Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Sudan’da devlet ve paramiliter güçler arasında 13 günden bu yana süre gelen çatışmalar bu hali ile devam ederse, tüm bölgede domino etkisi yaratması kaçınılmaz bir hal alacaktır.

        Yorgun ve korkmuş halde evlerinden tahliye bölgelerine intikal eden vatandaşlarımızın güvenli tahliyesi için çabalar devam etmekte. Türkiye, Sudan’daki çatışmanın taraflarını Ankara’ya davet etti. Ancak henüz olumlu bir dönüş olmadı.

        Birçok ülke vatandaşlarını tahliye etme isteğinde ve herkes Sudan’daki savaştan kaçmaya çalışıyor. Kalabalıklar, liman terminallerine doluşuyor, kirli otobüslere sığışıyor ve bu durumda da havalimanına sığınanlar kendilerini şanslı hissediyor. Şu an bir çok ülke kendi vatandaşlarının tahliyesi için Türkiye’den destek istiyor. ABD sınırlı sayıdaki vatandaşını tahliye etti. Ama daha on binlerce birçok ülkeden yabancı vatandaş geride kalmış durumda.

        Sudan ordusu ile Hızlı Destek Güçleri (HDK) arasındaki çatışmalarda ölenlerin sayısı binli rakamlara ulaştı. Sudan'daki çatışmalar uzadıkça, bölgesel riskler daha çok artacaktır. Sudanlı yetkililer şimdilik bir çözüm olmadığını ve şartların daha da zorlaşarak iç savaş konseptine dönüştüğünü ifade ediyorlar.

        Ancak asıl korkutucu senaryo ise Kuzeydoğu Afrika ülkesindeki çatışmaların da devam eden bir savaşa dönüşebileceği endişesi. Ne Genelkurmay Başkanı Abdülfettah el Burhan ne de Hemeti olarak bilinen HDK Lideri Muhammed Hamdan Dagalo’nun iç savaş sarmalına sürüklenen ülkede çözüm arayışında olmadığı görülüyor. Çatışmanın iki tarafını temsil eden isimlerin müzakere masasına yapılan davetlere verdiği yanıtlar “Barış ancak Tabutta” oluyor.

        Ukrayna’da ülkesini terk etmeye çalışan yüzbinlerce insanı ekranlara taşıyabilmiştik. Ama Sudan’da bu o kadar da kolay olmuyor. Siyasi ve diplomatik kaynaklar her saat başında yer değiştirebiliyor. Bölgeden konuştuğum meslektaşlarım ise iç savaş sarmalına sürüklenen Sudan’daki tabloyu şöyle özetliyorlar: ’’ On binlerce mülteci çatışmalardan kaçmak için yollarda. Önümüzdeki günlerde Sudan'dan komşu Çad ve Güney Sudan'a kaçmak üzere 300 bin kişinin hazırlık yapmakta.’’

        Öte yandan Sudanlıların yanı sıra Sudan'da bulunan ve çoğu şimdi kendi ülkelerine dönmeye ya da başka ülkelere kaçmaya çalışan bir milyon mülteci çatışmalardan etkileniyor.

        Görüştüğüm kaynaklarım, çatışmanın başladığı ilk günden buyana yani son 13 günde 30 binin üzerinde sivilin Çad'a gittiğini söylüyor. Ancak bu durum Çad ve Sudan arasındaki sorunu derinleştirecektir. Zira Çad’a Sudan’ın daha önceki çatışmalı döneminden giden 440 bin insan var. Ve oradaki Sudanlılar bizdeki Suriyeliler gibi kamuoyunun tartışma gündemi konumunda. Bana gelen ilk bilgilere göre beş bin civarında mülteci daha şimdiden Çad sınır kapısına dayanmış bile.

        Asıl krizin düğümleneceği bir başka adresin başkent Hartum olması bekleniyor. 800 binden fazla Güney Sudanlı şuan Sudan'da mülteci olarak yaşıyor. HDK Lideri Muhammed Hamdan Dagalo’nun mevcut yönetimin çevre ülkelerden gelebilecek yardımın önünü kesmek için 800 bin Güney Sudanlıya yönelik mülteci akını organize edip, Çad ve Güney Sudan’a yığabileceği konuşuluyor. Bu durumda Çad ve Güney Sudan'ı büyük ölçüde istikrarsızlaştırır.

        Açık konuşmak gerekirse burası dünyanın en fakir ülkelerinin devam eden silahlı çatışmalarına sahne olma hazırlığı içinde. Benzer durum komşu ülke Libya, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Etiyopya’da zaten sahneleniyor. Sudan’ın çevresindeki ülkelerde zaten siyasi istikrarsızlık hakim. Asıl tehlike ise HDK komutanı Dagalo’nun diğer ülkelerden gelen silahlı grupların Sudan'ı geri çekilme alanı olarak kullanabileceği bir ülkeye dönüştürmesi…

        Savaş baronları ve silahlı milislerin çatışmaya müdahalesi gibi akut başka bir tehlike illaki ortaya çıkacaktır. Zira Sudan, bu savaşın nasıl sonuçlanacağı konusunda kendi ulusal çıkarlarını düşünen ülkelerle çevrili. Er ya da geç bu ülkeler de kara delik gibi bu çatışmanın içine çekilecektir. ABD’den gelen ilk sinyaller bu yönde.

        Karışıklık arttıkça diğer ülkelerin, çatışmayı kendi çıkarları doğrultusunda etkilemek için müdahale etme rolleri oluşacaktır. İşte bu durum bir domino etkisi yaratacaktır. Hatta düşünerek söyleyeyim, bu süreç de başlamış durumda. Sudan’ın paramiliter gücü HDK, Libyalı General Halife Hafter tarafından destekleniyor.

        Mısır'ı, Sudan ordusunu savaş uçakları ve askerlerle desteklemekle suçluyor. Kahire ise Mısır birliklerinin Sudan'daki varlığını eğitim göreviyle açıklıyor. Ancak Mısır yönetiminin yıllardır Sudan ordusuyla yakın bağları bulunuyor. Yani Mısır ile Sudan arasındaki kriz her an alevlenebilir.

        Rusya'nın Sudan'daki çatışmaya müdahil olduğunu net söyleyebilirim. Moskova, uzun süredir Kızıldeniz ticaretinin kontrolünü ve Suriye bağlantısını güvence altına almak için liman kenti Port Sudan'da bir deniz üssü inşa etmeyi planlıyor. Rusya Akdeniz’deki varlığını garanti altına almak için bu hamleye mecbur.

        Dünya, Sudan’da olan biteni sadece iki silahlı grubun çatışması ve iç savaş sarmalına sürüklenen Sudan’ın siyasi krizi olarak değerlendirirken, bölgedeki fay hatları hareketlendi bile. Bu dinamikler, Türkiye, ABD, Rusya, İsrail, Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni aktif olarak iç savaşa müdahale etmeye zorlayacaktır.

        Rusya devlet başkanı Putin, Yevgeny Prigozhin'in paralı askeri grubu "Wagner", HDK'ye sağladığı havadan yere füzelerle paramiliter savaşçıları önemli ölçüde güç sağlıyor. Rusya, Suriye ve Sudan üzerinden Ukrayna psikolojisini ve baskısını üstünden atmaya çalışıyor. Mesela Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, salı akşamı Birleşmiş Milletler basın toplantısında, Sudan'ın "Rusya'nın özel askeri Wagner grubunun hizmetlerinden yararlanma hakkının olduğunu” söyledi.

        Bize gelirsek… Seçim gündemi ile meşgulüz ancak Libya’dan dolayı Sudan meselesine er yada geç dahil olmak durumda kalabiliriz. En az Libya, Suriye ya da Ukrayna kadar Sudan da aktif bir ‘’vekalet savaşı’’ arenasına dönüşebilir.

        Diğer Yazılar