar uzman değilim!

        Devlet ve iktidar elbet kendini koruma, saklama refleksi gösterecek.

        Lakin demokrasi diye bir şey varsa, özgürlük ve halkın bilgi alma-haber verme hakkı, bağımsız yargı, hakikate ve hakkaniyete ihtiyaç diye bir şeyler varsa, o reflekse karşı da “hukuk” ve “gücün, güçlülerin denetimi” diye bir şeyler olacak!

        Refleksten şüphemiz yok ama ikinci kalemdekiler de şu sıra arazi oluyor! Dümdüz oluyor.

        ***

        Mesele bir iktidarın halka ve dünyaya yalan söyleyip söylemediği.

        Mesele bir iktidarın, devlet (ve esasında millet) imkânlarını kullanarak, Meclis bilgisi dışında da, “silah sevkiyatı, yardımı, ticareti” yapıp yapmadığı.

        Mesele, eğer hepsi ilaç değilse, bu silahların kimlere gittiği, kullanılıp kullanılmadığı, kimleri vurup vurmadığı!

        Bunu, bir zamanlar muhalif filanken “İrangate skandalı” üzerine ABD’yi taşlayanlar da hatırlar belki.

        O zaman da ABD’de “derin-örtülü devlet” İran’a silah sevkiyatı ile yarattığı kaynaklarla, Nikaragua’da “terörist” dediklerine karşı başka “teröristler” beslemişti.

        Ortaya çıkmazsa, bir devletin derin becerisidir.

        Ortaya çıkınca, bir devletin fenersiz yakalandığı andır.

        Pentagon Papers” yahut “Watergate” de öyle.

        Herhalde iktidar mensuplarının ve oy verenlerinin de bir zamanlar hakikat ortaya çıkınca öfkelendikleri Irak’taki “Ebu Graib işkenceleri” de, “Guantanamo sorguları” da; My-Lai vb. katliamlar da!

        Susurluk, Batı Çalışma Grubu, Kontrgerilla, Gladio gibi şeyler de.

        Onlar da “devlet menfaati” idi.

        ***

        İktidar ve başkanı, yıllarca işbirliği yaptıklarına şimdi “paralel, terörist” diyor.

        İktidar ve başkanı, yıllarca “terörist” deyip (hayırlı bir işle) “barış” görüştüklerine, onlar tam da siyasete sarıldığında yine “terörist” diyor.

        Kutular, kasalar, sıfırları ortaya saçılınca da herkes “terörist, darbeci” oluyor…

        TIR’lar lastik patlatınca da.

        Cumhurbaşkanı’nın “bütün partilere eşit mesafede, tarafsız” ve yargının “bağımsız” olduğu bir ülkede, ne çok hain, terörist, darbeci var Allah’ım!

        ***

        İster AKP’li ister “öteki”; bir insanın ve tüm halkın kendine saygısını korumasının, güçlüler karşısında o saygıyı talep etmesinin bir yolu da, “Bilgi hakkı”dır.

        Yalanı da yılanı da ortaya çıkarma, görebilme, onlara teslim olmama hakkıdır.

        Yalan söylediklerinde doğrusunu, hakikati…

        Milletin parasıyla kirli işler yaptıklarında o kiri, sebebini ve sonuçlarını…

        Millete söylemedikleri örtülü, karışık işlere giriştiklerinde; hem bu işlerin niteliğini, hem de “koskoca devlet” iken böyle dinlenecek, böyle yakalanacak kadar nasıl beceriksiz olduklarının, yani her halükarda tüm rezaletlerin hesabını sorma, hepsini bilme hakkı!

        Demokrasilerde vicdan, basın, ifade özgürlükleri ile bilgi-haber hakkı “terörizm” değildir ama “teröre silahlı destek” nedir, onu da sen bulacaksın Abdülkadir!

        ***

        Ben aklımızda bulunsun diye söylüyorum.

        Yoksa, misal 12 yılda 15 binden fazla işçinin işyerlerinde öldürüldüğü bir ülkede devlet bir “insani yardım” yaptığında duygulanmamak mümkün mü!

        Diğer Yazılar