Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Enerji Kaynakları Nedir?

        Coğrafya disiplinini dahilinde; enerji kaynaklarının mekansal dağılımını, üretilen enerjinin nakliyatını, ticaretini, ülke politikaları üzerindeki etkisini, tüketiminin mekansal analizini ve neden olduğu düşünülen çevre sorunlarının etkileri gibi konuları ele almaktadır. Enerji kaynakları insanlık için sahip olduğu önem nedeniyle, iktisat, jeoloji, kimya, fizik, ekoloji, hukuk, matematik ve istatistik gibi coğrafyanın da içinde olduğu çok çeşitli bilim dallarının inceleme konuları arasında da yer almaktadır.

        İnsan, yeryüzüne çıktığı ilk günden itibaren enerjiye ihtiyaç duymuş ve günün koşullarına uygun olarak çeşitli maddelerden enerji elde etmenin yollarını daima bulmuştur. Kısaca "iş yapma kapasitesi veya kabiliyeti" olarak tanımlanabilecek olan enerji; ısı, ışık, mekanik, elektrik, kimyasal veya nükleer gibi farklı formlarda karşımıza çıkmaktadır.

        Sanayi Devrimi'ne kadar geçen süreçte insanlar ihtiyaç duydukları enerjiyi başta güneş ve insan gücü olmak üzere rüzgar, odun, akarsu, jeotermal ve hayvan gücü gibi kaynaklardan sağlamış ve bazılarını farklı şekillere de dönüştürebilmiştir. Örneğin odundan "Odun Kömürü" elde etmeyi başarmış ve bu sayede İlk Çağ'da madenlerin işlenmesi mümkün olmuştur.

        1750'li yıllara kadar kullanılan enerji kaynakları ve bu kaynakların yeryüzündeki dağılışı ile nüfus ve yerleşmenin dağılışı arasında paralellik olduğu görülür. İnsanların çeşitli ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik gerçekleştirilen sanayi ürünlerinin imalatının başarılabilmesi için ihtiyaç duyulan enerjinin temin edilmesi zorunluluğu, bu faaliyetlerin gerçekleştirilmesine olanak tanıyan, bol ve zengin bitki örtüsüne sahip ormanlık sahalar ile yel ve akarsu değirmenlerinin faaliyet göstermesine zemin hazırlayan sahalar ön plana çıkmıştır.

        Sanayi Devrimi sonrası, birçok sahada olduğu gibi enerji kullanım alanında da büyük gelişmelerin yaşandığı bir devirdir. Büyük miktarlardaki ham maddenin fabrikalarda işlenmeye başlanmasıyla birlikte enerjiye olan ihtiyaç da aynı paralelde artmıştır. Dağınık ve ağır tempoyla çalışan atölyeler yerini toplu ve büyük miktarda ham madde işleyen fabrikalara bırakması nedeniyle yeni enerji kaynaklarının aranması, bulunması ve yararlanılmaya başlanması gerekmiştir. Başlangıçta kömür, daha sonra petrol, doğalgaz, elektrik ve son olarak da nükleer enerji, bu gelişmelerin beraberinde getirdiği yeni enerji kaynakları olmuştur. Neredeyse 20. yüzyılın ortalarına kadar sanayi faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi için yararlanılan tek kaynak durumunda olan kömür, bu kaynağa sahip ülkelere büyük avantaj sağlayarak onların endüstrileşmelerinde rol oynarken, kömüre sahip olmayan ülkelerde tarıma dayalı ekonomi egemen olmuştur. 20. yüzyılın ortalarına kadar kömürün uzak mesafeli ticarete konu olamaması nedeniyle, kömür rezervlerine sahip olup bu rezervlerden yararlanma başarısını gösteren ülkeler sanayileşebilmiştir.

        Kömürden sonra kullanılmaya başlanan petrol ise sanayileşmek isteyen ancak kömüre sahip olmadığı için bunu başaramayan ülkelerden bazılarının başarı kazanmalarına olanak tanımıştır. Bu sayede örneğin Japonya, ithal ettiği petrolle mevcut sanayiini geliştirmiş ve günümüzün sanayileşmiş ülkeleri arasında yer alabilmiştir. Böylece yeryüzünde ilk kez önemli ve büyük miktarda fosil enerji kaynağına sahip olmayan ülkelerin de sanayileşmelerinin önü açılmıştır.

        Petrol, bilim ve teknoloji alanında yaşanan gelişmeler sonucu sadece enerji kaynağı olarak önemli bir madde olmaktan çıkarak, hayatın her alanında kendisine ihtiyaç duyulan bir madde niteliğini kazanmasıyla birlikte ekonomik, siyasi ve stratejik önem kazanmıştır. Petrolden sonra kullanılmaya başlanan doğalgaz da petrol gibi, küresel öneme sahip bir madde özelliğini taşımaktadır.

        Ülkelerin sanayileşmeleri ve gelişmelerine bağlı olarak enerjiye olan gereksinimleri de hızla artmaktadır. Örneğin son 50 yılda dünya nüfusu yaklaşık olarak 2 kat artmışken enerji tüketiminin yaklaşık olarak 3 kat fazlalaşmış olması, enerji kaynaklarının daha da değer kazanmasına sebep olmuştur.

        Petrol, kömür ve doğalgaz gibi fosil enerji kaynaklarının son yıllarda küresel ölçekte tüketilen toplam enerjinin yaklaşık olarak %85'ini karşılaması nedeniyle rezervlerinin yeryüzündeki dağılışı önem kazanmaktadır.

        Bilinen dünya petrol rezervlerinin yaklaşık olarak yarısı Ortadoğu'da başta Suudi Arabistan olmak üzere Irak, İran, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde bulunmaktadır. Önemli miktarda petrol rezervine sahip diğer ülkeler arasında ise ABD ve Rusya Federasyonu ilk olarak belirtilmesi gerekenlerdir. Dünya petrol rezervlerinin yaklaşık %85'inin, 10 kadar ülkede yer alması, dünya petrol rezervlerinin dağılışının ne kadar eşitsiz olduğunu ortaya koymaktadır.

        Doğalgaz rezervlerinin dağılışı da hemen hemen dünya petrol rezervleriyle paralellik göstermekle birlikte, petrol zengini ülkelere ilave olarak; Türkmenistan başta olmak üzere Azerbaycan, Katar, Nijerya, Cezayir ve Çin gibi ülkelerde yer almaktadır. Sonuç olarak dünya doğalgaz rezervlerinin yaklaşık olarak %80 kadarı sınırlı sayıda ülke tarafından kontrol edilmektedir.

        Bilinen kömür rezervlerinin yaklaşık %85'i başta ABD olmak üzere Rusya Federasyonu, Avustralya, Çin, Hindistan, Endonezya ve Almanya'da bulunmaktadır. Birçok ülkenin kömür rezervlerine sahip olduğu bilinmesine rağmen, bu ülkelerin kömür rezervleri son derece kısıtlıdır. Kömür rezervlerinin büyük çoğunluğunun Kuzey Yarım Küre'de bulunması, bölgeler arası eşitsiz kalkınmalara ve sanayinin yoğunlaştığı belirli bölgelerin varlığına sebebiyet vermiştir.

        Dünya fosil enerji kaynaklarının dağılışı dikkatle incelendiğinde büyük miktarlarda enerji tüketen İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Japonya ve Güney Kore gibi gelişmiş ülkeler ile aralarında Türkiye'nin de yer aldığı Brezilya, Hindistan, Arjantin, Mısır, Tayland ve Çin gibi birçok gelişmekte olan ülkenin bu kaynaklara yeteri kadar sahip olmadıkları anlaşılmaktadır. Enerji kaynaklarının sahip olduğu stratejik öneme bağlı olarak; enerji kaynaklarına sahip olmak, bu mümkün değil ise başlıca üretici ülkeler ile tüketici ülkeler arasındaki enerji ticareti güzergahları üzerinde söz sahibi olmak ülkelerin ortak amaçları haline gelmiştir. Bu amaca ulaşabilmek için ülkeler arasında yapılan çeşitli anlaşmalar veya çıkan anlaşmazlıklar bulunmaktadır.

        Enerji talebinin artmakta olması, fosil enerji kaynaklarının bir gün tükenecek olması, enerji tüketimine bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülen çeşitli çevre sorunlarının azaltılması, enerji güvenliği ve enerji temininde sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi gibi çeşitli konular enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesini gündeme getirmiştir.

        Kullanılmakta olan fosil enerji kaynaklarını destekleyecek veya alternatif olabilecek yeni enerji kaynakları arayışı devam etmektedir. Bilim ve teknolojinin gelişmesine bağlı olarak binlerce yıldır kullanılmakta olan başta biyokütle kaynakları olmak üzere güneş, rüzgar, akarsu ve jeotermal gibi kaynaklardan termik santraller, güneş pilleri veya rüzgar türbinleri gibi farklı yollarla enerji üretimi mümkün hale gelmiştir. Ayrıca hidrojen, bor, dalga, akıntı, gel-git ve derin deniz sularındaki termik genlik gibi kaynaklardan da elektrik üretimi mümkün hale gelmiştir.

        Sonuç olarak dünya enerji ihtiyacının karşılanmasında fosil enerji kaynaklarından yararlanılmakta ve yakın gelecekte bu kaynaklar, enerji sektöründe sahip oldukları önemlerini koruyacak gibi görünmektedir. Ancak enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi çalışmalarının geçmişte olduğu gibi gelecekte de devam edeceği, üstelik gelişen bilim ve teknoloji sayesinde bugün gündemde olmayan farklı maddelerin de enerji üretiminde değerlendirilmesi beklenebilir.

        YAZAR

        İsmet Akova

        KAYNAK

        • Akova, İsmet. Yenilenebilir Enerji Kaynakları. Ankara: Nobel Yayınevi, 2008.
        • Doğanay, Hayati. Enerji Kaynakları. Ankara: Pegem Yayınevi, 2020
        • Karabulut, Yalçın. Enerji Kaynakları. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi, 1999.
        • Tanoğlu, Ali. Enerji Kaynakları. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Yayınları, 1972.