Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Şeytan Nedir?

        Dini geleneklerde kötülükle özdeşleştirilen metafizik varlık; kötülüğün kişileştirilmiş ve metafizik bir varlığa dönüşmüş halidir.

        İslam dışı dinlerde şeytanı ifade etme bağlamında kullanılan isimler arasında şunlar sayılabilir: Devil/Diabolos (Grekçe: iftiracı), İblis (ümitsizlik), Demon (kötü ruh) Azazel (Tanrı'nın kuvvet verdiği), Belial (faydasız), Baal-zebub/ Beel-zebub (uçan varlıkların kralı), Lucifer (ışık taşıyıcısı), Mastima/Mastema (suçlayıcı), Sammael (Tanrı'nın zehri), Mephistopheles (yok edici/yalancı), Şemyaza (adı güçlü), Daevas (sahte tanrılar), Mara (öldürücü), Ravana.

        Dinler kötülük ve kötülüğün kökeni konusuna kendi metafizik öğretileri doğrultusunda farklı açıklamalar getirmişlerdir. Kötülüğün ne'liğine ve kökenine dair öğretiler; dünyanın (maddenin) oluşumuyla, aşkın Tanrı veya tanrılar inancıyla ve bunların bu dünya ile ilişkisiyle yakından irtibatlıdır. Örneğin Eski Yunan Dini, Hinduizm, Şintoizm gibi dinler, çok tanrı (politeist) inancı doğrultusunda evrende meydana gelen ve iyi ya da kötü olarak nitelenen olaylardan farklı tanrıları sorumlu tutarlar. Eski Yunan'da tanrıların kralı olan Zeus, kendine gökleri; Poseidon'a denizleri ve Hades'e yerin altının hakimiyetini vermiştir. Hinduizm'in panteonunda öne çıkan Brahma yaratıcı, Vişnu koruyucu, Şiva ise yok edici olarak tanımlanır. Ayrıca tanrılara ve insanlara düşman; asuralar, dasalar, raksalar gibi varlıklarla birlikte tanrı Rama'nın düşmanı Ravana ile de karşılaşılmaktadır. Yine Şintoizm'de canlı-cansız her varlıkta bulunduğuna inanılan kamilerin hepsi iyi değildir. Güneş kamisi Amaterasu olduğu gibi savaş kamisi Hachiman da bulunmaktadır. Tek tanrıcı (monoteist) dinlerde şeytana yüklenen kötü işlevler, böylesi politeist dinlerde kötü karakterli oldukları düşünülen tanrılara atfedilmektedir. Dolayısıyla şeytan gibi müstakil bir varlığa ihtiyaç hissedilmemektedir.

        Maniheizm ve Mecusilik gibi düalizme yer veren dinlerde ise bir tarafta iyilikten diğer tarafta ise kötülükten sorumlu olduğu düşünülen düalist bir tanrı anlayışıyla karşılaşılmaktadır. Zerdüşt'ün tek tanrıcı söylemlerinin aksine özellikle Sasaniler döneminden itibaren Mecusilik'te düalist tanrı anlayışı yerleşik bir hal almıştır. Buna göre Ahura Mazda, iyilik Tanrısı; Ehrimen ise kötülük Tanrısı olarak ortaya çıkmıştır. Ahura Mazda ve onun yarattığı Amesha Spentalar (iyi, ilahi varlıklar) ile Ehrimen ve onun yarattığı Daevalar (kötü ruhlar) arasında mücadele bulunmaktadır. Böylece kötülüğün kaynağı Ehrimen ve Daevalar'a atfedilmiştir.

        Tek tanrıcı dinlerden Yahudiliğin kutsal metni Tanah'ın erken dönem metinlerine bakıldığında şeytan terimi belirli bir varlığı belirtmeyip 'karşı gelmek, suçlamak, iftira etmek, engel olmak' (I. Samuel, 29:4, II. Samuel 19:22; Mezmurlar 109:6; Sayılar 22:22, 32) gibi anlamlara gelmektedir. Şeytan, MÖ 520'li yıllarda yazılan Zekeriya Kitabı'nda (3:1-3) semavi mahkemede başkahin Yeşu'yu yargılayan, Eyüp'te (1:6-2:10) Tanrı'nın izniyle Eyüp'ü deneyen ve İsraillilere karşı çıkan (I. Tarihler, 21:1) belirli bir varlık (ha-satan) şeklinde belirir. Tanah'daki geç döneme ait metinlerde zamanla metafizik bir varlığa dönüşen Şeytan, her halükarda Tanrı'nın otoritesi altında ve onun izniyle faaliyet göstermektedir. I. Enoch'da (9:6, 10:8) Azazel'in (Şeytan) yeryüzünde her türlü kötülüğü öğretip göklerin sırrını açıkladığı ve her türlü kötülüğün kaynağı olduğu, ayrıca düşen meleklerin Şeytan'a tabi olduğu (54:6) belirtilir. Bilgelik Kitabı'nda (Wisdom of Solomon, 2:24) ise ölümün dünyaya gelme nedeninin Şeytan ve taifesinin kıskançlığından kaynaklandığı belirtilir. Jubilees Kitabı'nda (10:1) da kötü ruhlar, Nuh'un çocuklarını saptıran ve insanları Tanrı'nın yolundan ayıran (19:28) bir varlık haline gelir. Cennetten, Adem'e ibadet etmediği için kovulduğu ve böylece Tanrı'yla zıt düştüğü de belirtilir (Life of Adam and Eve, 13:1-15:3).

        Yahudi kutsal metninin erken dönem metinlerinde düşman, muhalif, kötülük gibi anlamlara gelen "şeytan" terimi, MÖ 5. yüzyıldan sonraki metinlerde Tanrı'nın izniyle hareket eden bir varlık olarak belirmeye başlamış, ardından da Tanrı'nın muhalifi ve O'ndan ayrı hareket eden bir kişiliğe bürünmüştür. Şeytan kavramına dair bu gelişmede Yahudilerin MÖ 586'daki Babil'e sürgününün ve bu dönemde Mecusilikle etkileşimde bulunmalarının etkisi tartışılabilir. 

        Hristiyan kutsal kitabı içindeki Yeni Ahit metinleri, şeytana dair Yahudi literatüründe beliren geleneği devam ettirir. Şeytan; insanlığı ayartan, Tanrı Oğlu İsa Mesih'in baş düşmanı, onu sınayan, hastalıklara neden olan, cinlerin başı, yalanın babası, kendine ait hükümdarlığı olan belirli bir varlık (Matta, 4:1-11; Luka, 11:14-23; Yuhanna, 8:44; I. Korintoslular, 7:5) olarak nitelenir. Vahiy Kitabı'nda ise yedi başlı, on boynuzlu, kızıl renkli, Mikail ve melekleriyle savaşan bir ejderha ve yılan (Vahiy, 12:1-10, 2:13, 16:13) şeklinde tasvir edilir.

        YAZAR

        Dursun Ali Aykıt