Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bir okur sordu:

        Mesela Işid yahut ne bileyim PKK Türkiye’ye tazminat verip özür dilese, İsrail gibi mutabakat olur mu?”

        Olmaz” diye kestirip attım, devlet adamı ciddiyetiyle.

        Işid’den emin değilim tabii; o da adı üstünde, tabii aynı değil de, İsrail gibi bir “devlet.”

        Seyyar, tanışan olsa da resmen tanıyan yok, kafa keserken S. Arabistan gibi kanunlara uymuyor ama kendi beyanıyla öyle işte!

        Önceki “mutabakat mevsimleri”nin kimi eserini de biliyoruz:

        Mukavemet göstermeksizin Musul Konsolosluğu”nun elden teslimi.

        Işid’in Musul’a, Konsolosluğa yürüdüğü ayan beyan olduğu halde, bırak müdahaleyi, Meclis’te görüşme önergesini dahi reddetmek.

        Konsolosluk’tan götürülen rehineler için sabırla beklemek, dostane temaslarla onları sağ salim teslim almak.

        Işid, El Nusra vesaire gibi turist gruplarına bir nevi Schengen kolaylığı.

        Bazen iyi yolculuklar dilemek, bazen sağlıklı günler temenni etmek.

        Işid elemanları kovalarken rehin düşen astsubayı kolayca geri alıp “Mukavemetsiz teslim olarak terör örgütü propagandasına vesile oldu, TC ve TSK itibarını zedeledi” diye er yapıp ordudan atmak.

        ***

        Buna bakınca, İsrail’le mutabakat yine de kârlı; öldürülenlerin ailelelerine 20 milyon dolar koparmış hükümet.

        Özür” zaten İsrail’in bugüne kadarki en büyük yenilgisi!

        Bir de İsrail doğal gazı gelirse hakikaten İsrail diz çökmüş olacak!

        Demiş oluyorsun ki, sert bir ses tonuyla, “Ver gazı, al Gazze’yi!”

        Sonra ver elini yine Konya’da Anadolu Kartalı uçuşları, ver eline tank ihalesi, Mavi Marmara’ya saldırmış İsrail komandolarını eğiten Ofer Ailesi”ne ver elden Kuşadası Limanı.

        Bunların hepsi oldu, biliyorsunuz.

        Olmayan ise şuydu:

        23 Mart 2013: Nisan ayında Gazze’ye gideceğim.

        15 Nisan 2013: Mayıs sonuna doğru Gazze’ye gideceğim.

        18 Mayıs 2013: Gazze’ye sözüm var, Haziran’da gideceğim.

        ***

        Seviyeli ilişkilerimiz” şöyle:

        Osmanlı mirasını kırıp dökmüş, “Arap Baharı”nın insanî ufuk olma ihtimalini boğmuş, Bahreyn’de demokratik protestoyu tankla ezmiş, Yemen’de sivilleri vurmuş, “Kardeşimiz Mursi”yi sandık iradesini çiğneyerek devirmiş, hapse atmış, “Esma kızımız” ile yüzlerce Mısırlıyı katleden askeri darbeyi kotarmış S. Arabistan Sarayı bir kolumuzda…

        Mavi Marmara’yı basıp 10 insanı öldürmüş, Gazze’yi esir-rehin almış, Filistin’i gasp etmiş Likud İsrail’i diğer kolumuzda…

        Artık nereye çekerlerse!

        Tepemizde de “İncirlik açılacak, Musul’dan asker çek, sınırın 98 kilometresini Işid’e kapat, İsrail’le barış, S. Arabistan’la İslam İttifakı yap, Mısır darbesine fazla laf etme” deyip uçak uçuran ABD…

        Sırtımızda “Demokrasi o kadar mühim değil, yeter ki şu Aylangiller’i ölü ya da diri senin oralarda, serin sularda, toplama kamplarında tut. Al sana 3 milyar Avro, güle güle ye” diyen AB.

        ***

        Sonra bakiyeye bakıyorsun:

        Bush ve neo-muhafazakâr çetesinin, S. Arabistan despotlarının, Likud İsrail’inin, 28 Şubat komutasının “üç temel düşman” saydığı Suriye, Irak ve İran’la hakikaten düşman olmuşuz…

        Bir yanımız S. Arabistan, bir yanımız İsrail!

        Tepende de ABD.

        Bravo vallahi!

        Bravo, “baldıran olsa içeriz” dediğin “barış umudu”nu, “millet iradesi”ne kızıncabozdurup harcamış, onca zaman göz yumulan hendekleri, hendekçileri filan “savaş ilanı” saymışsın…

        Meclis’te bir iktidar milletvekili çıkıp “HDP Apo’yu tasfiye etmek istedi” diyebiliyor…

        Yani bir halkın, bir partinin “barış içinde siyaset, Meclis’te temsil, muhalefet” imkânlarını çok daha tehlikeli görmüşsün…

        Bir yanın hissetmese de bir yanın kanıyor: Delik deşik kentler, bir zamanlar “Sincan’da balans ayarı”na köpürdüğün tanklar şehir içinde “teröristlere karşı” binalara atış yapıyor!

        Böyle bir zaman işte!

        Not: Bu arada İsrail deyince, tank deyince aklıma bir zamanlar çok yazdığım “İsrail’e verilmiş tank modernizasyonu ihalesi” geldi.

        Bin yıllık 28 Şubat süreci” ısrarla İsrail’e verdirmişti ihaleyi; İsrail tankları Filistin’i ezerken. AKP de iktidara gelmeden önce “İktidara gelince hemen iptal edeceğiz" dediği ihaleyi iptal etmemişti.

        İyi de olmuş, “İsrail’le 17 Aralık mutabakatı”nı, bugünleri de görmüş tanklar!

        Diğer Yazılar