Uymak ve uyumak
Karabükspor dersini iyi çalışmış. Beşiktaş’ın takım olarak çok temel özellikleri var. Oyunu kurarken kullandığı ayakları belli. Orta alanda Oğuzhan ve Atiba, beklerde de Gökhan Gönül ile Adriano. Bunların etkili ve çabuk çıkışları, pasları ön taraftaki oyuncuları etkili hale getiriyor. Çabuk oyun, direkt oyun Beşiktaş’ın en iyi yaptığı şeyler. Önde Babel ve Quaresma’yla da kanada çabuk indiğinde gol ve pozisyonlar bulan bir takım. Özellikle Talisca’yı ceza sahasının içerisine, Cenk’in yanına sokabildiğinde de verimliliği artıyor.
Beşiktaş dün akşam yediği gole kadar bunların hiçbirini yapmadı, yapamadı. Daha doğrusu Karabükspor yaptırmadı. Özellikle kurdukları 5’li defans bloğu ve önlerindeki üç orta saha oyuncusuyla birlikte defans arkasında hiç pozisyon vermediler. Kanatlardan Babel ve Quaresma’yı sürekli ikili sıkıştırarak kontrol ettiler. Yarı alanlarında, merkezde çok kalabalık kalarak Talisca’nın, Cenk’in bu bölgede topla buluşmasını engellediler. Beşiktaş’ın orta alandaki oyun kurucu ayakları Oğuzhan ve Atiba’yı kımıldatmadılar. Oğuzhan’ı maçın içerisinde hiç göremedik. Kanatlardan Gökhan Gönül ve Adriano’ya da bindirme yapma fırsatı tanımadılar.
Karabükspor bunları yapmaya çalışırken, Beşiktaşlı oyuncular da bir şeyler yapmak yerine onların temposuna ayak uydurdu ve maçı sadece seyretti.
Bu maçın zorlu bir mücadele olacağı maç öncesinden belliydi. Karabükspor’un bu sezonki performansını biraz takip edebilen herkes bunu kolaylıkla söyleyebilir. Herkesin malumu olan bir konuya Beşiktaş’ın dikkat etmemesi çok affedilebilir bir iş değil. Son kupa maçında yaşananlar bu maç öncesinde geride kalmalıydı. Lig, Beşiktaş’ın avantajlı olarak elinde olan bir kulvar. Takım olarak şampiyonluğa en yakın görünen de yine Beşiktaş. Kadrosuyla, kalitesiyle, oyun sistemiyle bu çok açık. Fakat kendi üzerine düşen işleri de eksiksiz yapmak kaydıyla. Futbol dışı tartışmalardan etkilenmeden, bu durumların da farkında olarak Beşiktaş, oyuncusundan teknik adamına kadar tüm katmanlarıyla dün akşamın farkında olmalıydı. Karabükspor’un oyun içerisinde sakin kalıp tempoyu düşürmesine, oyunu uyutmasına uymamalıydı. Kendi oyun felsefesini, kendi yüksek temposunu rakibine kabul ettirmeliydi. Düşük temponun içerisinde kayboldular, kaybolurken de kaybettiler. Talisca yok, Oğuzhan yok, Cenk yok, Babel yok, Adriano yok, Gökhan Gönül yok. Hem oyunda hem de tempoda yoklar. Bunlar olmayınca da skor da yok.
