Fatmalar, Helinler ölmesin
İstanbul Pendik'te okulunda öldürülen Helin Palandöken, evinin önünde öldürülen Fatma Şengül... Biri daha hayatının baharında bir lise öğrencisi, diğeri kanseri yenmiş bir anneydi. Her ikisi de en yakınındaki erkeklerce katledildi... Acıları hâlâ taze olan bu iki kadının ailelerine kulak verdik. Yaşadıkları dehşeti ve hukuki süreçleri anlattılar
Kadın cinayetlerini veriler ışığında uzman görüşleriyle ele aldığımız yazı dizimizin iki bölümünde katilin portresini çizdikten sonra cinayetlerin nasıl, ne zaman ve neden işlendiğini ortaya koymaya çalışmıştık. Meseleyi daha iyi anlamak için öldürülen kadınlara kulak vermeyi düşündük. Yakınları erkekler tarafından katledilen aileler yaşanan faciaların son bulmasını istiyor.
İstanbul Pendik'te lise öğrencisi Helin Palandöken, arkadaş olmayı reddettiği Mustafa Yetgin tarafından 2017 yılı ekim ayında okulunda pompalı tüfekle başından vurulup öldürüldü. İşte acısı halen taze olan baba Nihat Palandöken’in anlattıkları…
NİHAT PALANDÖKEN, HELİN PALANDÖKEN'İN BABASI
REDDEDİNCE ÖLDÜRDÜ
Helin’in öldürüldüğü gün Adana’da olduğunu acı haberi duyar duymaz İstanbul’a döndüğünü anlatan Palandöken, “Geldiğimde bana yaralı dediler ama ben cenazesi ile karşılaştım. (Katil Mustafa Yetgin) Silah mağazasına gidiyor oradan silah alamayınca internetten alıyor. Güzel kızıma arkadaşlık teklif etmiş, kızım da reddedince okul çıkışında öldürdü. Ailesinin o caniye avukat tutmaması gerekiyordu. ‘Cezası ne ise çeksin’ demeleri gerekiyordu. İyi hal indirimi almak için ‘Seviyordum, pişmanım’ derken ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarpıtıldı” dedi.
HELİNLER ÖLMESİN DİYE
Nihat Palandöken mahkeme sürecini anlattıktan sonra bireysel silahlanmaya karşı imza kampanyası başlattı. Şöyle diyor baba Palandöken: “Cezası yerinde bir ceza ama ben yine devlet yetkililerine sesleniyorum: Lütfen bu silahların alımına son verilsin, yasaklansın. Bir cana kıymak bu kadar kolay olmamalı. Başka Helinlerin ölmemesi için bu vahşete son verilmeli. Benim kızım gitti, başka kızların gitmemesi için gerekli tedbirler uygulanmalı ama maalesef benim Helinimden sonra çok Helinler gitti. İnsanlar ekmek, peynire nasıl rahatlık ile ulaşıyor ise silaha da ulaşır duruma gelmiş bunun önüne geçmek zorundayız. Bireysel silahlanmaya karşı imza kampanyası başlattık, imza kampanyam çok duyuruldu. İnşallah bir milyon imza toplayıp Meclis’e götüreceğiz.”
ANNESİ İLE YAN YANA
Peki Helin kimdi? Babasından dinleyelim: “Helin Adana’da doğdu. Onun çocukluğu sevimli, bütün mahalle onunla oynardı, severdi. Ta ki Helin 12 yaşına gelene kadar. 12 yaşında Helin annesini bir trafik kazasında kaybetti. İki öksüz kız çocuğu ile bir başıma kaldım. Ona rağmen Helin hayat dolu bir kızdı. Bana çok bağlıydı, sabah işe gittiğimde öperdim, o ise küçük kardeşine annelik yapardı. ‘Daha yeni yeni bir nefes aldık, artık Helin büyüdü o bize bakacak’ derken, o da olmadı. Her gün mezarına giderim, çiçeklerini sularım. 1 saat yanında dururum öyle giderim. Helin’in yanında olduğumu göstermeye gayret ederim. ‘Bak yine babanız geldi, yine yanınızdayım’ derim. Annesinin yanında kendime yaptırdığım mezarın içine kızımı koydum. Kendi mezarıma kızımı koydum. Annesi ile yan yanalar. Ben tam 1 buçuk sene iki kızımla aynı yatakta yattım. Bir kolumda bir kızım, diğer kolumda diğer kızım vardı. Artık bir kolum boş.”
AÇELYA ŞENGÜL, FATMA ŞENGÜL'ÜN KIZI
KANSERİ YENMİŞTİ
İstanbul'da yaşayan üç çocuk annesi Fatma Şengül (51) geçen Mart ayında iş arkadaşı Zeynel Akbaş tarafından 4 kurşunla katledilmişti. Şengül'ün kızı Açelya Şengül (25) anlatıyor: "Annem uzun bir süre aşçı olarak bir işletmede çalıştı. Fakat aşçılık yaparken kansere yakalandığı için işten çıkmak zorunda kaldı. Uzun bir süre kemoterapi ve ışın tedavisi gördü. Çok şükür iyileşti. Bir süre sonra ‘Ben artık çalışmak istiyorum, evde durmaktan sıkıldım’ dediği için çok yorulmayacağı çaycılık yapacağı bir yere yerleştirdik annemi. Katilli de farklı bir yerden annemin bulunduğu yere aktarılmış. Katil çalışmadığı için de haliyle iş yükü anneme kalıyordu. Annem iş yerindeki müdürlerine şikâyet etti fakat iş yeri kesinlikle bunu reddediyordu. 6 aydır annem bana, ‘İş yerinde bir adam var çalışmıyor kızım iş yükü de bana kalıyor. Artık orada çalışmak istemiyorum’ diyordu. Ölümünden bir gece önce de aramızda bu konuşma geçti.”
“ÇIĞLIĞINA KOŞTUM”
Katilin bir gece önce evinin önüne keşfe geldiğini kaydeden Açelya Şengül, cinayet günündeki dehşetini şöyle anlattı: “Sabah erken saatte evimizin önünde anneme yaklaşıp 5 kurşun sıkıyor, bunlardan 4’ü isabet ediyor. Ben annemin ikinci kurşun sesinden sonraki ah çığlığına koştum. Ardından 2 kurşun daha… O sıra benim feryadım mahallenin toplanması üzerine katil bir sokak aşağıya yürüyor ve korktuğu için kendini kol altından yaralıyor. Bunu da önceden planlamış çünkü mahkemede, ‘Fatma’yı öldürdüm, pişman oldum kendimi de öldürmek istedim’ deyip indirim isteğini göstermeye çalışıyor.”
“İNDİRİM ALMAMALI”
Açelya Şengül, şöyle devam ediyor: “Zeynel Akbaş isimli katil annemin ellerimin arasında son nefesini vermesine neden oldu. Ben annemi kanlar içinde yerde o halde gördüm, hangi iyi hâl bana annemin gülüşlerini geri verebilir ki? Katilin indirim almaması için var gücümle çabalıyorum. Ayrıca annemin öldürüldüğü sokağın isminin annemin adını yaşatması için Fatma Şengül Sokağı olarak değiştirilmesi için bir imza kampanyası başlattım. Twitter ve instagram’da ‘fatmaninsesi’ hesabı açtım... Oradan aldığım ‘Yanındayız’ mesajı bile beni çok mutlu ediyor. Kadınların ölmediği, çocukların tecavüze uğramadığı güzel günler yaşamak istiyoruz”
