Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Bireycilik Nedir?

        İnsan bireyinin tüm davranışlarının faili ve sorumlusu olduğu fikrinin ifadesidir. Buna göre birey olarak insan mensup olduğu ırk, cinsiyet, sınıf vs. gibi hiçbir kolektif grubun mütemmim cüzü olmayıp davranışlarının yaratıcısı ve dolayısıyla sorumlusudur. Etik ve siyasi bir tutum olarak bireyciliğe göre ahlaki değer yargılarının toplumsal ya da yapısal etkileri bireysel düzlemde ortaya çıkar.

        Bu durumda siyasal bireycilik anlayışına göre temel siyasal, sosyal ve hukuksal haklar bireye aittir. Siyasal otorite olarak devletin görevi bireyi ve bireysel hakları korumak olmalıdır. Thomas Jefferson'un (ö. 1826) ifadesiyle "Toplumun birer üyesi olan bireyler için doğru olan, toplum için de doğru olandır. Zira toplumsal bütünün hakları bireylerin toplamının haklarından daha fazla olamaz". Siyasal bireycilik özgürlük, hayat ve mülkiyet gibi bireysel hakları ön plana çıkarır. John Stuart Mill'de (ö. 1873) ifade bulduğu şekliyle, bireyin hakları ve çıkarları hiçbir gerekçeyle toplumun çıkarları uğruna ihlal edilemez. Öte yandan bireycilik toplumun birey üzerindeki güçlü etkisini reddetmez. Bilakis sosyal bağların ve ilişkilerin bireyin lehine olacak şekilde düzenlenmesini önerir. Bireyciliğin bu bağlamdaki asıl vurgusu cemaatçi yaklaşımın hilafına olacak şekilde temel ontolojik varlık olarak grup-yapı veya toplumsal bütünü değil insan bireyini kabul etmesidir.

        Bireyciliği temel felsefi ve siyasal tutum olarak benimseyen liberteryen (bkz. liberteryenizm) görüş, bireyin gerek bedeni gerekse zihni üzerinde kontrol hakkı olduğunu ileri sürmektedir. Bu yaklaşıma göre insan bireyi kendisi üzerinde mutlak tasarruf yetkisine sahiptir. Bu durumda birey, eylemlerinin yaratıcısı olarak özgürdür fakat özgürlüğün getirdiği sorumluluğa da sahiptir. Başkalarına zarar vermemek ve zarar durumunda zararın tazmini de mezkûr özgürlüğün gereğidir.

        Metodolojik bireyciliğin, iktisat ve tarih üzerine çalışmalar yapan Joseph Schumpeter (ö. 1950) tarafından literatüre kazandırılmış olmasına rağmen tarihi daha geriye gider. Bu manada Schumpeter'den önce gelmek üzere Max Weber (ö. 1920) tarafından sosyoloji ve sosyal bilimler için analiz yöntemi olarak kullanılmıştır. Bireycilik metodolojik manada Max Weber tarafından sosyal olguları açıklamak üzere kullanılan temel ilkedir. Buna göre sosyal hadiseler bireysel fiilin sonucunda ortaya çıkar. Fakat bireysel eylem tek başına anlamlı olmayıp yeşerdiği ya da harekete geçirildiği bağlam dilinde ele alınmalıdır.

        Ayrıca çağdaş siyaset, bilim ve iktisat felsefecilerinden Ludvig von Mises (ö. 1973) bireyciliği "eylemin bireyselliği" ve Karl Popper (ö. 1994) ise sosyal fenomeni bireyin eylem, karar ve tutumlarının sonucu olarak değerlendirmektedirler. Çağdaş Sosyolojinin mühim isimlerinden olan Talcott Parsons (ö. 1979) ise bireyciliği "referansın eylem çerçevesi" kavramıyla izah eder. Buna göre sosyal eylem, bireysel eylem bağlamında anlaşılmalıdır.

        Felsefe, siyaset bilimi, sosyoloji, psikoloji ve iktisat gibi davranışçı bilimler bireyciliği bireysel eylem ve karar alma süreçleri bakımından incelemektedirler. Özellikle 20. yüzyıldan bu yana "birey" ve "yapı" kavramları karşıtlığında bireysel inisiyatif ve toplumsal belirlenim üzerine yapılan çalışmalarda bireycilik öne çıkmaktadır. Siyaset felsefesinde tarihselciliğe karşı temel argüman olarak ortaya çıkan bireycilik fikri, 1950'lerde Friedrich von Hayek (ö. 1992) ve Karl Popper tarafından temellendirilmiş ve daha çok Marksist cemaatçi söyleme karşı temel söylem olarak benimsenmiştir.

        Bu yönüyle eylemin anlamı bireyin somut tutum ve davranışlarında ortaya çıkmaktadır. Metodolojik bireycilik olarak da adlandırılabilecek mezkûr yaklaşım, metodolojik kolektivizm ya da holizmin (bütüncülük) karşıtı olarak anlaşılmalıdır. Özellikle Rousseau, Montesquieu ve onların çağdaş yorumcuları olan kolektivist düşünürler bireyden ziyade grup ya da toplumu, bireysel eylemin yerine toplumsal eylemi yerleştirerek ahlaki norm ya da toplumsal yasa kavramını vurguladıkları yerde, bireycilik Weberci sosyoloji ve liberalizmin siyasal tahayyülü olarak bireyi ve bireysel eylemi ön plana çıkarmaktadır.

        YAZAR

        Alim Yılmaz

        KAYNAK

        • Conway, David. Classical Liberalism: The Unvanquished Ideal. New York: Saint Martin's, 1998.
        • Hayek, Friedrich. The Counter-Revolution of Science: Studies on the Abuse of Reason. Indianapolis, IN: Liberty Fund, 1980.
        • Menger, Carl. Investigations in the Method of the Social Sciences with Special Reference to Economics. New York: New York University Press, 1985.
        • Popper, Karl. The Open Society and Its Enemies. New York: Routledge, 2003.
        • Weber, Max. Economy and Society: An Outline of Interpretive Sociology. 2 Cilt. Los Angeles: University of California Press, 1978.