Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Siyaset İdam cezası Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı mı?

        ÖZLEM YILMAZ / HT GAZETE

        oyilmaz@htgazete.com.tr

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Anketlerde çıkıyor. Birçok insanımız idam cezasının yeniden gelmesini istiyor" sözleri polemiğe yol açtı. Peki mevcut hukuk sisteminde idam cezası gelebilir mi, uygulanabilir mi? Çoğu hukukçuya göre, idam cezasının tekrar uygulanabilir olması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ihlali anlamına geliyor ve Avrupa Konseyi'nden çıkarılmaya varan yaptırımlarla karşılaşılması mümkün. Hukukçular, ayrıca idam cezası geri gelse dahi, hukukun geriye yürümeme ilkesi nedeniyle geçmişe yönelik işlemeyeceği konusunda da hemfikirler.

        İşte görüşler...

        'AB'ye aday bir ülkede, büyük sıkıntı yaratır'

        Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu (Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi):

        İdam cezası, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde 6 No'lu protokolle Avrupa'da kaldırıldı. Bu doğrultuda bizde de önce terör suçlarıyla sınırlandırıldı. Sonra da büsbütün kaldırıldı. Avrupa Konseyi'ne üye ülkeler arasında, yani sözleşmeyi imzalayan ülkeler arasında idam cezası yok. Biz de o doğrultuda idam cezasını kaldırdık. Tekrar konulabilir mi? Sözleşmeyi ihlal etmiş oluruz. Hem Avrupa Konseyi üyesi olup, idam cezası uygularsak, Avrupa İnsan Hakları sözleşmesini ihlal eden ülke oluruz. Mesele sadece iç hukuk meselesi değil, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne göre idam cezası verilemiyor. Türkiye de bu sözleşmeyi imzaladı, taraf oldu. İdam cezasını yeniden getirmek için Anayasa'ya koymak, anayasal dayanağı olması gerekiyor. Bu anayasa hükmü de sözleşmeye aykırı düşer. Bunun Avrupa Konseyi'nden çıkarılmaya kadar giden aşama aşama birçok yaptırımları var. Hele Avrupa Birliği'ne aday bir ülkede böyle bir uygulama büyük bir sıkıntı yaratır.

        'Yargıtay varken bile bozuyordu'

        Azmi Ulu (Emekli ağır ceza reisi):

        Mevcut hukuk sisteminde idam cezasının uygulanması mümkün değil. İdam cezası varken dahi uygulanmamıştır. Yargıtay bu konuda verdiğimiz kararları özellikle bozuyordu. İdam cezasının artıları, eksileri tartışılır, ancak çağımızda idam cezasının uygulanması mümkün değil. Bu nedenle idam cezasının tekrar geri getirileceğine inanmıyorum.

        'Başbakan, halkın nabzını açıklamış'

        Nazlı Ilıcak (Gazeteci- yazar):

        Zaten eskiden idam cezası verildiği zaman dahi uygulanmıyordu, sadece darbe dönemlerinde uygulanıyordu. Ben uygulanabilmesini kolay görmüyorum. Başbakan Erdoğan bu açıklamayı, PKK terörü ve Öcalan'a hitaben söylüyor. Şu an Öcalan'ı tekrar yargılayıp idama mahkum ettirmek mümkün değil. Artan terör eylemleri gerçekten de, halkın bir bölümünü bu yönde düşündürüyor, müthiş öfkelendiriyor. Kamuoyu araştırmalarında da sonuç bu yönde çıkıyor. Neticede Başbakan Erdoğan, halkın nabzını açıklamış. Ancak ben idam cezasının yeniden getirilmesini mümkün görmüyorum, bunun uygulanabileceğini sanmıyorum. İdamın bir çözüm olabileceğini de düşünmüyorum.

        'Geçmişe dönük uygulayamazsınız'

        Doç. Dr. Ümit Kocasakal (İstanbul Barosu Başkanı):

        Bir kere suları tersine akıtmak çok anlamsız. Kaldı ki, Türkiye idam cezasının hiçbir şekilde verilemeyeceğine dair değişiklik yaptı, 13 no'lu protokolü imzaladı. Hukuken mümkün gözükmüyor. Varsayalım ki, bunu yaptınız. Ceza hukukunun çok evrensel bir ilkesi var. Geriye yürümeme ilkesi. O idam cezasını getirseniz dahi geçmişe uygulayamazsınız. Bundan sonraki olaylarda uygulanabilir. Zaten idam, artık insanlığın geldiği bu noktada çok kabul edilebilir bir şey de değil.

        ‘Anayasa’da değişiklik yapılsa dahi bu yola gidilmesi mümkün değildir’

        Uygar Çöltekin (Ceza Hukukçusu):

        Anayasanın 38. maddesinin 10'uncu fıkrasında açık bir şekilde belirtildiği üzere, herhangi bir suçtan dolayı ölüm cezası verilemez. Anayasa değişikliği ile de bu yola gidilmesi mümkün değildir. Zira Türkiye'nin 'Ölüm Cezasının Her Koşulda Kaldırılması'nı öngören, 'Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlükleri Sözleşmesi'ne ek 13 Nolu Protokolü, 2003 yılında imzalaması ve yasal değişikliklerin 2004 yılında tamamlanması karşısında, yeniden idam cezasının norm haline getirilmesi bu sözleşmenin ihlali anlamına gelecektir ki, bu bağlamda da Türkiye uluslararası hukuk açısından zor durumda kalacaktır. Ayrıca idam cezasının bir şekilde geri getirilmesi durumunda dahi, bu cezanın 'suçta ve cezada kanunilik ilkesi' gereğince idam cezasının kabulünden önceki tarihte suç işleyen kişilere uygulanması mümkün olmayacak. Ancak düzenlemeden sonraki tarihte idam cezası gerektiren suç işleyen kişilere uygulanacaktır.

        'İlkel bir ceza toplumu gerer'

        Ümit Kardaş (Emekli askeri hakim):

        Gelişmiş ülkelerde idam cezası çoktan aşıldı. Öcalan yakalandığında dünyada idam cezası kalkmıştı. Netice itibariyle ilkel bir ceza. Kısasa kısas, toplum adına öç alma gündeme getirilmemeli. İdam cezasının siyaset malzemesi olması hoş bir şey değil. Üstelik bu kadar gerilim yaşanırken toplumu germekten başka Bir şey değil.

        'İdam cezası, terörle mücadelede etkili bir yaptırım olur'

        Oktay Vural (MHP Grup Başkanvekili):

        2002 yılında idam cezasının kaldırılmasıyla ilgili yasaya başbakan Erdoğan destek vermiş, MHP ise 'Hayır' demişti. Başbakan ve diğer partiler o dönem 'Evet' demişlerdi. Terörle mücadelede maalesef büyük bir zafiyet oluşmaktadır. Terörle mücadelede etkili bir yaptırım ve caydırıcılık olabileceği düşünülerek terör, savaş ve yakın savaş tehditlerinde idam cezasının geri getirilmesinin düşünülmesini ifade etmiştik. Bugün de aynı kanıdayız. İdam cezasının terör, savaş ve yakın savaş kapsamında getirilmesi terörle mücadelede etkili olacaktır. Biz zaten MHP olarak bu öneriyi getirmiştik. Çoğunluk iradesi varsa bu konuda MHP daha önce ifade ettiği çerçevede gerekli tavrı ortaya koyacaktır. Bu, terörle mücadele kapsamında idam cezasının kaldırılmasının ardından ortaya çıkan mahsurları da ortadan kaldıracaktır. İdam cezası etkili bir yaptırım olur. Çözüm arayışı yerine tedbirlere ihtiyaç vardır. Ne kadar zafiyet doğurduğunu ifade edelim. Etkili tedbirleri almaya devam etmeliyiz. MHP olarak biz bu irade ve kendi görüşümüz doğrultusunda gerekeni yaparız. Bu konuda Anayasa değişikliği de gereklidir. Biz de irademizi kullanırız.

        ‘Toplumun yüzde 85’i istiyor ama geri gelmez’

        Burhan Kuzu (TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı, İstanbul milletvekili):

        İdam cezası çok eski bir ceza. Şu an birçok ülkede var. ABD, Rusya, Japonya, Çin ve Arap dünyasında uygulanıyor. Ancak Avrupa'da yok. Avrupa Birliği şartlarında 6 ve 13 nolu protokol var. Bunlar kesinlikle idamı yasaklıyor. İdam cezası varsa, müzakereye devam etmiyor. İdam cezası konusunda çok hassas. Bizde de anayasada bu hüküm vardı. Bizden önce, yani Ecevit hükümeti döneminde çıkarıldı. Tekrar gelme şansı gözükmüyor. Ama tabi topluma sorsan yüzde 80-85'i 'İdam geri gelsin' der. Toplum mevcut cezalardan tatmin olmuyor. Bir süre sonra kendi cezasını kendisi vermek istiyor. Birtakım cinayetlerin arkasında hep bu tatminsizlik var. Kayseri'de bayramda 3 çocuğu kaçırdılar, tecavüz ettiler, öldürdüler. O dönem 'İdam cezası bir kenarda durur, hakim uygular, uygulamaz' sözleri gündeme gelmişti. Telefonlar kilitlendi. Toplum istiyor. Amerika uyguluyor. Üstelik, 'En caydırıcı ceza' olarak bilinir. Ama şu an geri getiremezsin.

        'Amerika'da da uygulanıyor'

        Abdurrahman Dilipak (Gazeteci- yazar):

        İdam cezasının uygulanması, teknik olarak mümkün. Bugün zaten pek çok ülkede uygulanıyor. Amerika'da da, Çin'de de uygulanıyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ