Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Programın adı ‘Güzel ve Dahi’ yanlış hatırlamıyorsam…

        Güzel genç kızlar; akıllı, entelektüel delikanlılarla çıkıyor… Eğlencelik bir yarışma programı…

        Tabi bizim ‘üç yüz kitap entelektüelleri’ boş durmuyor. Turgut Özal’ın muhterem hanımını tanımaya yaşı kifayet etmeyen genç kızlarla dalga geçiyor.

        Sanki onlara, Vesamet hanım kimdi diye sorsak, cevap verebilirlermiş gibi…

        ‘Üç yüz kitap entelektüelleri,’ okudukları maksimum 300 kitap yüzünden kendilerinde vehmettikleri irfanla, çirkinliklerini gizlemeye, ‘güzellikten’ intikam almaya, zehirlerini akıtmaya çalışıyor…

        Sanki kendilerine Boccaccio kimdi, diye soran olsa, cevap verebilirlermiş gibi…

        ‘300 kitap entelektüelleri’nin ‘baloni’ afra tafra geleneği devam ediyor.

        Bunlar bir vakitler, tv programlarında ellerine düşen dansözlere, şarkıcılara ‘en son hangi kitabı okudun,’ sorusunu sorup; sonra karşılarına geçip, gerim gerim gerilirlerdi…

        Terörleri öyle büyüktü ki, zavallı dansözlerin akılına, ‘ben kitap okumuyorum. Niye okuyayım, dansözüm ben. Sen niye dans etmiyorsun,’ demek gelemezdi.

        Ya da, bu kızlar, bunlara, ‘sen niye güzel değilsin’ demekten imtina eder, güzelliklerini bir suç gibi taşıyıp, utanırdı…

        ‘300 kitap entelektüelleri’ o vakitler Amerikalıların ‘cehaleti’ ile dalga geçmeyi de severdi. Türkiye’nin dünya haritasındaki yerini bilmeyen Amerikalıları ‘aptal’ zannederlerdi. Sanki kendileri Patagonya hangi kıtada bilirlermiş gibi…

        Şimdi bu ‘Güzel ve Dahi’ programı başladı ya…

        ‘300 kitap entelektülleri’ gemi azıya aldı.

        Bir zamanlar avaz avaz ilan ettikleri, dansözlerin entelektüel olma beklentisini, güzel kızlara yönelttiler.

        Kendileri çirkin ya…

        Okudukları 300 kitabın irfanı bu çirkinliği saklayacak, güzelliğin üzerine basmalarına izin verecek ya…

        Fırsat bu fırsat, çemkiriyorlar.

        Ve fakat, pek yazık, 300 kitap cehaleti almadığı gibi, çirkinlik de baki kalıyor.

        Türkiye’de listesi belli olan o 300 kitabın entelektüellerinin yarattığı yalan teröre bakarken, Arthur Miller’ın niçin bu tarz yarım akıllı, içi kara sıvalı denyoları değil de Marlyn Monroe’yu tercih ettiğini çok iyi anlıyorum.

        Bu ne cüret ya!

        Hem cahilsin, cühela; hem de kendinde güzellikle dalga geçme gücü buluyorsun…

        Ne bir entelektüel sallıyor seni, ne o dalga geçmeye teşebbüs ettiğin güzelim kızlar.

        Ben bu ‘300 kitap entelleri’ne eskiden gülerdim…

        Şimdi içimi böyle tuhaf bir bulantı kaplıyor.

        atilganbayar@haberturk.com

        Diğer Yazılar