Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türk entelektüeli çok ilginç.

        Hangi konuyla ilgileniyorsanız sizi onunla özdeşleştiriyor.

        Örneğin AKP’yi okuyorsanız, sizi AKP’li zannediyor.

        CHP’yi okuyorsanız, sizi CHP’li zannediyor.

        Siyasi analiz yapmayıp, zoolog olsanız ve Fok balıkları üzerine yazsanız, hiç çekinmeyecek sizi Fok zannedecek.

        Okurun ise, (yani seçmenin) ‘aklını kiraya vermediği’ için okuduğunu anlama yeteneği ‘entelektüel’den çok daha yüksek.

        Bu yüzden, seçimden çok önce yazılmış, ‘Post-postmodern sürecin günlüğü’ isimli kitabımda da yer alan iki yazımı disleksi’den mustarip Türk entelektüeli için tekrar yayınlama gereği hissediyorum.

        Geçtiğimiz yıl sürecinde analiz etmeye çalıştığım ‘POST-POSTMODERN SÜREÇ’i darbe süreci olarak anlamaya çalışan; ‘LAİK YANILGI’, ‘YÜKSELEN MİLLİYETÇİLİK DEĞİL’, ‘ORDU DEMOKRATİK TEPKİ GÖSTERECEK’ tezlerimi zihin açıklığıyla değil, tutulmuş akılla algılamaya çalışan iki ayrı entelektüel muhalefet vardı.

        Her ikisine de geçmiş olsun derken, bu köşenin analiz gazeteciliği yapmaya ‘aklını kiraya vermeden’ devam edeceğini duyurmak isterim.

        İktidara talip yok
        27.03.2007 09:57
        Ortada bir kavga var ama… Kavga kimin veya kimlerin, hangi kombinasyonla muhalefet olacağı konusunda… Senaryolar yazılıyor, hesaplar kitaplar yapılıyor, ittifaklar kurululuyor, ittifaklar yıkılıyor… Amaç muhalefette yer alabilmek. İktidar alternatifi olabilecek partilerden en önemlisi MHP liderliği, henüz iktidara talip olmaya karar vermemiş gibi görünüyor. CHP’nin durumu açık… İktidara ulaşılacak bir açılım aklının ucundan bile geçmiyor. GP, Anavatan, DSP muhalefet olabilmek, muhalefet sıralarına oturabilmek için ittifak senaryoları yazıyor. DYP ise, iktidar payandası, AKP desteği profili çiziyor. O iktidara değil, iktidarı paylaşmaya, bir miktar aday… Ne ilginç değil mi, aynı şekilde toplumsal muhalefet için de, ‘milliyetçi yükseliş’, ‘laik refleks’, ‘ulusal uyanış’, nasıl adlandırılırsa adlandırılsın, merkezde bir güçlüirade dizayn edilmiyor. Aslında bir ‘ana akım’ olan AKP’ye muhalefet, seçmenin gözü, kudret merkezlerinin izni önünde marjinal partilere savruluyor. GP barajın altındaki oranıyla AKP’yi destekliyor. DYP barajı geçerse AKP’nin yedeği, yok geçmezse zaten AKP’ye çalışıyor. Diğerlerinin pozisyonunu bile saymaya gerek yok… Yani… Kudret merkezleri ve siyasi elit, gizli bir yemin etmişçesine Türkiye’nin ateşteki kestanelerini AKP’ye toplatmaya karar vermiş. AKP’nin de, Tayyip Erdoğan’ın da girdiği yolda dönüşü yok. Tarihin garip cilvesi AKP’ye bu alengirli dönemde ‘milli’ bir rol biçmiş gibi görünüyor. İyice ısınacak Kürdistan meselesi… Türkiye’nin kapısını çalıp çalıp duracak Ermeni soykırımı iddiası… AB’den muhtemel kopuş veya kucak buluşması… Başkanlık sistemine geçisin tüm sancıları ve yan etkileri… Yeni AKP iktidarına ihale edilmiş gibi görünüyor şimdilik. O halde (MHP liderliğinin iktidara talip olma kararsızlığını bir kenara koyuyorum. İrade beyanı anlamına gelecek bir hareket henüz görünmese de…İhtimal var…) AKP’nin yeni meclis manzarası ‘300 Spartalı’ şeklinde tanzim edilmelidir. AKP’ninmevzilerini milli ve laik figürlerle tahkim etmesi teşvik edilmelidir. Yani laik ve milli muhalefeti de ‘iktidar kaçkınları’nın değil, AKP’nin içselleştirmesine yardımcı olunmalıdır. Muhalefeti hedefleyerek AKP iktidarını kaçınılmaz hale getiren muhalefet partilerine verilecek oya gelince…. Ateşteki kestaneleri toplatmak için AKP’ye utangaç ve dolaylı destek vermeye gerek yok. Hiç olmazsa AKP’den milli bir düzenleme talep edebilir ve oylarınızı Türkiye’nin kaderinde söz sahibi olacak ‘300 Spartalı’ya verebilirsiniz. Çünkü onlar, Sparta aklını başına toplayana kadar memleketi korumakla mükellef olacak. Başarılı olurlarsa kahraman, başarısız olurlarsa ‘suçlu’ olacaklar. Muhalefet partilerinin iktidar olmaktan kaçtığı bu tuhaf ortamda ise, bana göre, başarılı da olsalar, başarısız da olsalar kahraman olacaklar. Savaş meydanından kaçana, iktidar olmak için ‘300 Spartalı’nın telef olmasını bir köşede bekleyecek,ikbal hesabı yaparken Sparta’yı tahlikeye atacak olana, kusura bakmasınlar, saygı yok… Bana bile bu yazıyı yazdıran necip muhalefet partilerine alkışlarımı gönderirken, AKP’nin gelecek ‘300 Spartalı’sını selamlıyorum. atilganbayar@haberturk.com BEYAZ TÜRK’ÜN ATEŞLE İMTİHANI
        16.05.2007 17:11
        atilganbayar@haberturk.com Durum şu: Beyaz Türk, yaşam alanına yönelik tehdidi (Kurtuluş Savaşı’ndan beri ilk kez) silahlı kuvvetlere ihale etmeye lüzüm kalmadan bertaraf etmeye çalışıyor. İlginçtir, Kurtuluş Savaşı’nda bunu ‘müslüman kalabalıklar’ ile ittifak yaparak gerçekleştirmişti. Elimizdeki bütün ipuçları, bu kez de hem şeriat tehdidi, hem de gayrımilli eğilimlerin bu sefer de ‘müslüman kalabalıklar’ ile ittifakla bertaraf edilebileceğini gösteriyor. Vatan Gazetesi’nin anketine göre CHP’nin oy oranı yüzde 19. Yeni Şafak gazetesinin anketine göre yüzde 17. Yani, toplamda 5 milyon kişinin sokaklara döküldüğü mitinglerin 25 milyon kişiyi aktive ettiğini varsaysak bile, CHP-AKP diyalektiğinin CHP ayağında oy birikimi yaratamıyor. Geçen seçimlerde CHP’nin oyu 19 idi. Türkiye’deki ‘ulusalcı derleniş,’ veya adını her ne koyarsanız, bu yeni eğilimin başlangıcından önce ise 17-19 arasında değişiyordu. Demek ki, Türkiye’nin yaşadığı ‘post-postmodern süreç’ CHP’nin önünü tekbaşına rahat bir iktidara doğru açmıyor, ancak CHP organizmasını bir teminat olarak tutuyor. Gelişen bu sürecin, merkezde yeni bir oluşumun neş’et etmesine zemin hazırladığı da bir başka gerçek. İlginçtir, Cumhurbaşkanlığı seçimine girmeyen ve eşi türbanlı Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesini engelleyen bu ‘merkez irade,’ devlette değil, yani kamusal alanda değil ama özel hayatta türban serbestisini savunuyor. Yani, kamusal alanı bir devlet dairesi gibi ‘coğrafi mekan’ olarak değil, kavramsal bir alan olarak tasavvur ediyor. Örneğin, üniversitedeki devlet memuru eğitimcinin kamusal alanda bulunduğunu, aynı coğrafi mekandaki öğrencinin ise ‘kamusal alan’da bulunmadığını düşünüyor. Merkez’in bu yeni ‘zihniyet dizaynı’ Beyaz Türk’ün tıpkı Cumhuriyet’in kuruluş felsefesindeki gibi ‘müslüman kalabalıklar’ ile ittifakına işaret ediyor olabilir mi sizce? Politik İslam liderliğinin siyasal ikbaline karşılık, müslüman kalabalıkların dinlerini özgürce yaşaması laiklik ilkesinin teminatına mı bağlanıyor, tekrar? Benim gelişmeleri okuma eğilimim bu yönde… İlginç olan, benim sosyologlardan beklediğim belki de Cumhuriyet Mitingleri’nin titreşimlerinin daha derinlemesine bir tahlili olmalı… Milyonlar, sokaklara dökülüp, askeri müdahaleye gerek kalmadan, yaşam alanlarını laiklik prensibi çerçevesinde korumaya çalışırken, Türkiye laiklik ilkesi çerçevesinde her hücresine kadar mobilize olmuşken CHP’nin oyu niye bir türlü artmıyor? Yoksa, Beyaz Türk’ün kolektif bilinçaltı, bugünkü CHP’nin ‘laiklik’ ilkesini yanlış okuduğunu, bu okuma biçiminin şehirli modernist ile müslüman anadolulu ittifakına imkan tanımadığını görmüş olabilir mi? Bu mitinglerin yarattığı sinerji, CHP’nin kemik oyuna bir katkıda bulunmadan, DYP-Anavatan ittifakına mı büyük bir hayatiyet ve fırsat mı tanıyacak? Mitinglere katılan veya katılımcıların etki alanında bulunan kemik CHP seçmeni dışındaki kalabalıkların oyu buraya mı gidecek? Yeni merkez ittifak, bunu sağlayacak mimariyi kurabilecek mi? Kanal açıktır ve tartışılması gereken bir sorudur. Ben kamuoyu yoklamalarını incelediğim zaman, Türkiye’nin ‘şeriat’ı tasfiye ederken, ‘laik yanılgı’yı da tashih ettiğini görüyorum… Yeni merkez sanki böyle şekilleniyor. Ne dersiniz? MERAKLISI İÇİN TEORİK ÇERÇEVE Yukarıda olgunlaşmış döneminde kısa bir özetini verebildiğimiz teorik tezin çerçevesi, bu sütunlarda Eylül 2006 yılında daha ortada ‘miting’ adı yokken, ‘Beyaz Türk Siyasete Dönüyor, Kendisine Müttefik Arıyor’ yazısıyla çizilmeye başlandı. Konu üzerine derinlemesine düşünmek isteyenler, bu yazının altındaki arşiv bölümünden tezin seyrini izleyebilirler. Hızlı okuma yapmak isteyenler, aşağıdaki linklerdeki yazıları ‘tekrar’ gözden geçirebilir. BEYAZ TÜRK SİYASETE DÖNÜYOR, KENDİSİNE MÜTTEFİK ARIYOR http://www.haberturk.com/yazioku.asp?id=1062 LAİK YANILGI http://www.haberturk.com/yazioku.asp?id=2724 TÜRKİYE’DE LAİKLİK İSLAM’I NASIL KORUYOR? http://www.haberturk.com/yazioku.asp?id=3212 DESTUR LAİK VAR http://www.haberturk.com/yazioku.asp?id=3152 ALLAH İLE KUL ARASINDA OLAN DİN DEĞİL, İNANÇTIR http://www.haberturk.com/yazioku.asp?id=2409 DİNDARLARI SUÇLAYACAK YASAYI AKP ÇIKARTABİLİR http://www.haberturk.com/yazioku.asp?id=1815 PAPA’NIN HEDEFİNDE İSLAM DEĞİL, LAİKLİK VAR http://www.haberturk.com/yazioku.asp?id=89 AMERİKA NEDEN İSLAMOFAŞİST DİYOR? http://www.haberturk.com/yazioku.asp?id=1039

        Diğer Yazılar