Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Karar (Hukuk) Nedir?

        Medeni yargıda karar, kanunen yargılama yetkisine sahip mahkemenin, somut bir uyuşmazlık hakkında gerçekleşen yargılama sonunda hukuki gerekçeye dayalı olarak yaptığı açıklamadır. Anayasaya göre yargı yetkisini kullanan mahkemeler, kendilerinde açılan davaların sonunda bir karar vermek zorundadır. 

        Karar, ara kararları ve nihai kararlar olmak üzere ikiye ayrılır. Bu ayrım, karar verildikten sonra hakimin davaya devam edip etmemesine göre yapılmaktadır. Hakim verdiği karardan sonra o davadan el çekiyor ve yargısal faaliyete son veriyorsa bu kararlara nihai karar denir. Nihai karar, usule ilişkin olabileceği gibi, esasa ilişkin de olabilir. Usule ilişkin kararlar maddi hukukla ilgili olmayan ve etkisini sadece usul hukuku bakımından gösteren kararlardır. Örneğin görevsizlik veya yetkisizlik kararı usule ilişkin nihai karardır. Buna karşılık davanın reddi veya davanın kabulüne ilişkin kararlar, esasa ilişkin nihai kararlara örnek olarak verilebilir. Davanın esasına ilişkin olan kararlara "hüküm" denir. Hüküm, yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen karardır. Bu nedenle mahkemenin sadece esas hakkında verdiği nihai karara hüküm denir. Nihai nitelikteki kararlara karşı kanun yoluna başvurulabilir.

        Ara kararları da usule ve esasa ilişkin olabilir. Hakimin karar verdikten sonra yargılamaya devam ettiği ara kararları, usule ilişkindir (Tahkim ilk itirazının reddi kararı gibi). Buna karşılık taraflardan birisinin delil olarak mahkemeye sunduğu senedin sahte olduğuna ilişkin iddianın reddine ilişkin karar, esasa ilişkin ara kararıdır. Geçici hukuki koruma talepleri hakkında verilen kararlar da ara kararlarıdır. Örneğin ihtiyati tedbir kararı veya ihtiyati haciz kararları, ara kararlarıdır. Ara kararlarına karşı kanun yoluna başvuru kural olarak kapalıdır, esas hükümle birlikte başvurulabilir. Ancak ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararlarına karşı kanun yoluna başvurulabilir.

        Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre kararın başında "Türk Millet Adına" verildiği belirtilir ve kararı veren hakim ve zabıt katibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları yazılır. Ayrıca tarafların ve davaya katılanların ad ve soyadları ile adreslerinin gösterilmesi gerekir. İki tarafın ileri sürdüğü iddia ve savunmaların özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile bu sayede ispat edilen vakıalar ile bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep de kararda yer alır. Kararı veren hakim ya da hakimler ile zabıt katibinin imzasının da kararda bulunması zorunludur. Karar mutlaka gerekçeli olarak verilmelidir. Hüküm sonucu (fıkrası) kararın en önemli kısmıdır. Zira kesin hüküm teşkil eden ve gerektiğinde cebri icra yoluyla yerine getirilecek olan, hüküm sonucudur.

        Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre karar yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve taraflara tefhim edilir, yani sözlü olarak açıklanır. Hükmün tefhimi sırasında duruşmada bulunan kişiler kararı ayakta dinlerler. Duruşmaya gelmeyen tarafa karar tebliğ edilir, yani yazılı olarak bildirilir. Kararın varlık kazanması tefhim veya tebliği ile olur. Henüz açıklanmamış, dış aleme yansımamış olan karar, karar değildir. Karar açıklanmadan önce değiştirilebilir, düzeltilebilir. Hakim verdiği karardan dönemez, kararını değiştiremez. Ancak uygulamada sınırlı da olsa hakimin vermiş olduğu ara kararından dönebilmesi kabul edilmektedir. Karara karşı tarafların hangi kanun yoluna ve hangi süre içinde başvurabileceklerinin de yazılması zorunludur. Başvurulabilecek olan kanun yolu önce bölge adliye mahkemesinde istinaf, ardından Yargıtay'da temyiz kanun yoludur. Kararın aslı mahkemede saklanır. Taraflara verilen suretine ise ilam denilmektedir.

        Anayasaya göre yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlardan idare mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesinini geciktiremez. Mahkemelerin vermiş olduğu karar herkesi bağlar ve buna uyulmazsa kararın gereği zorla, cebri icra yolu ile yerine getirilir.

        Ceza muhakemesinde karar, muhakeme sürecinde kamusal yetki kullanan Cumhuriyet savcılarının, hakimlerin ve mahkemelerin, muhakemenin bir kısmına veya bütününe yönelik olan irade açıklamalarıdır, işlemleridir. Bu kararlar muhakeme sürecinde verilen ara kararları şeklinde olabileceği gibi, muhakemeyi sonlandıran son kararlar şeklinde de olabilir. Kanun yolu mercileri de ara ve son kararları denetlemek suretiyle çeşitli kararlar verirler. 

        Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının ve sulh ceza hakiminin kararları söz konusudur. 

        Cumhuriyet savcısı, soruşturmanın ilerlemesine yönelik bazı kararlar verebilmektedir. Bu kararlar esasen temel hak ve özgürlüklere ilişkin olduğu için hakim güvencesine bağlanmış olan ve çoğunlukla koruma tedbiri olarak düzenlenen ceza muhakemesi işlemlerine ilişkindir. Ancak gecikmede sakınca olduğu için, önce Cumhuriyet savcısı karar vermekte, daha sonra geçerlik şartı olarak hakim onayı alınmaktadır. Gecikmede sakınca bulunduğu için Cumhuriyet savcısının verebileceği kararlara örnek olarak; beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması, arama ve elkoyma, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi, teknik araçlarla izleme zikredilebilir. Cumhuriyet savcısının müstakilen karar vermeye yetkili olduğu, onay gerektirmeyen kararları da söz konusudur. Örnek olarak gözaltı ve fizik kimliği tespiti zikredilebilir. 

        Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, soruşturmanın ve dolayısıyla muhakemenin sonlandırılmasına yönelik bazı kararlar da verebilmektedir. Cumhuriyet savcısı, kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hallerinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermek zorundadır. Keza kamu davası açılması için yeterli şüphe bulunmasına rağmen, bazı sebeplerin varlığı halinde, Cumhuriyet savcısı takdir yetkisini kullanarak kovuşturmaya yer olmadığı kararı veya kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verebilmektedir. Bu kararlar muhakemeyi sonlandıran ve Cumhuriyet savcısının işten el çekmesini sonuçlayan kararlardır.

        Sulh ceza hakimliği, soruşturmanın ilerlemesine yönelik kararların temel hak ve özgürlüklere ilişkin olanlarını vermeye esas yetkili mercidir. Soruşturma evresinin asıl yetkilisi Cumhuriyet savcısı olmasına rağmen, bazı işlemlere yönelik kararları bizzat kendisinin vermesi kabul edilmemiştir. Bazı işlemler bakımından bir hakim güvencesine gerek duyulmuştur. Her şeyden önce, Cumhuriyet savcısının gecikmede sakınca bulunması dolayısıyla soruşturma evresinde karar verebildiği bütün işlemlerde asıl yetkili merci sulh ceza hakimliğidir. Ayrıca kanun, örneğin tutuklama gibi, temel hak ve özgürlüklere ilişkin bazı tedbirlerde tek karar verici olarak sulh ceza hakimini kabul etmektedir.

        Kamu davası açılması üzerine kovuşturma evresinde (ilk derece yargılaması aşamasında) hem yargılama sürecinde ara kararlar hem de uyuşmazlıktan el çekmeyi gerektiren son karar verilebilir. Ara kararlar hem hakim hem mahkeme tarafından verilebilir.

        İlk derece ceza mahkemeleri tarafından yargılamanın sonunda verilen ve bir başka mahkemede yeniden ele alınmayacak şekilde sorun çözülerek dava dosyasından el çekme sonucunu doğuran kararlar son kararlar olup kanunda "hüküm" olarak adlandırılmaktadırlar. Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Hüküm ancak iddianamede unsurları gösterilen fiil ve fail olarak gösterilen kişiler hakkında verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, birer hüküm çeşididir.

        Beraat, sanık üzerindeki suç şüphesini kaldıran kararlardandır. Mahkûmiyet kararı ancak yüklenen suçu sanığın işlediğinin sabit olması halinde verilebilir. Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, kusurun bulunmaması hallerinde verilebileceği gibi, cezalandırmaya engel sebeplerin varlığı halinde de verilebilmektedir. Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir. Aynı fiil nedeniyle birden fazla yargılanma ve cezalandırma yasağını ifade eden "non bis in idem" ilkesi burada düzenleme alanı bulmaktadır. Sanığın ölümü, genel af, dava zamanaşımı gibi düşme sebeplerinin varlığı halinde ve soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması halinde düşme kararı verilir. Ret ve düşme dışındaki kararlar, ceza uyuşmazlığını esastan çözen kararlardır.

        Hükmün şekle ve esasa ilişkin olarak içermesi gereken birtakım hususlar bulunmaktadır. Gerekçe, hükümde en önemli unsurdur. Hükmün kanunun öngördüğü şekilde gerekçe içermemesi hukuka kesin aykırılık hali sayılmaktadır.

        Gerek soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı veya sulh ceza hakimi tarafından gerekse kovuşturma evresinde hakim veya mahkeme tarafından verilen kararlar esas itibarıyla kesin kararlar olmayıp kanun yolu denetimine tabidir.

        Kanun yolu aşamasında da çeşitli kararlar verilmektedir. "İtiraz" kanun yolunda karar vermeye yetkili merci, sulh ceza hakimliği veya ağır ceza mahkemesidir. Bölge adliye mahkemesi ve Yargıtay'ın esas mahkemesi olarak görev yaptığı durumlarda, ilgili dairenin başkanı veya sonraki daire itirazı inceler. "İstinaf" kanun yolunda ilgili bölge adliye mahkemesi ceza dairesi tarafından; istinaf başvurusunun esastan reddi, bozma, davanın yeniden görülmesi kararları verilir. Davanın yeniden görülmesi kararı üzerine bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddedebileceği gibi, ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm de kurabilir. Bölge adliye mahkemesinin bozma dışında kararları ile temyiz yasağı dışında kalan kararları temyiz kanun yoluna tabidir. Temyiz incelemesi üzerine Yargıtay ilgili ceza dairesi; bölge adliye mahkemesinin hükmünü hukuka uygun bulursa temyiz talebini esastan reddeder. Yargıtay, bölge adliye mahkemesinin hükmünü hukuka aykırı bulursa hükmü bozar ve yeniden ele alınmak üzere geri gönderir.

        YAZAR

        Hakan Pekcanıtez