Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kilisenin tüm günahlarını biliyoruz. Umarız başkaları duyulmaz.’

        Kardinal Ratzinger (Papa 16. Benediktus)

        Şimdi, ben size desem ki, Türkiye ziyareti devam eden, Papa 16. Benediktus Türkiye’nin hem ahlaki olarak, hem de kültürel ve sosyal açıdan AB ile bir ilişkisi olmaması gerektiğini düşünüyor, Türkleri AB’nin en büyük tehdidi olarak görüyor…

        Kafayı yedin, herhalde dersiniz.

        Çünkü dün sayın başbakanımız buyurdular ki; ‘Ben kendilerinden AB yolunda desteklerini rica ettim. O da, biliyorsunuz, dedi, bir siyasi değiliz ama bizler Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesini arzu ederiz. Bu arzusu da bizim için herhalde olumlu bir tavsiyedir.’

        Ben şimdi, dönsem, size desem ki, 16. Benediktus Türkiye’nin hem ahlaki olarak, hem de kültürel ve sosyal açıdan AB ile bir ilişkisi olmaması gerektiğini düşünüyor, Türkleri AB’nin en büyük tehdidi olarak görüyor, demiştim ya…

        İşte bu düşünceleri karnımdan uydurmadım…

        16. Benediktus’un Papa olduktan sonra yayınlanan, Valeurs Pour Un Temp de Crise (Kriz Dönemi İçin Değerler) adlı kitabında okudum…

        Papa fikir değiştirmiş, yanılmış, der misiniz bana?

        Demeyin, çünkü Hıristiyan İhaliyatı’na göre ‘Servant of the Servants of God’ yanılmaz! Çünkü, o ‘Hıristiyan Tanrısı’nın sözünü söyler.

        Bu yüzden, İslam’a hakaret eden sözlerinden dolayı özür dilemesini beklemek ne kadar komikse, (Çünkü bu Hıristiyan Tanrı’sının özür dilemesini beklemek demek oluyor), Tayyip beyin ricası üzerine fikir değiştirdiğine inanmak da o kadar zordur.

        Öyleyse bu sözlerin ne anlamı var, diye sorarsınız, şimdi siz…

        Takiye AKP’ye mi özel sanıyorsunuz, derim ben de size…

        ‘Litmus’ kavramını not alın ve Papa’nın takiye ile macerasını izleyin, diye cevap veririm.

        Başbakanımızın, AB için, dinine hakaret eden Papa’dan ricacı olduğu ve Türkiye’nin Müslüman nüfusunu Papa’nın nezdinde yüzde 99’dan yüzde 95’e tenzil ettiği; ‘takiye’ ile ‘litmus’un birbirinin dilini anladığı bu siyasal ortamda, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun haysiyetli konuşması ayakta alkışlanmayı hak etmiyor mu size?

        Birisinin arkasında Osmanlı’nın Şeyhülislam kavrayışı, binlerce yıllık devlet felsefesi var, ötekinin zihninde AB’ye giriş sürecinde Papa’dan dinsel fetva alma arzusu…

        Pek değerli bir büyüğüm, zaman zaman, ‘haddini aşan, zıddına döner,’ derdi bana…

        Bardakoğlu, hem orta yolu, yani İslam’ı hem de devleti ne güzel temsil etti…

        Diğer Yazılar