Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İstanbul Sanayi Odası (İSO) aralık ayı meclis toplantısında "2022'yi Geride Bırakırken Dünyada ve Türkiye'de Ekonomik Görünüm, Sanayimiz Adına 2023'ten Beklentiler" ele alındı.

        Konuşmalardan edindiğim izlenim dünya ekonomisinin bir dönüşüm içine girdiği, rekabetin daha farklı alanlara kaydığı ve sertleşeceği yönünde. Türkiye ekonomisine yönelik dışarısının destekleyici olmaktan ziyade ciddi riskleri barındırdığı düşünülüyor. Bu risklerin en günceli olarak ihracat pazarlarındaki daralmanın ihracat yoluyla Türkiye’yi etkilemesi görülüyor.

        RİSKLER 2023’E DEVRETTİ

        ➔ İlginin yüksek olduğu toplantıda konuşan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan kaotik bir yıl olan 2022’nin pandemiden ve savaştan çıkan derslerle birlikte ülkelerin hem tedarik zincirleri hem sanayi ve ticaret politikalarını gözden geçirmeyi hızlandırdıklarını, birçok riski de 2023’e devrettiğini söyledi.

        ➔ Bahçıvan özellikle ABD'nin yıl içerisinde devreye aldığı Enflasyonu Düşürme Yasası, yarı iletkenlerin üretimine dönük CHIPS Yasası ve Çin'e yönelik teknoloji ihracatına getirdiği kısıtlamaların önümüzdeki yıllarda ekonominin şekillenişi açısından çok tartışılacağını söyledi.

        REKLAM

        ➔ Avrupa'nın karşı karşıya kaldığı enerji krizinin ardından, enerji güvenliğinin öncelikli gündemlerinden biri olacağını vurgulayan İSO Başkanı Bahçıvan 2023 yılına ilişkin şu konulara dikkat çekti:

        KÜRESEL REKABET ŞERTLEŞECEK

        ➔ "Yeşil enerji dönüşümü ile dijitalleşme gibi alanlarda, spesifik olarak yarı iletkenler gibi kritik ürünlerde ve teknolojik dönüşümün gerektirdiği nitelikli insan gücü üzerinde çok daha sert bir küresel rekabet ortamına tanık olacağız.

        ➔ Dünyanın önde gelen ekonomileri arasında başta doğal kaynaklar, siber güvenlik ve savunma alanları olmak üzere 'kendine yeterlilik' için çok daha yoğun bir mücadelenin yaşanması ve bu alanlarda büyük ölçekli yatırımlara devasa kaynakların ayrılması kimseyi şaşırtmamalı.

        ➔ Bu bağlamda, sanayi politikalarının ülkeler açısından taşıdığı önemin çok daha fazla artması kaçınılmaz.

        ➔ Yeni yıla ilişkin öngörüler küresel büyümenin 2009 ve 2020 hariç yaklaşık son 20 yılın en düşük düzeyine gerileyeceğini gösterirken ekonomik, siyasi risk ve belirsizliklerin ise çok yüksek olduğu görülüyor.

        ➔ Tüm bunlar küresel koşulların 2023'te ülke ekonomisini pek de destekleyici olmayacağına, bunun ötesinde dışarıdan gelecek negatif etkenlere hazırlıklı olmamız gerektiğine işaret ediyor."

        YÜKSEK ENFLASYON YÜKSEK BÜYÜME

        ➔ Enflasyonun tıpkı 2022’de olduğu gibi 2023 yılında da ekonominin en temel mücadele konusu olacağını belirten İSO Başkanı Bahçıvan sözlerini şöyle sürdürdü:

        ➔ "Olmalı da. Çünkü fiyat istikrarı ve finansal istikrar bir ekonominin bel kemiğidir. Bunun sağlam tutulması gerekir.

        -Enflasyonist bir büyümenin nitelikli ve sürdürülebilir olamayacağını her vesile ile vurguluyoruz.

        REKLAM

        ➔ 2023 yılında bu mücadeleyi kazanmalıyız. Çünkü son 20 yıldır elde ettiğimiz kıymetli kazanımlardan, bedeli düşük büyüme olsa dahi vazgeçemeyiz. Yüksek enflasyon, yüksek büyüme görüşü ülkemizin yararına değil, asla kabul etmemeliyiz."

        DEĞER KAYBEDEN TL İLE İHRACATTA TABLO DEĞİŞMEZ

        ➔ Bahçıvan, reel kur endekslerine bakıldığı zaman, mevcut kurlarla Türk lirasının fazlasıyla bir değer kaybı içinde olduğunu aktararak şunları kaydetti:

        ➔ “TL'nin değerinin sürekli kaybedilmesine dönük bir beklentinin, bir bakış açısının bizi ihracatta çok daha farklı bir tabloya götürmesini beklememeliyiz. Bunun yerine rekabetçi bir ekonomi için enflasyonun düşmesini sağlamalıyız.

        ➔ Onun da ötesinde yüksek teknoloji odaklı, rekabet unsuru güçlü bir üretim modelini ekonomimizde hakim kılmalıyız.

        ➔ Yoksa her daim devalüasyonlardan beslenen, rekabet gücünü devalüasyondan alan bir bakış açısıyla bu işin bizi uzun vadede bir yere taşıyamayacağını görmeliyiz. Böyle bir beklentinin artık kırılması, ortadan kalkması gerektiğini düşünüyorum.”

        ➔ Bahçıvan, 2023'ün ilk yarısında seçim ekonomisinin uygulanacağı ve seçime dönük bir sene olacağına dikkat çekerek, bir öngörüde bulunmak için seçimler sonrasında nasıl bir ekonomik modelle ilerleyeceğinin görülmesi gerektiğini dile getirdi.

        PARADA GEVŞEKLİK İLE SIKILIK YANYANA

        ➔ Politika faizinin yılı yüzde 9 ile tek haneli seviyede tamamladığını ve kredi mekanizmasına dönük çok sayıda düzenleyici adımın devreye alındığına işaret eden Erdal Bahçıvan şöyle devam etti:

        ➔ "Kredilerin üretim, yatırım, istihdam ve ihracat gibi sürdürülebilir büyüme açısından yaşamsal alanlarda kullandırılması hedefini destekliyoruz.

        ➔ Diğer yandan yine aynı tedbirler, sanayicilerimizin finansmana erişimini zorlaştırdı, 2022'de genel olarak reel sektörde finansman sorunu artarak devam etti.

        REKLAM

        ➔ Nitekim kullandırılan tüm krediler içerisinde KOBİ'lerimizin payı artsa da bilhassa Eximbank ve özel bankaların ticari kredi büyüme ivmesinin çok düşük seyri, sanayicimizin krediye erişimde büyük oranda zorlandığını açıkça gösteriyor.

        2022 yılında para politikamız finansman maliyetinin düşürülmesi itibarıyla 'gevşek' ancak kredi akışının sınırlandırılması bakımından da 'sıkı' olmak üzere ikili bir görünüm sundu.

        ➔ 2023 yılında temkinli iyimserlik bizler için en doğru tutum olacaktır. Hayallerimiz, yatırım ve büyüme iştahımız dinamizmini mutlaka korumalı ama kontrolü de elden kaçırmamak gerekiyor."

        ➔ 2023 yılına girerken sanayimizde durum ve beklentiler böyle.

        Diğer Yazılar