Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Çok Taraflılık Nedir?

        Uluslararası ilişkilerde çok taraflılık sözcüğü, en az üç ülkenin belirli ortak hedefler doğrultusunda bir araya gelerek üzerinde anlaştıkları kurallar temelinde iş birliği yapmaları için kullanılır. Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Birliği, Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslararası örgütler, yapıları itibarıyla çoktaraflı kuruluşlardır. Uluslararası ilişkilerde çoktaraflılığın en büyük savunucuları çoğunlukla, çoktaraflı girişimler aracılığıyla uluslararası sistemde ağırlığını artırmayı amaçlayan orta güce sahip devletler olmuştur. Çoktaraflı oluşumları devletlerin kendisi talep eder. Bu sayede uluslararası iş birliğini artırarak kendi çıkarlarını gerçekleştirmeyi ve ülkeler arası bilgi alışverişi ve koordinasyonu belirli kurallar çerçevesinde kolaylaştırmayı hedeflerler.

        Uluslararası ilişkilerde çoktaraflılığın temelleri 19. yüzyıl Avrupa'sında Viyana Kongresi'yle atılmıştır. İki dünya savaşı arası dönemde kurulan Milletler Cemiyeti de nihayetinde başarısız olsa da çoktaraflılığın ilk önemli örneklerindendir. Çok taraflılık en parlak dönemini İkinci Dünya Savaşı sonrasında yaşamıştır. Bugün varlığını sürdürmekte olan uluslararası örgütlerin tümü bu dönemde kurulmuş ve çok taraflı anlaşmalar da bu dönemde imzalanmıştır. Çoktaraflılığın geleceği özellikle Soğuk Savaş'ın sona ermesini takiben yoğun biçimde tartışılmaya başlanmıştır. Önceleri ABD'nin uluslararası sistemdeki üstünlüğünün çoktaraflılığı zayıflattığı iddia edilirken son dönemlerde Rusya ve Çin gibi yükselen güçler, İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan çoktaraflı oluşumları Batı merkezli ve Batı'nın çıkarlarına odaklı olmakla eleştirmişlerdir. Son yıllarda gerek Avrupa'da gerek Amerika'da yükselmekte olan popülist, içe dönük ve korumacı siyasi hareketlerin de İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan kural temelli liberal çoktaraflı düzenin sonunu getirebileceği öne sürülmüştür.

        YAZAR

        Senem Aydın Düzgit