Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Acil çözmemiz gereken bir durum var: Düzensiz göçmen krizi. Afganistan’da iki yıl içinde 3 milyon insanın ülkeden kaçması bekleniyor. Pakistan istihbaratının Talibanla ilişkileri düşünüldüğünde kaçışların İran üzerinden Türkiye’ye gerçekleşmesi kaçınılmaz. Bayram sonrası Taliban baskıyı arttırdıkça göçler de hızlanacak.

        Kapımızda Afganlılar birikmeye başladı bile. İran sınırından her gün 5 bin civarında giriş var. Göçmenler öncelikle mezhebi gerekçeler ve siyasi durumundan dolayı İran’da kalmaktan yana değiller. Diğer bir ifade ile İran bir transit ülke. Afganların Suriyelilerden farkı ise, Suriyelilerin büyük kısmının Türkiye’yi transit ülke olarak görmesi. Başka bir ülkeye gidemedikleri için burada kalıyorlardı. Ancak Afganlar için durum farklı. Afganlıların sadece yüzde 10’u için Türkiye transit ülke, geri kalanı ise için son durak.

        20 yıldan bu yana yabancı kurum ve kuruluşlarla çalışan, tercümanlık yapan, NATO askerlerine yönelik servis hizmetlerinde çalışmış şirket çalışanlarından 18 bin ailenin Afganistan’dan kaçmaya hazırlandığı da biliniyor. Amerikan yönetiminin Afganistan’dan birliklerini çıkarma kararı aldığı nisan ayından beri hükûmetin askerî birliklerinin durumu da sistemli bir şekilde kötüleşiyor. İnternette Taliban’ın teslim olan askerleri idam ettiği çok sayıda video dolaşıyor. Afgan askerî birlikleri, Amerikalılardan gelen askerî mühimmatlar gibi zengin askerî ganimetleri Taliban militanlarına bırakarak geri çekiliyor ve komşu ülkelerin sınırlarını geçmek zorunda kalıyor.

        Amerikan kuvvetlerinin ülkeden çıkışını kaçış olarak adlandırmak mümkün. En azından Bagram Askerî Hava Üssü’nden çok sayıda aracı geride bırakarak çekilmeleri böyle gözüküyor. Washington “güvenlik maksadıyla” Afgan yönetimine üssün ne zaman terk edileceğini bildirmedi. Sonuç olarak terk edilmiş üs, askerler gelene kadar yerel halk tarafından yağmalandı.

        Taliban, Amerikan birliklerinin çekilmesiyle ülkede daha fazla bölgeyi ele geçiriyor. Son iki ay içinde ülkedeki 400 yerleşim noktasından 194’ünün kontrolünü ele geçiren Taliban birlikleri başkent Kabil’i çevrelemiş durumda. Şehre ulaşan tüm ulaşım kanallarını kontrol altına aldılar, her geçen gün başkente biraz daha yaklaşıyorlar. Şehir periyodik olarak saldırıya maruz kalıyor. Hükûmet kurumlarının ve büyükelçiliklerin bulunduğu “yeşil alan”a bile füzeler yağıyor. Kurban Bayramı namazı kılınırken Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın yanına üç füze düştü.

        Afgan yönetimi temsilcileriyle Taliban hareketinin temsilcileri arasında Katar’da gerçekleşen görüşmelerde en azından Müslümanlar açısından kutsal sayılan bayram zamanı ateşkes yapılması hedefleniyordu ama olmadı. Fakat taraflar, altyapıyı yok etmeme ve görüşmelerde uzlaşı noktası bulma girişimlerini sürdürme konusunda anlaştı.

        TÜRKİYE OYUNA GİRİYOR

        Afganistan ile sınırdaş olan ülkeler sınır güvenliğini kuvvetlendiriyor. Özbekistan ve Tacikistan’da savaşa hazırlık kontrolleri yapılıyor. Her iki ülke Rusya ile birlikte 5-10 Ağustos tarihleri arasında Hatlon bölgesinde tatbikat düzenleyecek.

        Kabil Havalimanı’nın güvenliğini üstlenen Türkiye de bu geniş ve karışık ilişkiler bütününe dahil oldu. Havalimanının güvenliğinin Afgan güvenlik güçleri değil Türk askerleri tarafından sağlanacak olmasına Rusya’nın itirazlarını Rusya Devlet Başkanlığı Afganistan Özel Temsilcisi Zamir Kabulov, üç maddede özetlemişti: “Birincisi, Türkler bunu Kabil yönetimiyle bile değil Amerikalılarla anlaşarak yaptılar. İkincisi, Taliban NATO birliklerinden kalan her unsuru işgalci olarak tanıyacağını net bir şekilde söyledi. Üçüncüsü ise 20 yıl boyunca Kabil Havalimanı’nın güvenliğini sağlamak açısından Amerikan-NATO askeri birliğinin 600 tane Afgan yetiştirememiş olması başka bir soru.”

        Havalimanın güvenliği Kabil’in istikrarının sağlanması açısından kritik öneme sahip. Fakat daha önemlisi diplomatik pazarlıklarda oynayabileceği rol. Washington, Ankara’nın Afgan dosyasında ağırlığını artırarak bölgedeki rakibi Rusya’ya karşı hem denge kuruyor hem de Ankara üzerinden Moskova ile işbirliğine kapı aralıyor.

        Diğer Yazılar