Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Kilise Nedir?

        Hristiyanlıkta cemaate ve ibadet edilen mekana verilen addır. Hristiyanların ibadet ettiği Tanrı'ya ait mekanın adı olan kilise kelimesinin kökeni Rabbe ait olan anlamında Yunanca "kyriakon" ve çağırmak, davet etmek, zikretmek fiilinden türeyen Latince "ekklesia"dır. Eski Ahit'in Yunanca çevirisi olan Septüagint'te "ecclesia" kelimesi İbranice "kahal"ın (topluluk) karşılığı olarak kullanılırken Yeni Ahit'in Elçilerin İşleri kitabında Hristiyan cemaatini ifade etmek için kullanmıştır (19:32). Ekklesia kavramı otorite anlamına da gelmektedir. Yunan ekklesia'sı devlet işlerine karar veren bir otoriteyi ifade ederken Hristiyan eklesiası dini ve yeri geldiğinde siyasi otoriteyi temsil etmektedir.

         Hristiyan geleneğine göre kilisenin misyonu tüm insanlığı Mesih'in hükümranlığında toplayarak Tanrı'nın halkı yapmaktır. Kilise, insanlığa verilmiş bir hediye olarak Tanrı'nın amacına hizmet etmekte, ilk insan Adem ve eşinin işlediği asli günah sonucu Tanrı ile insanoğlu arasında bozulan ilişkiyi düzeltmektedir. Mesih olmadan kilise olmaz. Çünkü Mesih'in mistik bedeni olan kilise manevi şahsında Mesih'i barındırmaktadır.

        Tek bir evrensel kilise olma arzusuyla yola çıkan Hristiyan kilisesi tarihsel süreçte dini veya siyasi olaylar ve çekişmelerden dolayı çeşitli bölünmelere maruz kalmıştır. İlk dönemlerden itibaren yaşanan bu parçalanmışlıktan dolayı 5. yüzyılın ünlü Kilise Babası Augustin, kiliseyi yalnızca Tanrı'nın bildiği görünmez bir varlık olarak tanımlamıştır. Ona göre bütün Hristiyanlar başında Mesih'in bulunduğu doğa üstü bir topluluğun ve Mesih'in mistik bedenin bir üyesidir. Reform sürecinde Luther de bu yorumu kendi kilise tasavvuru için bir çıkış yolu olarak görmüştü. II. Vatikan Konsili de Mesih'in tüm insanlığı kurtarmak için geldiğine göre tüm insanlığın ilke düzeyinde kilise üyesi olduğunu ifade etmiştir. Apostolik olma özelliği de kilisenin Mesih tarafından yetkilendirilmiş bir havari tarafından kurulmuş olmasına atıf yapmaktadır. Matta 16:18'de geçen "Bu kaya üzerine kilisemi/cemaatimi bina ediyorum. Cehennemin kapıları ona kapalı olacak" ifadesiyle kiliseyi bizzat İsa'nın kurduğuna inanılmaktadır. Elçilerin İşleri 2. bölümde anlatılan Kutsal Ruhun havarilere inip bilmedikleri dillerde onlara konuşmaya başladığı gün ilk kilise kurulmuştur. İncillerde İsa, günümüzdeki anlamıyla kilise ile ilgili bir ifade kullanmadığını gibi Yahudilikten ayrı bir cemaat oluşturma gibi bir niyetinin olduğu yönünde herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. 

        2. yüzyılın önemli Kilise Babalarından olan İrenius, gnostiklerin coşkulu irfani/hikmet geleneğine karşılık, kiliseyi kutsal kitap üzerine bina edilen hakikat evi olarak niteler. Üçüncü yüzyıla Kartacalı Cyprianus Batı kilisesi'nin, Origen de Doğu kilisesinin genel yapısını ve özelliklerini oluşturacak adımlar atmıştır. Doğuda manastır hayatının serpilmesini sağlayacak, dünya ahiretin manevi birliğini temsil eden manevi mistik ayinlere ağırlık verilirken, Batı'da kilise teolojiyle temellendirilmiş güçlü siyasi organizasyon olarak ön plana çıkmıştır. 4. yüzyıla geldiğimizde durum değişti. Bu defa Doğu'da şehitler kilisesi kitlelerin kilisesine daha sonra da imparatorluk kilisesine dönüşmeye başlamıştır. Tanrı'nın korumasındaki şehir olan İstanbul yeryüzünün ve aynı zamanda göğün krallığını temsil ediyordu. Batı'da ise Ambrios ve Augustin devlet ve kilise arasına kesin bir çizgi çekiyordu. Augustin görünen ve görünmeyen-manevi kilisenin karışımından oluşmuş bir ecclesia mixta'dan bahsediyordu. 

        İbadet edilen mekan olarak kilisenin uzun soluklu ve oldukça çeşitlilik arz eden bir mimari tarihi vardır. Batı Hristiyanlığında kilise stilleri Roma'nın kamu binalarından uyarlanan erken dönem bazilikalarından daha modern dönem stiller olan Gotik ve Barok tarzı yapılara kadar değişkenlik gösterir. Kilise binalarını diğer binalardan ayıran en önemli ayırt edici özellikleri çatı şekli ve çan kulesidir. Çan kulesinin askeri gözetleme kulelerinden veya İslam mimarisindeki minare yapısından esinlenerek yapıldığı ileri sürülmektedir. Nasıl İslam'a minarelerden okunan ezanla inanlar ibadete davet ediliyorsa, çan kulesinden çalınan çanla da Hristiyanlar ibadete çağrılmaktadır. Kilise çatısı da konik şeklinde binanın üzerine yerleştirilmiş bir yapı olup en tepesine de Hristiyanlığın sembolü olan haç işaret yer alır. Kilise yapısında ana eksende nef (uzun ve dar orta kısım) ve ibadet alanı bulunurken, kısa eksende iki yan kolu yer alır. Kilisede kubbe genel olarak ana ve yan eksenlerin kesişme noktasında yer alır ve hemen altında mihrap bulunur. Klasik Hristiyan mimarisinde kilise binaları doğuya yani güneşin doğuşuna tanıklık edecek şekilde inşa edilir. Bunun en temel nedeninin kilisenin İsa'nın ölümünden dirilişi üzerine bina edilen Hristiyanlığın doğuşunu sembolize ettiğine inanılmasıdır. Ancak günümüzde pek çok kilise herhangi bir özel yöne yönelmiş olarak yapılmamaktadır. 

        YAZAR

        Mahmut Aydın