Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Ayşe Özek Karasu Gazze'de öldüremediğini aç bırakmak, fişlemek, onuruyla alay etmek

        Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nda cesur bir kadın, Annelle Sheline. Bakanlığın Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da demokrasi ve insan haklarından sorumlu bürosunda görevliydi. Ancak Amerikan yönetiminin İsrail’e kayıtsız şartsız destek verdiği, yasa engeline rağmen silah sattığı ve “Amerikan bombalarıyla” 32 bini aşkın Filistinliyi öldüren İsrail’in “Gazze’de açlığı da silah olarak kullandığı” ortamda bu görevde kalamayacağına karar verdi ve bakanlıktan istifa etti. CNN’de Christiane Amanpour’un programında anlattığına göre tepkisinde yalnız değildi; Dışişleri Bakanlığı’ndaki meslektaşları da Amerikan yönetiminin tutumundan ötürü şok ve dehşet içindeydi; “Lütfen bizim de sesimizi duyur” demişlerdi. Bu nedenle CNN Int. internet sitesinde kamuoyuna açık yazısıyla duyurmuştu istifasını.

        Annelle Sheline bazı riskleri göze almıştı tabii, bir yaşında çocuğu ve mortgage ödemeleri vardı ama zaten henüz bir yıldır bakanlıktaydı, siyaset bilimi doktorası ve düşünce kuruluşlarında kariyeri güvenceydi. Yönetimin dehşete sürüklediği, Sheline’ın deyişiyle ihanete uğradıklarını düşünen diğer büro çalışanları ise bakanlıkta kariyer sahibiydi, görevi bırakamıyorlardı, maddi durumları elverirse onlar da istifayı düşünüyordu. İstifa eder veya etmezler, fakat Sheline’ın değindiği yasa ihlalleri çok açık.

        Bakanlığın Yakın Doğu Demokrasi, İnsan Hakları ve İş Gücü Bürosu sayfasında da belirtildiği üzere “Leahy Yasası”, işkence ve infaz dahil insan haklarını ihlal eden devlet ve gruplara silah satışını yasaklıyordu. Ayrıca ABD’nin “Dış Yardım Yasası” da, insani yardımı engelleyen ülkelere yardımdan men ediyordu yönetimi. İsrail bu insanlık suçlarını işlediği için Biden Yönetimi silah tedarik ederek yasaları çiğnemişti. Soykırım uzmanlarına göre İsrail’in eylemlerinin soykırım kapsamına girdiğini de belirten Sheline “Bu suç, ABD yönetiminin diplomatik ve askeri desteğiyle işleniyor. Uluslararası Adalet Divanı da soykırımın önlenmesi yönünde karar verdi. Bu şartlar altında çok önemli bulduğum insan hakları görevime devam etmem imkansızdı” diye yazıyor.

        Annelle Sheline’ın istifa gerekçelerinden, İsrail’in insani yardımı engellemek suretiyle "açlığı silah olarak kullandığı" meselesi BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği yetkilileri tarafından da dile getiriliyor. Human Rights Watch da, açlığın artık bir savaş aracı olduğu görüşünde. Yaklaşık bir milyon insan ekstrem açlığın pençesinde, iki yaşın altındaki her altı çocuktan biri beslenemiyor, bazıları ölüyor.

        DOKTORLARIN GÖRDÜĞÜ DEHŞET

        Gazze’nin çocukları her türlü ölüyor; 33 bini bulan ölü sayısının üçte ikisi kadın ve çocuklar. AP ajansı, Deyr el Balah’taki El Aksa Şehitleri Hastanesi’nde yardıma giden uluslararası doktorlar ekibinin izlenimlerini aktarıyor; savaşın çocuk kurbanlarını görünce dehşete düştüklerini anlatıyorlar. İsrail saldırısında kafatası parçalanan bir çocuk gözleri önünde can veriyor. Kuzeni aynı saldırıda yüzünün yarısını kaybetmiş, yaşam savaşı veriyor. Bir başka saldırıda yaralanan 10 yaşındaki çocuk çığlık çığlığa anne ve babasını arıyor, ikisi de ölmüş haberi yok. Yanında kız kardeşi var, fakat bütün vücudunu kaplayan yanıklar yüzünden kızı tanıyamıyor.

        Ürdünlü pediyatri yoğun bakım doktoru Tanya Hacc-Hassan (üstte) Gazze sağlık sisteminin büyük ölçüde yok edildiğini söylüyor; 36 hastanenin ancak üçte biri, yakıt ve ilaç yokluğunda ayakta durmaya çalışıyor. Yoğun bakım yataklarının çoğunda, bebekler dahil oksijen maskeli her yanı bandajlı çocuklar yatıyor.

        Uluslararası hekimlerin Gazze’ye girişi, insani yardım örgütü International Rescue Committee ve Filistinlilere tıbbi yardım ve psikolojik destek için oluşturulan Medical Aid for Palestinians (MAP) tarafından organize edilmiş. İngiliz kuruluşu MAP bağış toplamak için sanatçıların katılımıyla internet üzerinden müzayede düzenliyor; 2 Nisan’da minimum 100 sterlinlik teklifle başlayacak. Örneğin Tilda Swinton, açık artırmayı kazanana veya çocuğuna uyku vakti zoom üzerinden kitap okuyor, Brian Cox tiyatro bileti ve buluşma sözü veriyor, Ramy Youssef stand up şovlarından birine davet ediyor, Annie Lennox “Sweet Dreams” şarkısının el yazısı nota ve sözlerini postalıyor, yönetmen Gurinder Chadha ise yeni filminde ekstra rol teklifinde bulunuyor.

        Savaş öncesi 160 yatak kapasiteli El Aksa Şehitleri Hastanesi’nde halen 800 kişi tedavi görüyor ve normalde görevli 120 personel artık işe gelemiyor. Ya aileleri için yemek arıyor veya enkazlarda kayıp yakınlarını arıyorlar.

        Gazzeli çocukların yüzlercesi de kayıp, muhtemelen çoğu enkaz altında. Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nin verilerine göre Gazze’de 5 bini aşkın kişiden haber alınamıyor. Bazı kayıpların, güneye kaçarken veya kuzeye dönmeye çalışırken İsrail kontrol noktasına takılıp gözaltına alındığı tahmin ediliyor. Aileler yakınlarının fotoğraflarını internet üzerinden paylaşarak haber almaya çalışıyorlar. Kimileri de sevdiklerini bulmak için uluslararası medya ile temasa geçiyor. Mesela geçen 3 Şubat’ta Gazze Şehri’ndeki evine dönüş yolunda kaybolan 25 yaşındaki müzisyen Mahmud ebu Hani (altta) onlardan biri. Yakınları “Ondan haber alamamak, savaşta öldüğünü ya da tutuklandığını bilmekten daha beter” diyor.

        OTOMATİK APARTHEİD İLE FİŞLEME

        Gazzeli kayıplardan bazıları İsrail’in kullandığı “Blue Wolf” yüz tanıma programı nedeniyle tutuklanmış da olabilir. Bu bakımdan insan hakları örgütleri alarmda. Uluslararası Af Örgütü’nün “otomatik apartheid” diye nitelediği bu teknoloji Filistinlileri takip etmek ve dolaşım özgürlükleri üzerindeki aşırı kısıtlamaları otomatik hale getirmek için bir süredir İsrail tarafından kontrol noktalarında kullanılıyor. Örneğin Batı Şeria’nın El Halil ve diğer kentlerindeki kontrol noktalarında yüksek çözünürlüklü kameralarla yüz taraması yaptıktan sonra Filistinlilere geçiş izni veriliyor.

        Gazze savaşında esas olarak Hamas üyeleriyle örgüt bağlantısı olan kişileri ve İsrailli rehineleri tanıma amaçlı başvurulduğu söylense de New York Times’ın haberine göre sistem sık sık hata verdiği için siviller de yanlışlıkla Hamas üyesi diye işaretleniyor ve tutuklamalar oluyor.

        Uluslararası Af Örgütü uzmanı Matt Mahmoudi NYT’ye açıklamasında “Yüz tanıma sistemi Filistinlileri tamamen insanlıktan çıkarıp, artık birey olarak görülmeyecekleri noktaya varabilir. Çok endişe verici. Ve İsrail askeri, hata verdiğini bildiği halde sistemi sorgulamıyor” diyor.

        Aslında İsrail askerinden fazla erdem beklememek gerek. Gazze’deki yıkım, ölüm ve yokluğun orta yerinden Instagram ve YouTube’da paylaştıkları, Filistinli kadınları aşağılayan fotoğraf ve videolar, insanı onlar adına utandırıyor. Bazı uzmanlara göre uluslararası hukuk ihlaline varacak denli rezil alay görüntüleri. Filistinli gazeteci Younis Tirawi’nin, askerlerin orijinal paylaşımlarına link vererek repost ettiği fotoğraflara ancak göz ucuyla bakabildim. O görüntüler yerine, İsrailli kadın askerlerin Gazze harabeleri fonunda çektikleri neşeli fotoğrafı vereyim!

        Gazze’nin terk edilmiş evlerindeki İsrailli erkek askerlere gelince, biri saten kadın iç çamaşırıyla oynuyor, birinin elinde yarı çıplak oyuncak bebek, bir diğeri çıplak cansız mankene sarılıyor; sözlerini aktaramam. BM İnsan Hakları Ofisi sözcüsü Ravina Shamdasani “Bu paylaşımlar Filistinli kadınlara, bütün kadınlara hakarettir” diyor. Bazı uluslararası hukuk uzmanları ise görüntüleri Dördüncü Cenevre Sözleşmesi’nin 27’nci maddesinin ihlali olarak yorumluyor. İşgal altındaki topraklarda insanların statüsü ve onlara yapılacak muameleyle ilgili 27’nci maddenin ikinci paragrafı şunu söylüyor:

        “Kadınlar namuslarına saldırıdan ve özellikle cinsel saldırıdan, fuhşa zorlama ve her türlü müstehcen hareketlere maruz kalmaktan koruncaklardır…”